bugün

orta doğu teknik üniversitesi ve istanbul teknik üniversitesi türkiyenin en büyük iki teknik üniversitesidir. ancak aralarında mantıklı bir karşılaştırma yapabilmek için iki üniversitenin de stratejik planına bakmak gerekir. okumak isteyenler için;

istanbul teknik üniversitesi strateji raporu:

http://www.itu.edu.tr/duy...itu_2._stratejiraporu.pdf

orta doğu teknik üniversitesi strateji planı

http://sp.metu.edu.tr/ODT...atejik_Plan_2005_2010.pdf

istanbul teknik üniversitesinin temel üstünlükleri;

üstünlük

ü1 itü'nün çok yönlü birikimleri

istanbul teknik üniversitesi köklü bir kurum olduğundan ve hocalarının bir çoğunu elinde tutabildiğinden gerek eğitim kalitesi gerekse diğer bir çok öğretim alanında türkiyenin en iyi üniversitelerinden birisi.

ü2 itü'nün kendi alanındaki bilinirlik ve saygınlığı

istanbul teknik üniversitesinin köklü olması ona ve mezunlarına aynı zamanda büyük bir saygınlık da katıyor. zaten mühendislik fakülteleri mezunlarından teknik üniversiteler genelde işyerleri tarafından tercih sebebi oluyor. itü arması ile bir mühendis olmaksa her zaman bir avantaj.

ü3 akademik kadronun niteliği, uluslararası düzeyde güçlü olması
istanbul teknik üniversitesi hakkında bu konuda maalesef bir bilgim yok. ancak akademik kadrosunun güçlü ve köklü olduğu biliniyor. uluslararası düzeyde ise yabancıların türkiyedeki bir çok üniversiteyi pek de kaale almadığı söylenebilir. bir bilkent mezunu olmanız sizin elbetteki avantajınıza olacaktır ancak bu bilkentin prestijinden değil, bilkentin yurtdışı bağlantılarının türkiyedeki üniversiteler içinde en güçlü olmasından kaynaklanacaktır.

ü4 istanbul'da olmak
bu da elbetteki itü için bir bakış açısı. gerek sosyalleşmenin daha kolay olması, bütün bilgi kaynaklarına erişimin artması bu bakımdan itü nün avantajı. zira istanbul türkiyenin kalbi.

ü5 mevcut mezunların yarattığı potansiyel
bu konu hakkında da bir bilgim yok maalesef. henüz daha mezun olmuş ve bir fabrikada çalışan bir itü mezunu göremedim. ancak bir teknik üniversite olması, itü yü zaten diğer üniversitelere göre bir adım öne geçirmiş durumda. ancak bu potansiyel in işveren üzerinde nasıl bir etki yapacağından da şüphe duymak gerekir.

ü6 eğitim-öğretimin türkçe ve ingilizce dillerinde yapılması
işte iki üniversite arasındaki kanımca en ama en büyük fark. itü bildiğim kadarı ile %30 yabancı dil uygulaması yapıyor. %70 de olabilir. ancak bu değer odtü de %100.
insanoğlu acayip bir varlık. kendinizi ele alın. fransızca ve ingilizce bilen bir ingiliz vatandaşısınız. doğma büyüme ingiltere. gittiğiniz üniversitede fransızca eğitim alıyorsunuz.
bilim birçok dili kapsar bu doğrudur. ancak düşünme dili tektir. ingiliz birisinin düşünme dili ingilizce olacaktır. bu sadece düşünme değil karar verme, yargılama ve algılama aşamalarında da böyle olacaktır. fransızca onun sadece ingilizce öğrendiği şeyleri başkalarına ifade edebilmesi için bir araçtır. hiçbir insan anadili dışında başka bir dille düşünmeyi ana dili kadar kusursuz yapamaz. eğer ortada öğretilecek birşeyler varsa bu kişinin kendi dili ile yapılmalıdır. ingilizce ise araç olarak kullanılmalı ve başkalarına anlatılmalıdır. bu kişiyi başka bir dille düşünmeye zorlamaktan hem daha kolay hem daha yararlı olacaktır.
bu yüzden bu noktada itü belki de en iyi seçimi yapmış ve % li bir yabancı dil sınırı koymuştur. bu hem öğrencisinin ingilizceyi geliştirmesinde yararlı olucak, hem de kendi dili ile öğrendiği şeyleri daha çabuk hatırlamasını sağlayacaktır. odtü de ise %100 lük yabancı dil uygulamasının sıkıntısı budur. algılamada ve kavramada sorunlar yaşanması. bbirçok odtü öğrencisi de yabancı dille eğitime zaten karşıdır. ben de bunlardan birisiyim.

