bugün

islam felsefesıne gore ınsanların kaderı, ne yapacagı nasıl yasayıp nasıl olecegı bellı degıldır.ıslam dınıne ınanan ınsanların dustugu en buyuk hatalardan bırı de budur;yanı ben yaparsam yapayım kaderımde olan yazı degısmeyecek demektır.buna karsı cıkanların savundugu dusunce ıse sudur;pekı yaratıcı neden kaderını bellı etmedıgı ınsanlarnı kaderını kısının davranıslarına gore sekıllendırmıyor.aslında ınsanların kaderı kaınat yaratılmadan belırlenmıstır fakat gozden kacırılan nokta yaratıcının yazılan kaderlerı degıstırıp degıstırmedıgı degıl sadece gelecegı gorme ozellıgı sayesınde o ınsanın ne yapacagını neye karar verecegını bılmesıdır.yaratıcının kaderımıze ,yasadıgımız surec ıcınde bır etkısı olmamaktadır.
hiç ders çalışmadan girilen sınavdan yüksek not beklemek kadere tevekkül(olması istenen bir iş için çalışıp, sonucu için allah'tan yardım ummak) değil, ofsaytta bekleyip gol atmayı ummaktır.

piyango bileti almadan büyük ikramiyeyi kazanmanın kaderle alakası yoktur. kader olasılığı olan aksiyomlar için geçerlidir. allah'a inanmadan cennete girmeyi ümit etmekten farksızdır.

güncel teknolojilerin oluşmasını veya herhangi başka bir eylemin vuku bulmasını allah'ın isteği ile olduğunu sanmak ise maalesef ki yine kaderin cüzi boyutunu bilmeyenlerin tatavasıdır. bir işin olması insanın iradesi ile allah'ın iradesinin aynı doğrultuda tecelli etmesi ile gerçekleşir. bu yüzden mutelize ve cebriye mezhepleri -ki biri sadece allah'ın iradesini, diğeri ise sadece insanın iradesini kabul eder- islam dışı olarak kabul edilir.

okumadan, bilmeden, cahil olarak yaşamak da allah'ın ve de insanın iradesinin birleşimi ile ortaya çıkar. kul kör cahil olmak için çabalar, allah da çabasını makbul eyler.
hiç ders çalışmadan girilen sınavdan geçmeyi beklemek kader değil mallaktır.
çok ders çalışıp girilen sınavdan kalmak da kader değil hocanın ibneliğidir.
(bkz: imanın şartları)
mantığım inanmasa da kalbimin inandığıdır.

çok ekstrem* bir örnek vericem, kimi saçma bulacak ama olsun saat yeterince geç:

star wars efsanesinde şundan bahsedilir: "şeçilmiş kişi güce yeniden dengeyi getircek ve galaksiye barış hakim olacak."
anakin skywalker o seçilmiş kişiydi,
efsaneye göre de sith lordunu yok edebilecek tek kişi oydu.
anakin, annesini ölümden kurtaramamış ve eşi padme yi çocuklarının doğumunda öleceğine dair olan rüyalarından dolayı; onu da annesi gibi kaybetmemek için gücün karanlık doğasına hakim sith ile işbirliği yapar ve karanlık tarafa geçer. jedi lere ihanet eder.
şimdi işin ironik kısmı:

artık kendisi de bir sith lordu olan anakin(darth vader), kendinden saklanarak büyütülen oğlu luke skywalker ı, sith lordunun kendisi gibi oğlunu da karanlık tarafa çekmesine razı olamaz ve sith lordunu yok eder. (neticesinde kendini de)

yani efsane dolaylı olarak gerçekleşir, çok farklı bir yoldan olsa da anakin in kaderi doğru çıkar.
-

e bu film lan salak diyenler: asıl hepimizin hayatı birer film, sadece fark etmeden yaşıyoruz.
hayatlarımıza şekil veren olaylar hep tesadüflerdir.

