bugün

*
1.Versiyon Kadın / Erkek:

Kadın: Saçımı kestireyim mi?
Erkek: Olur.
Kadın: Ama kıyamıyorum.
Erkek: Öyleyse kestirme.
Kadın: Canım değişiklik istiyor...
Erkek: O halde kestir.
Kadın: Bana akıl vermeyi bırak, delilere verir gibi.
Erkek: Eğer nasıl hoşuma gittiğini bilmek istiyorsan,sana derim ki uzun
Kadın: Beni tanıdığında kısaydı.
Erkek: Ve sana tam olarak ne dediğimi hatırlıyorum: 'Ne güzel olurdun uzun saçla'.
Kadın: Ama herkes kesmemi söylüyor.
Erkek: Bu durumda kuafore git ve bırak uyuyayım lütfen.Bunu senden Allah rızası için istiyorum.
Kadın: Peki nasıl kestireyim? Kat kat mı yoksa perçemli mi?
Erkek: Kat kat.
Kadın: Bana yakışacağını sanmıyorum, çünkü saçım çok düz.
Erkek: Bırak perçemli olsun.
Kadın: Çok yorucu.
Erkek: Yorduğu zaman tekrar kestirirsin.
Kadın: O zaman asla uzatamam.
Erkek: Uzatmak istiyorsan kestirme canım.
Kadın: Bana canım deme!!!!!!!
Erkek: ?!?!?!?!!

2.Versiyon Kadın / Kadın:

1.Kadın: Ah şekerim saçını mı kestirdin? Ne kadar güzel olmuşsun!!!
2.Kadın: Ay sahi mi söylüyorsun? Ben pek emin olamıyorum. Ay çok mu kısa oldu acaba...??
1.Kadın: Amaaan ne alakası var. Benim yüzüm bu kadar geniş olmasa aynı kesimi bende verdim. Benim şu saçım klasik oldu artık,yeni bir modele hiç cesaret edemiyorum.
2.Kadın: Ay yapma Allah aşkına nesi varmış yüzünün....Bak şöyle şuralarından kat verdirsen,harika olur!! Benim de boynum uzun olmasa aynı seninki gibi bir model yaptırırdım.
1.Kadın: Ah şekerim sende bir alemsin. Keşke benimde boynum seninki gibi olsa. En azından şu çökük omuzlarımın dikkat çekmesini engellemiş olurdum.
2.Kadın: Ayol sen ne diyorsun?.. Senin gibi omuzları olsun isteyen bir sürü kız var... Giydiğin her şey sana öyle yakışıyor ki..Birde benim şu kısa kollarıma bak. Omuzlarım seninkiler gibi olsaydı,giydiğim bluzlar üstümde emanet gibi durur muydu?

Vır vır vır, dırdırdır...

3.Versiyon Erkek / Erkek:

1.Adam: Saçını mı kestirdin?
2.Adam: Evet
1.Adam: Sıhhatler olsun abi!..
2.Adam: Sağol...
daha kapsamlısı için (bkz: guzellik salonu saplantili kadin)
evet resmen sorunsalların en büyüğüdür.saatleriniz geçer..kuaförünüz uğraşır uğraşır ama yinede hiç bir şey istediğiniz gibi olmaz.mutsuzken gidilir.mutluyken de gidilir.özellikle bir yerlerde buluşma ,toplantı, sevgili gibi nedenle yine gidilir,uzarsa gidilir,boyası çıkmışsa gidilir. bazen çok iyi çıkılır,bazen maymuna döndürürler.. ama yinede bakımlı olmak adına gidilmesi şart olan müesseselerdir.erkekler ne kadar itiraz etsede saçlarını şöyle savura savura gelen ,kendinden ve tabi kuaföründen emin bir kadına bakmaktan kendini alamazlar.
ama kadınlara çok zaman ve para kaybettirdiğinden hep sorunsaldır.
bazı yerlerde boyama ve kesim adına 250 ,300 ytl arası tutan sorunsaldir bende sorun ederdim hani o ayrı...*
kaşı gözü kara kadınların, saçlarını sarıya boyattırmakta ısrarları neticesinde ,yanan yoluk saçlarını kendileri düzene sokamamalarından dolayı sorun haline gelmiş kuaföre gitme zorunluluğu
saci hic kestirmeyerek, kendin keserek ve kendin boyayarak ustesinden gelinebilecek sorunsaldir. * *
kadınların daha çok psikoterapi mekanı olarak gördüğü yer.kuaförden içeri girer girmez yapılacak ilk eylem kuaförle işin erken bitirilmesi hususunda pazarlığa oturmaktır.fakat hiçbir hatun vaad edilen saatte çıkmayı başaramamıştır.saç kesim ya da boya ya da her neyse bittikten sonra,hatun kısmı yan koltukta oturan fakat daha önce hiç görmedikleri hemcinslerine ''ayy şekerim nasıl olmuşum?'' şeklinde fikir sorarlar. daha sonra işin kuaför sonrası kısmı başlar.buna kamuoyu yoklaması adı verilmektedir.eşin dostun fikri alınır,eğer gereken ilgi gösterilmemişse tekrar kuaförün yolu tutulur.ayrıca eğer sevgiliniz ya da eşiniz saçınızdaki değişikliği fark etmemiş ise hayata küsülür,harcanan zamana beddua okunur,vay halinizedir.