ü7 teknopark kurulması ve varlığı
bir avantajı yok. aynısı odtü de de bulunmakta ve çok daha fazla bilinmekte ve sayılmakta.

ü8 sayıca en fazla akredite olmuş programa sahip üniversite olması
bir çok yurtdışı üniversiteleri tarafından itü nün bir çok bölümü tanınmaktadır. ancak bu tanınma mevzusu nedir? örnek vermek gerekirsi yurtdışındaki tıp fakülteleri türkiyeden yeditepe dişçilik dışında hiçbir dişçilik fakültesini saymamaktadır. tanımamaktadır. türkiyenin kıbrıs rum kesimini tanımadığı gibi.

ü9 sayıca ve çeşitlilik açısından üstün uluslararası ilişkiler
maalesef bir bilgim yok. ancak bu ztaen diğer maddelerde söylenenin bir tekrarı gibi duruyor.

ü10 mühendislik programlarındaki çeşitlilik, bazı mühendislik alanlarında eğitimde tekel olunması
istanbul teknik üniversitesinin bir diğer üstünlüğü. bir çok mühendislik alanında parçalara bölünmüş olması ise en büyük avantajı. elbetteki bu noktada işverenin kararı da mezun olucak öğrenciler için çok önemli. örneğin elektrik-elektronik yerine hem elektrik hem de elektronik alanlarına ayrılmış ve telekomünikasyonu bile içinde barındırmış bir mühendislik fakültesi. hatta yanlış bilmiyorsam elektrik-elektronik fakültesi. bir alanda uzmanlaşmak elbetteki muhteşem birşey. ancak dediğimiz gibi. işverenin düşüncesi en önemlisi. zira insanların %90 ının okuma nedeni, her ne kadar türkiye gibi çalışkanlığa, zekaya değer vermese de, ileride iyi bir kariyer sahibi olabilmek.

bu noktaya kadar istanbul teknik üniversitesinin üstünlükleri böyle gözüküyor. en azından itü görevlileri böyle olduğunu savunuyor. peki ya odtü?
(#3046849)*
"odtünün kampüsü şöyledir, odtünün sunshine ı vardır" da çok daha fazlası konuşulmalı bir üniversite hakkında. zira siz odtüyü veya ğitüyü tercih edecekseniz içindeki kafelerin güzelliğine veya çimenlerinin yeşilliğine bakmamalısınız. zira sizin bu 4-5-6 senelik üniversite hayatınız sizin ilerideki ortalama 40 yıllık yaşantınızı şekillendirecektir. eğer bu mantıkla düşünürseniz odtü mimarlık yazarsınız. sabah akşam hatunlarla yiyişirsiniz. veya felsefe yazıp çimenlerde oturup dünaynın yaradılışından insan psikolojisine kadar uzanan muhabbetler edip kahvenizi yudumlarsınız. asıl önemli olan ise "kim" olmak istediğiniz. üniversite ise bunun için sadece bir araç. olay insanın ta kendisinde.

ü1 araştırma ve eğitimde disiplinler arası sinerji yaratılması

disipilenler arası birleştirme. kısacaıs eğitim ve araştırmayı bir arada tutmak. odtü nün bu konuda oldukça iyi olduğu söylenebilir. zira genelde öğrencilerini ve asistanlarını araştırmaya iten, onların sorgulayarak ve tartarak öğretmesini palnalayan bir yapısı var. derslerin zor olmasının temeli de bu. derslerde size bilginin bir kısmının verilmesi, geriye kalan bilginin araştırma ve örnekleme ile bulunması ve harmanlanarak sonuca varılması. zaten bir üniversite böyle olmalı. eğer size %100 bilgi veriyorlarsa bu eğitimin lise eğitiminden farkı kalmaz
ü2 araştırma ürünlerinin artırılması
sinerji sonucunda oluşması en muhtemel şey. zira eğitim ve araştırmanın bütünleşmesi ile ortaya ürün çıkmasından daha doğal bir sonuç olamaz.