-
baya bi imla düzelttim*
(bkz: buna kim inanır kadir inanır)
(bkz: kader utansın ah utansın)
-kader nerdesin? geliyosun dimi? bekliyorum seni.
-geliyomuş hajı, hadi biz gidip bi çay içelim.
-alo kemal ben gelmiyorum, zira babam, inanmıyorum ona buraya gelsin demiş.
-kızım baban zaten inanmıyoki.
-olsun sen yinede inan bana.
-tamam.

bir terslik anında olayları mantıklı kabul etmek adına, muhtemelen en büyük ve bi okadar tersliklerle dolu hayat inanışı.
insanın olmusuzluklara karşı dirençli durmasını sağlar kader denilen şeye inanmak."keşke" demektense "yazım böyleymiş" dersin ve geçersin ve başına gelen olay seni daha az kahretmeye başlar.Ve şöyle de bir şey vardır ki; bir insan bir şey olsun diye dua ederse Allah da onun duasını kabul edecekse bunu ezelde bildiği için öylece yazdırırmış.Allah duanın olacağını ve bu sebeple kesin sonucu da bilir; bu sebeple duanın kaderi değiştirmesi göreceli bir değişmedir.Biz kaderimizi bilmiyoruz, ama irademize bağlı işlerde neyin nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz, bir de Allah'ın, irademize bağlı kıldığı işlerde kaderin, bizim isteme ve teşebbüsümüze bağlı bulunduğunu biliyoruz; bu manada kaderimizi biz tayin etmiş gibi oluyoruz aslında.şöyle de bir şey var ki kesinlikle kadere inanmakla doğru yoldan alakalıdır:

(bkz: tevekkül)
bir olay aklanmak isteniyorsa, akıl sır erdirilemeyen saçmalıklarda bir hikmet bulmak arzulanıyorsa, o tek kelimelik sihirli açıklama getirilir "kader!.."

sevdiğiniz bir insan genç yaşta, saçma sapan şekilde öldü mü? "kader allah verdi, allah aldı"
bir kişi çok istediği bir amaca ulaşamadı mı? "kader, zaten her işte bir hayır vardır. allahın hikmetinden sual olunmaz"

ancak bu kadere inanmaktaki iki yüzlülük de meşhurdur günün başlıklarından gidelim mesela;

17 yaşında bir hamile ve 7 baba adayı mı var? kader yahu, kader. etmedik hakaret bırakmayanlar insanların alın yazısı ile kafa bulma haddini ancak şeytan'dan alabilir.
erkeklerin seks düşünmediği anlar çok mu az? kader ulan, böyle yaratılmışlar, hem her işte bir hayır yok muydu? bu benim söylediklerim çarpıtmaya giriyor diyenler olacaktır. ortada, açık ve net kurallarıyla, tutarlı bir düşünce sistemi olmayınca ortaya böyle saçma şeyler çıkabiliyor.
olduğu kadar, olmadığı kader.
yıl olmuş 2013 hala kadercilik anlayışı silinmiş değil...
imanın 6 şartından birisidir.
çoğu kişinin "zaten olacak ehehe" şeklinde yanlış bildiği bir durumdur.

not: ateistim.
islam felsefesıne gore ınsanların kaderı, ne yapacagı nasıl yasayıp nasıl olecegı bellı degıldır.ıslam dınıne ınanan ınsanların dustugu en buyuk hatalardan bırı de budur.

yani şimdi islam felsefecilerine göre insanın kaderi belli değil öyle mi?

evet dediğini farz ediyorum.

aslında bu olayı kıvırma gibi duruyor. çünkü bizim kaderden kastımız olayların farklı zaman algılarıyla önceden bilinip bilinemeyeceği değildir.
çünkü bunu kıvırmak için tanrıyı zamandan daha üst konuma götürüp bir nevi her şeyi önceden tek o bilebilir ama sen farklı zaman aralığında olduğun için o zaman aralığında onu gerçekleştirmiş ve bilir olursun kafası. ( aslında tatmin edici bir kıvırtmadır)

yani uzun sözün kısası olayların kararının ne kadar hür olduğudur.

eğer bir tanrı varsa ve her şey onun kontrolündeyse insanı hür yapan şey ne?
eğer bir tanrı varsa ve her şeyi o insana vermişse o zaman iyi olana fazladan ne verdi de o iyi oldu, kötü olana ne eksik verdi de o kötü oldu?

yani tanrı mutlak güç ve her şeyin var edeni ise, o zaman kötülüğün kaynağı kim oluyor?( gerçi bu kaderin dışına çıktı ama olsun farklı bir yere geleceğim)

