bugün

istediğin her şeyi verdiğini sanmanı sağlar, senden her şeyini alır.
herkesin gitmek istediği fakat benim eskişehir de üniversite kazanarak kaçtiğm şehir. (ama gel gör ki istanbulluyum diince havası farklı oluyor)
doğal güzelliği tarihe gömülecek, bölünecek şehirdir. bu da, romantizmin başka boyuta geçeceğinin habercisidir.
iki kıtada birden yer alan, ülke nüfusu en fazla yoğunlaşmış toprak parçasından ziyade parti liderleri için inanılmaz bir rant kaynağıdır.
devlet meteoroloji işleri genel müdürlüğü'ne göre önümüzdeki 5 gün sağlam sulanacak il.

http://www.dmi.gov.tr/tah...e-ilceler.aspx?m=ISTANBUL

bu arada aylardan mayıs.
yediğim kazıkların toplamı olan şehir! aynı zamanda vazgeçilmez olan, içindeyken ay boğdu beni bu hızlı hayat biraz kaçalım dediğin, üç gün ayrı kalınca özlediğim şehrim!
başka istanbul hakikaten yoktur. yaşanır denilen şehirlerdendir.
hayatın sokaklarda olduğu nadir şehirlerden.
hiç aklımda yokken bi anda yaşadığım şehir sorusuna vereceğim cevap olacak istanbul.
iç anadoluda sakin sessiz bi hayat sürerken o debdebenin içine ben de gireceğim.
sağolsun sağlık bakanlığı kadroyu açmış da açmış istanbula. geriye fazla seçenek kalmıyordu doğudan başka.
bi iki haftaya göreve başlayacağım.
meyil müddetimi kullanıyorum şu anda.
üst ihtisası istanbul da yapmak istiyordum ama şimdiden gitmeyi düşünmüyordum. ama böylesi daha iyi olacak beki de.
gidenin değişmesine sebep olan, güzelliğiyle etkileyen ve acı veren bir şehir.
sertap erener in kelimesi kelimesine doğru tanımladığı şehir.
[http://galeri.uludagsozluk.com/r/istanbul-135210/]
uzun bir aradan sonra o kadar güzel bir gün ile bize merhaba demiştir bu şehir. hava güneşli, pırıl pırıl, insanın içini kıpır kıpır eden cisnten. özlemiştik valla bu havalarını istanbul' un. doya doya yaşamak lazım bunu.
iş hayatına başlamak istediğim şehir.*
deliler gibi ozledigim arkadasim.
bizans başkenti.
kendine has vatandaşı vardır. gittiğiniz her yabancı yerde istanbulluyum demeniz size bir katkı sağlar. öyle izmir'liler gibi faşist falan da değildir.
özledim be,

soba dumanının kokusunu,

koşuşan insanlarını,

tedirgin sokak kedilerini,

vapurlarını, martılarını,

sokakta tek kale maç yapan çocuklarını izlemeyi,

boğazda balık yemeyi,

trafiğini bile...
istanbul...

göğsüme bir istanbul çiziyorum
başparmağımla, kelebek biçiminde
çocukmuşum gibi aynanın önünde
yüzümü saçlarımı okşuyorum

kadıköyden herhangi bir deniz
tenha bir tramvay şişliden
samatyadan belki sultanahmetten
incir ağaçları anmsıyorum

göğsüme bir istanbul çiziyorum
başparmağımla, kelebek biçiminde
biraz umutsuzum, biraz yorgun işte
en çok gözlerimi seviyorum
ataol behramoğlu
bir sevda.
her mevsim ayrı güzel, her adımı ayrı bir tat, bir zevk veren, her cins insanla dolu, herşeyin bambaşka bir gözle görüldüğü, acıyı, kederi, zevki, eğlenceyi dibine kadar yaşadığın, yaşadığını anladığın yer. paylaşılamayan şehir. tüm pisliğine rağmen sevdiğin kopamadığın, bağlandığın şehir.
uzaklaşmak için başka yere gittiğim, sonrasında "lan ne bok yedim" diyerek özlemini duyduğum şehrim.
tadılası değil tapılası bir şehirdir. her piçliğimin anasıdır.
güzel şehir.
adedi artık 3 olacak şey.