ü3 yaratıcılığı destekleme mekanizmalarının geliştirilmesi ve yenilikçiliğin özendirilmesi
(eğitimde yenilikçilik, yaratıcılık)
eğitimde yenilikçi olduğu biraz aşikar. her ne kadar bir çok sistem sürekli olarak yenilenme içerisinde olsa da akademik kariyer yapmış hocalarının artık sahil kasabalarına taşınma vakti geldiğinden size verilen bilgiler de eski oluyor. insanoğlu acayip bir varlıktır ki sürekli olarak yeniyi ister. öğrenmek ister. araştırmak ister. önünüzde m4a16 tüfeği varken birilerinin size bu tüfeği "x mm, y hızında mermi atar, z hızı ile hedefi vurur, hedefe p basıncı uygular" şeklinde mi anlatmasını istersiniz? yoksa "bizim dedelerimiz bu silahı alır omzuna koyar bang bang diye ateş ederdi. attığını vururdu namussuz" şeklinde mi?

ü4 finansal kaynakların geliştirilmesi (öz kaynaklar, katma bütçe yatırım)

finansal kaynakları güçlü bir üniversitedir. ancak her sene bu kaynakları kaldırım ve yol çalışmalarını yenilemeye harcaması ise akıllarda "acaba ceplere para mı iniyor" sorusunu getirmektedir. zira okulun kaynak yönünden çok zengin bir kütüphanesi olsa da öğrenme ve öğretme standartlarına yeni yeni ulaşamaya başlayan bir kütüphanesi vardır. bu sa muasır konfor seviyesidir.

ü5 strateji uygulama sisteminin yapılandırılması, çalışanların gelişiminin ve kurumsal öğrenmenin
desteklenmesi

ü6 paydaşlar ile etkili iletişim ve işbirliği altyapısı
(ulusal/uluslararası eğitim ve araştırma kurumları ile iletişim ve işbirliği)
bir çok eğitim programı ile öğrenciyi yurtdışına çıkmaya teşvik eden bir yapısı vardır odtünün. bunda yurtdışıda saygın bir kurum olması(ne kadar saygın olduğu ise muammadır)na borçlu olduğu söylenebilir. kısasa kısas gerek değişim programlarından gelen öğrencileri, gerekse farklı kültürlerin aktiviteleri ile odtü aslıdna bir dünyanın ankarada yansımasıdır. bu da odtünün en güzel özelliklerinden biridir.

ü7 toplumsal hizmetlerin geliştirilmesi (toplumsal öncelikli konularda araştırma ve uygulama, stk faaliyetlerine katılım, toplumu bilgilendirme, topluma açık tesisler)
öğrencisine sağladığı imkanlar ile türkiyede 1 numara olduğunbu söylemek bile hatalı olmayacaktır. kampüs içi hizmetlerinin kaliteli olması, farklı hizmetleri(toplulukları-ki 100 den fazladır sayısı)içinde barındırması odtüyü türkiyede tek yapmaktadır. tek sorunsa öğrencilerin bu faaliyetlere yeterince zaman ayırtmakta zorlanmasıdır. düzenli çalışın demeyin. insanoğlu buna programlanarak doğmuyor maalesef.

ü8 çalışan memnuniyetinin artırılması
(idari ve akademik personelin desteklenmesi; maddi olanaklar, çalışma ortamı)
memnun oluğ olmadıklarını bilemiyorum ama eğer işveren ve işçi ilişkisi varsa %90 ında her ikisi de memnun değildir. ne işveren işçiden aldığı kaliteden ne de işçi işverenin verdiği ücretten memnundur.

ü9 uluslararası tanınırlığın artırılması
(araştırma-mesleki ve eğitim)
ulusal/uluslararası eğitim ve araştırma kurumları ile iletişim ve işbirliğinin en doğal sonucu. kaçınılmaz.