şimdi evrende var olan her şeyi tanrı yarattı diyor dindarlar ama iş kötülüğe gelince hayır tanrıyla alakası yok diyorlar. iyide hadi tanrı insanı yarattı, insan kötülük yaptı. o yüzden tanrının hiçbir suçu yok. o zaman tanrı insanı yarattı, insan iyilik yaptı tanrının ne merhameti var?

yani kişi her şeyi sorgulamalı sorgulayınca akıl tükenmiyor sonuçta.
(bkz: Anlamazdım anlamazdım kadere de inanmazdım)
Anlamı ve değeri kader tanımına göre değişir.
imanın şartlarındandır. bu anlamda zorunludur. bır de gönüldeki hali vardır ki kendini zorda ,darda hissettiğinde veya çözemediğin bir derdin olduğunda' kader 'dersin. belki teslimiyet belki vazgeçiş.
islam felsefesi diye konuya giren bilgisizleri gösteren dram. güzel kardeşlerim felsefe insan aklındam çıkan olgudur bilimdir hededir hödedir. islam ise allahın dinidir. islam yani dinin ve din gününün sahibi allah katında insan felsefesi'nin hükmü yoktur. din konusunda söz allahındır. kuralları o koymuştur. bu bakımdan islama felsefe demek kafirin yanılgısıdır ki bu yüzden kafir durumundadırlar. islam evvela felsefe değil , yani insan aklından çıkan bir felsefe edebiyat değil Allahın dinidir.

tevhid işte budur. la ilahe illa allah yani allahtan başka kanun koyucuların hepsine hayır anlamına gelir. müslüman kişi bunu kabul etmiş ve imana ermiştir. ve pek tabi allahın dilemesiyle dilediği kadarıyla hidayet ile. (bkz: hidayet)

kadere inanmak ise allahın islam kanunlarını bize bildirdiği son ve benzersiz kitap olan kuran da geçmez. yoktur. bu bakımdan da samimi müslümanları ilgilendirmeyen mevzudur.

kadere inanmak ne zaman çıkmış islam tarihinde de bakarsak. o kanlı günde. hani peygamber torunun kafası kesilip mızrak ucuna takılıp işte bu onun kaderi idi eğer allah dilememiş olsaydı kafası bu mızrağın ucunda olmazdı denilen o kara günde.

kader dahası kadere iman etmek inanmak yani müslümanları bağlamaz. hiç bir şekilde. kuran da tek bir ayet yoktur.

neden aklınızı kullanmıyorsunuz ? - yasin suresi- 62.ayet.
islam felsefecilerine boş diyenleri de göstermiştir. ayrıca onu ben değil en başta olan kişi söylemiş ben ona cevaben soruyu kopyaladım ve cevapladım. kuranda kader diye bir şey yokmuş samimi müslümanları ilgilendirmiyormuş. bak hele, o boş dediğin felsefeciler olmasa sen islam adı altında sorunlarını gideremezdin zaten.

ayrıca bir insanın kader gibi konuyu umursamaması islam' ın gerekliliği ise o zaman neden anlatıyorlar bu budur diye veya açıklıyorlar?

kısaca inan gerisini boş ver diyorsun yani.

bi de sonuna neden aklınızı kullaımıyorsunuz diye de ekliyorsun.

asıl islam fesefecileri olsun da size kalmasın din açıklamak yoksa vay halinize.
imanın şartlarından biridir .
hayatta bir nebze kalma nedenim.
kader varsa,zeka yoktur.
kader vardır ahanda kanıtı

http://galeri.uludagsozlu.../r/kadere-inanmak-791352/
imanın şartlarından biridir .
tanrının sürekli karar alıp değiştirme yetisine sahip olduğu atlandığı için, kader anlayışı-kader inancı sürekli yanlış anlaşılır.
de providentia yani öngörü başka bir şey, sürekli müdahale edip yeni bir fikir ortaya atmak, karar değiştirmek ve mutlak uygulama gücüne sahip olmak başka bir şeydir. tanrıda bu ikisinin de olduğu unutulmazsa, saçma sapan bir kader anlayışından sıyrılmış olursunuz.