ü10 öğrenci gelişiminin desteklenmesi
(akademik, sosyal ve kişisel)
öğrenci gelişimi. aslında yaraya parmak basmaktır. zira bir üniversitede öğrencinin gelişimi "kendini geliştirmesi" demektir. kendini geliştirmek ise dünya üzerindeki en çok seçenekli kapılardan biridir. kimi zaman fazla sayıdaki seçenekler öğrencinin kafasını karıştırır. zira kendini geliştirmek hiçbir zaman tam olarak algılanamaz. bir endüstri mühendisine kendini geliştirmesi söylenir, bunu programlama dili öğrenmek, yabancı dil edinmek, ilişkiler sağlamak olarak yorumlayaiblir öğrenci. ancak kişinin kendini geliştirmesi aynı zamanda topluma adapte olması ile de ilişkilidir. en güzel örneklerinden birisi ise insanlar arasında uyum içerisinde yaşamak, bulunduğu ortama çabuk adapte olmak, konuşmasını bilmek, hareketlerini belli bir üslupla gerçekleştirmek. bu örnekler çoğaltılabilir. ancak kişinin kendini geliştirmesi ise dediğimiz gibi dalla budaklı bir terimdir. bir işveren olsan sql bilen bir elemanı elbeteki isterim. ama işe aldığım kişi konuşmasını bilmiyorsa, dağınık ve düzensiz bir adamsa onu neden işimde tutayım? organizasyon zaten iş yerinin temeli değilmidir? organizasyonu bozan unsurların ise her ne kadar kaliteli olsa da kesilmesi faydalıdır. rome total war da çıldıran fillerinizi öldürtüp de orduyu tekrar savaşa kosnantre etmekse çok güzel bir örnektir.

peki sonuçta ne çıkıyor. "hangisi daha iyi?" sorusunun cevabını istiyor aslında tüm insanlar. ancak ortada en iyisi falan yok. üniversite karşılaştırmalarında hiçbir zaman en iyisi yoktur. sadece herhangi bir dalında en iyisine sahip olanı vardır. buna da sizin karar vermeniz gerekmektedir, zira bu noktadan sonra objektif yorum yapmak zor olacaktır.

bir odtülü olarak söyleyebileceğim tekşey odtü isnanı sıcakkanıl falan değildir. tam tersine taş gibidir. algılamada sürekli sorunlar yaşar. çoğu lise döneminde hayatını derse adayıp da üniversitede kendini boşluğa bırakmış, alkolik olmuş, kendini karıya kıza vurmaya çalışıp abaza kalmış isnanlardan oluşur. ikili ilişkilerde büyük sorunlar yaşarlar. kendilerini sürekli kanıtlama çabası içerisindedirler. göreceğiniz bir çok odtülünün odtülü olmaktan gurur duyduğu, mezunlarının ise her gün "ah odtü vah odtü" diye sayıkladığını fark edeceksiniz. ancak bilinen şudur ki odtü kan kaybetmektedir. hocalarını özel üniversitelerine kaptırmakta, yerine hcoa bulamamakta, sıradan üniversitelerden hocalar getirip de size bilgiyi öyle sunmaktadır. birçok hocası daha önce de dediğim gibi sahil beldelerinde emeklilik hayatına başlama yaşını çoktan geçmiştir.

evet, odtü kurtarılmış bölgedir. ancak bu dışarı ile bağlantısının farklılık kompleksi üzerinden kurulmasından kaynaklanmaktadır. kişilerin alternatif olma çabaları, odtülülük ile fazla böbürlenmeleri de doğal olarak itülüleri kızdırmaktadır. zira itü lü öğrencilerin birçoğu odtüyü aşağılamaktan çekinmezler. ancak odtülü kendini hiçkisme ile kıyaslamaz. o kendine göre 1 numaradır. ancak kendini kendisi ile kıyaslamaması ise en büyük hatasıdır. zira kendini en iyi gören aldığı yer ufak yarayı ölümcül hale getirecektir. kazandığı her zaferi ise daha iyisini isteyerek çile haline.
odtude sosyal bilimler okuyabilirsiniz odtu cool takilir, itude sosyal bilimciye hayat yoktur.

odtu ayri bir alemdir stadyumu vardir herkes free takilir, itu de boyle birsey mumkun degildir.

odtude herkes birbirine hocam der, itude durum nedir bilmiyorum.

odtu solun kalesidir, itu turkiyenin yansimasidir.

odtude jandarma vardir, itude polis yeterlidir.

odtuye girmek zordur, ituye kolay. (puan acisindan degil bildigin kapidan girmek a-4 yok mu a-4)

odtude halisaha, tenis, yuzme havuzu gibi bilimum aktiviteleri yapabilirsiniz, ama itude sadece okumakla kalirsiniz.

odtude herkes vatan kurtarir, itude sadece belli bir kisim vatan kurtarir.

odtudeki mescitte yer bulmak icin oglenki dersten 5 dakika evvel cikmaniz gerekir. itude boyle bir yer bulamama sorunu yoktur.

odtu ankaradadir, itu istanbulda. en buyuk fark da budur kanimca.

odtuden sikildiginiz vakit gidebileceginiz yer kizilaydir, ulustur hulasa ruhsuz ankaradir. itude sikilirsaniz eger istanbul size kucak acar.

odtu bir esit agirlik ogrencisi icin cekilmez olabilir. dedigimiz gibi bogazicinden asagiya dogru homojen bir siralama oktur ea ogrencisi icin.

sonucta ikiside turkiyenin guzide okullaridir.
5 yildir muhendislik firmasinda calisan ama muhendis olmayan bir ODTU'lu olarak tanimlamak gerekirse genelde ogrencilikte ve is hayatinin ilk yillarinda yapilan karsilastirma. Kisinin kendisini baz almayan her turlu karsilastirma, meslek yasantisinda biraz ilerlendiginde tum anlamini yitiriyor. Cunku tum okullar insana bilim acisindan hemen hemen ayni seyi veriyor, ama bireylerin kapasitesi, algisi ve kendi ozel cabasi herhangi bir meslek erbabi olmak konusunda ciddi farkliliklar doguruyor. Diger taraftan meslek hayatinin ilk yillarinda okuldan edinilen salt bilginin kendisinden degil ama bilginin verilis metodolojisinden ve mezun olunan okul tarafindan verilen bilimsel bilgi disinda edindirilen aliskanliklardan kaynakli ufak farkliliklar sozkonusu olabiliyor. Bu ufak farklar ITU ve ODTU sozkonusu oldugunda birinin mezununu kalite acisindan digerinin onune gecirmiyor. Bu tur karsilastirmalar belirttigim gibi genelde is hayati taninmadan yapildigindan gozardi edilen bir durum var: Koklu bir yapisi olan isveren, nerenin mezununun ne ise daha yatkin oldugunu gayet iyi biliyor. Deneyim acisindan esit sayilabilecek yeni mezun ya da birkac senelik mezun adaylar, dogrudur, okullarina ve diger bireysel ozelliklerine gore ise yerlestiriliyorlar. Ornegin, yeni mezun bir ITU'lunun uygulamaya yonelik dersleri daha fazla gormus olabilecegi dusunulerek, saha ile ilgili bir pozisyonda ODTU'lunun onune gectigine, ya da teklif hazirlama gibi saglam ingilizce, arastirmacilik, disiplinler arasi calisma bilgisi ve aliskanligi, kuvvetli prezantasyon kabiliyeti turunden ozellikler gerektiren bir pozisyonda ODTU mezunu tercih edildigine sahit olunabiliyor.

Yukarida belirttigimiz gibi okullar (sozkonusu iki okuldan ve altyapi acisindan bunlara alternatif olabilecek okullardan bahsediyorum, cunku ornegin hic laboratuari olmayan bir universite bu karsilastirmaya konu bile olamaz) ogrencilerine teknik bilgi acisindan cok da farkli birseyler sunmasalar da, okulun gelenegi ya da karakteri bazi farklar yaratabiliyor. Ornegin ITU'de asistanlara bile "hoca" muamelesi yapilirken ODTU'de hocalarla arkadas olunmasi, ogrencilerin hocalari kolaylikla elestirilebilmesi ya da karsilarinda daha siki bireyler olarak durabilmeleri, meslek yasantisinda ITUlu'yu gorev adami yaparken ODTUlu'yu aklina uymayan seyi kabul etmedigi icin disiplinsiz yapabiliyor. Ya da ITU'nun genel olarak ogrencisine ders ile ilgili olanaklarin disinda fazlaca bir olanak saglamamasi ve istanbul'da yasamin zorlugu dolayisiyla ITUlu'nun kendi icine kapanik kalmasi ITUlu'nun sosyal olamamasina, iletisim yetenekleri gelistirememesine ve dolayisiyla yaptigi isi iyi sunamamasina yol aciyor. Yabanci dilde egitim de mezunlara ayri bir farklilik katiyor, her iki okulun mezunu belki teknik terimlere ayni derecede hakim ama tum dersleri ingilizce goren uluslararasi uygulamalara ogrenciliginde ve meslek hayatinda daha asina olabiliyor ya da standartlari ve spesifikasyonlari daha kolay degerlendirebiliyor.

Buna benzer detay farkliliklar cogaltilabilir ancak yine yukarida belirttigim gibi bunlar meslek yasantisi icerisinde degisebilecek durumlar. ITUlu zamanla meslek icerisinde uluslararasi yayina ya da presantasyon metodlarina daha hakim olabilirken ODTUlu de saha uygulamasi yonundeki acigini kapatabiliyor. Yeter ki insanlar kendilerini gelistirmeye acik olsun.
Ituden essek yetisir, essege ne kadar yuk vurursaniz o kadar hizli yurur, gretmenlik sosyal bilimler gibi fakulteleri oldugu icin bir teknik universite olmayan ODTU den ise sosyal yonu guclu mezunlar yetisir
Genellikle her iki okulda da aynı şartlarda bulunmamış kişilerin yaptığı subjektif değerlendirmelerdir.

Sidik yarışı havasında atışmalarla geçer. isterseniz konuyu başka yerlere de çekebilirsiniz. iTÜ'nün mevcut rektörü nispeten ılımlı bir portre çizerken odtü rektörü laikçiliğin bayraktarlığına savunmuş olup gelecek seçimlerde muhtemel chp milletvekili aday adayıdır.

iTÜ'lü bir mühendisim. Ülkemde verilmekte olan en iyi mühendislik eğitimini aldım. Daha sonra yurtdışında devam ettiğim üniversitelerle akademik kalite noktasında alacak kıyaslayınca daha çok yolumuz olduğunu tecrübe ettim. Üniversitelerin bilim üretmek yerine 1930'lu yıllardan kalma modası geçmiş sloganları öğrencilerin kafalarına çakmakla uğraşmasından son derece rahatsızım. üniversiteler çağdaaaaaaaaaşşşşş, demoooookraaaaaaaaaatttttttt, laiiiiiiiiiiiiikkkkkkk bireyler yetiştirmez. alanında bilimsel donanıma sahip ve belli bir yetkinliğe ulaşmış bireyler yetiştirir. bireylerin düşüncelerini şekillendirmeye kalkmaz. bunu yapmaya kalktığı sürece de o kurumlar gerçek irer üniversite olamaz. mesleki yüksek öğrenim veren merkezler olarak kalır.

illa bir şey tartışılacaksa bu konu tartışılmalıdır. Ortaköy'de boğaza nazır çay içmenin mi, Kızılay’da öğrenci kafelerine arkadaşlarla geyik yapmanın mı daha iyi olduğu değil.
genelde itülülerin yapmaya çalıştığı karşılaştırmadır. nedeni bilinmemekle birlikte okul okuldur.
ilk işe alındığınızda iki okulunda getirileri olacaktır, nihayetinde ikisi de türkiye içinde en iyi olmaya aday okullardan ikisidir.
ama sonuç olarak insanı insan yapan üniversite değil, insanın ta kendisidir. insan kendisini geliştirmedikçe, insan insan olma niteliğini yerine getirmedikçe isterse dünyanın en muhteşem okulundan mezun olsun hiç bir şey farketmez..
eğer 70'lerde yapılsaydı odtu'nün, 10-1 kazanacağı, karşılaştırma. zira o zaman ki, öğrenci yapılanmalarında odtü hep en önde olmuştur, istanbul hukuk'ta okuyan gezmiş'in bile, odtü'de istanbul üniversitesi'ne nazaran daha çok hikayesi vardır. bugün adları birer slogan haline gelmiş bir çok kişi,okulun resmi öğrencisidir.durumu biraz daha açıklamak gerekirse, bir ara odtü'de sadece dev-genç örgütüne mensup 10.000(yazıyla on-bin)kişi aranıyordu, 70'lerde 48 ayrı fraksiyon olduğu düşünülürse durum daha iyi anlaşılır. ayrıca çıkmayan boya ile yazılmış, devrim yazısı gene odtü'dedir.yalnız tabiki bugünkü, iki üniversitenin durumunu bilemeyeceğim, şu anda bu iki okuldan birisinde okumakta olan kişilerin anlatması daha sağlıklı olur.
dünya genelinde yapılan tüm üniversite sıralamalarında istisnasız itü nin galip çıktığı karşılaştırmadır. son örneği için, http://www.ntvmsnbc.com/news/436296.asp

bunun yanında itü teknik üniversitedir, mühendis yetiştirir; fakat odtü de tıp, diş hekimliği vb. hariç hemen hemen tüm bölümler vardır. neden adı teknik üniversitedir, anlaşılamaz.

ayrıca itü nün 1700 lere dayanan geçmişi varken; odtü 1950 lerin ortasında, itü lü bir grup profesörün anadolu nun kaliteli eğitim veren bir üniversiteye olan ihtiyacını farketmesi sonucu başlattıkları bir girişim sonucu, bazı itü lü akademisyenler tarafından kurulmuştur.
sürekli karşılaştırılan iki üniversitedir bu. öyle ki sadece odtü ve itü de bulunan mühendisliklerde acısı daha da çok belli olur.
işte onlardan biri: (#3047439)
odtülülerin yapmadığı karşılaştırmadır. kendini beğenmişlikten değil, gerek olmadığından.
fenerbahçe-galatasaray tartışması havasında yapılan karşılaştırmadır. hangi takımın daha iyi olduğunu ispata çalışanlar türk futbolunun yabancı oyunculara mahkum kalması gerçeğiyle ilgilenmemektedir. itü-odtü atışması da buna benzemektedir. önce üniversitelerin gerçek birer üniversite olup olmadığı tartışılmalıdır.

(#3047131)
ikisinin de sözlüğü vardır.
odtü'nün çıkarmadan beş yapacağı* karşılaşma.
(bkz: itü sözlük vs odtü sözlük) *
(bkz: doğan slx vs bmv x5)
(bkz: mahmut sen haksızsın ibne)
odtü devrimcidir!
itü burjuva.
8-10 puan daha fazla *alamadığı için odtü ye giremeyen itü lülerin yaptığı karşılaştırmadır daha çok. bir eziklik yaratır mı . evet ama kendilerine sorarsanız hayatta yok öyle birşey hatta saçmalıyorum falan filan. neyse öyle işte. ama mühendis kalitesi olarak bakılmalıdır aslında olaya ama orada da bir mühendis ölçer olmadığı için böyle sürüp gidecektir ilelebet.

? : eksi verdin de ne oldu anten ! odtü ye mi girdin..
(bkz: dokuz eylül iyidi de çevresi kötüydü)
itü, bünyesinde az miktarda kız öğrenci barındırdığı için bir vakitler "ütülü pantolon" esprilerine maruz kalmıştır, odtü'nün böyle bir derdi yoktur...
itü, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan...vb gibi Türk siyasetinin (iyi veya kötü) birçok önemli ismini yetiştirmiştir. Hatta bu yüzden, iTÜ hakkında "mühendis hariç herşeyi yetiştirir" geyikleri de yapılmıştır. ODTÜ öğrencileri ise itülülere göre "fevkalade" politize olmasına rağmen siyeset dünyasına (gene iyi veya kötü) ismini kazımış pek bir kimse yetiştirememiştir...
an itibarı ile sözlükteki odtülülerin ve itülülerin sidik yarıştırdığı başlıktır.Memleketimin her yanı güzeldir deyip kestirip atılası tartışma.
odtü ankara'da, itü istanbul'da yer alır.
itü %70 türkçe, %30 ingilizce eğitim verir.
odtü'de eğitim dili ingilizcedir.
itü'nün göleti ve nükleer reaktörü vardır.
odtü'nün yerleşkesi daha büyüktür.
teknik üniversite denince akla itü gelir.
odtü türkiye'de daha popülerdir.
itü'nün basketbol takımı 1. ligdedir.
odtü bir sürü sosyal bölüm açarak "teknik" karizmasını azaltmıştır.
itü işletme mühendisliği açarak saçmalamıştır.
odtü ingilizce okununca metu olmaktadır. ancak itü ingilizce okununca itu olmaktadır ki, pek fark yoktur.
itü demek son derece kolaydır, ancak odtü derken daha çok enerji harcanır.
odtülüler "ot üniversitesi" itülüler "it üniversitesi" diye takılmalara maruz kalabilirler.

ancak ortak bir noktaları vardır: ikisi de (kanımca) türkiye'nin en güçlü üniversiteleridir, olanakları diğerlerine göre iyidir. keşke her üniversite bir itü, bir odtü olabilsedir.

alıntıdır.