bugün

90'lara kadar yenibosna ve beylikdüzü gibi bölgelerinin olmadığı şehir.
Bugünlerde istanbul şehrinde herkes patron
Bugünlerde istanbul şehrinde
Parayla her şey emrinde istanbul.
bayramda boşalmayan, yolda yürümesini bilmeyen öküzler tarafından istilaya uğrayan kent. Çıktığıma pişman oldum aq.
ingilizce konuşup geliştirebilceğim mektup arkadaşı arıyorum ?
"onlarca yildir burada yasiyorum" diyebiliyorum artik.

16 yasinda geldim; yapayalniz ama hic korkmadan... o kadar cok agladim ki bu sehirde... o kadar cok guldum, o kadar sevdim, sevildim, uzdum, uzuldum... istanbul'la ilgisi yok, nerede olsaydim bunlari yasayacaktim belki, buyuyordum cunku; ama istanbul tum bunlarin ortasinda olunca; tum klise sarkilarin, siirlerin, romanlarin soyledigi gibi bir yere donusuyor sehir. buyulu bir yere donustu benim icin de, sonunda.

en cok yalniz kaldim. en cok agladim burda, evet. kotulukler gordum, kimseye soylemediklerimi bir kitaba sarilip agladim.

birakip gitmek istedi bir yanim, bir ses hep "gidemezsin" dedi. "gitme..." hala gidemedim. gitmek istiyorum, gidemiyorum... tutan bir sey yok, gidemiyorum. yani gitmek zorunda olmak istememisim aslinda belki. ya da zamani var, gelmedi. bir sen biliyorsun.

evim olmustur artik. terk ettiler, gittiler, ben kaldim... ben hic korkmadim. korkmuyorum. uzdugume uzuldugum bir sensin, senden ozurler diledim. yetmiyor mu, uzuluyorum. bir tek sen affet yeter, burdaki yillarimi.

tek seni uzmeye, uzmus olmaya dayanamiyorum.

sen varsin hep; her yerde, hep yanimda, icimde. yalniz degilim aslinda.

sen nasil istersen oyle olsun. ne dersen o olsun. hic gormeden inaniyorum; seni o kadar cok seviyorum, icimden tasiyor, agliyorum. ne istiyorsan sen benim icin; ben bilmeden, yasamadan raziyim, yine en iyi sen biliyorsun...

istanbul'u bana yasattigin icin sana tesekkur ederim. beni terk etmedigin, bana darilmadigin, yalniz birakmadigin ve tum merhametin icin tesekkur ederim istanbul.
kavuşamadığım sevgili gibi ,insan bir şehri delicesine özler mi ?
özlüyor işte..
Dünya kentleri arasında 25’inci olan istanbul, gelecek vaat eden şehirler sıralamasında 14 basamak birden gerileyerek 80’inci sıraya kadar indi.
keskin bir mevsim değişimi yaşayan şehir. 2 gün önce öğlen sıcaktan dışarı çıkamazken şimdi ayaklarım üşüyor. Bu şehir süprizlerle dolu.
O trafikle sikimde olmayan yer. Belli yerleri güzel mi guzel, eşi yok. Ama istanbulun anasının amında yaşayıp, ömrün yollarda geçen biri isen istanbul goygoyculuğu yapmanın alemi yok. Zira sen istanbulda yaşamıyorsun sadece kahrını çekiyorsun. Ben ise izmit de oturup uygun zamanda istediğim yerini gezip sonra 41 plakamla Kartepe eteklerinde olan Sitedeki daireme gidiyorum.
görsel
gezmek ve eğlenmek için güzel, yaşamak için zor olan şehirdir.
Havasına güven olmaz.
Bazen gerçek bazen rüya.
Doğduğumdan beri değil de sonradan yaşamaya başlamış olsaydım da sever miydim diye düşündüğüm şehir.

Ayrıca nüfusu azalmalı. Mesela ben bizimkilere gidelim diyorum ama aslında ben de istemiyorum gitmeyi. Bizimkiler de hem anne tarafı hem baba tarafı 50 sene olmuş yerleşeli. Kolay değil o kadar gitmek. Ama bir şekilde bu şehrin nüfusu 10 milyonun altına indirilmeli.
Açık cezaevidir. Insan evladina ıstanbul trafiğinden ve kaosundan daha büyük bir işkence olamaz. Allah kurtarsın bizi.
Nüfusundan ve insanların agresifliğinden sadece yatağımda kurtulduğum şehir.
Dünyanın başkenti, mübarekliğiyle bir şam, bağdat olmuş bir şehirdir. Kısacası dünyanın en güzel şehridir.
20 milyonluk nüfusunun 19.5 milyonu gereksiz,kuru kalabalıktır. Zamanında buraya gelip arsa çevirip, gecekondu sahibi olan ; daha sonra o gecekonduların kentsel dönüşüme girmesi ile bir sürü diare sahibi olan bir sürü insanı barındırır. Yani elin barzosu hiçbir şey yapmadan ev sahibi olur. Siz de ev sahibi olabilmek için çalışır, didinir, senelerce kredi ödersiniz. Böyle bir şehirdir. Hafta sonu çıkıp gezemedikten sonra bir anlamı yoktur ki, hafta sonu da çıkmanızı pek tavsiye etmem.
güneş değmemiş sokakları hala ıslak olan güzide şehir.
sisler altına gizlenmiş yedi tepe üzerine kurulmuş muazzam şehir.
Arkadaş çok güzel tespit yapmış. Buna ek olarak da

Suriyeliler : her yerde.
Bugün 10 (on) saat bulunup, deniz otobüsüne bindiğimde Yahya Kemal Beyatlı'nın ankara için söylediği sözden mülhem, "istanbul'un en güzel hali ayrılış anı." dedim.
Dünyanın en gereksiz şehri. Her yer insan. Leş gibi. Ağzı salyalı hanzo dolu. Kekolar basmış her yanı. Kız olsam kafayı yerdim.

Bi şehirdeki herkes mi yamyam kılıklı olur. Şark kurnazı dolu. Böyle pislik gibi hepsi.

Ankara'yı özledim ulan.

Kamikaze pilotuyla bir şehir günlüğünün daha sonuna geldik.
15 milyon insan yanlış düşünüyor olamaz diyerek yeniden dönüş yaptığım şehir. en büyük sorunu olarak trafik sorunu dillendirilse de katılmadığım bir görüştür; zira trafiğin olması, trafiğin hiç olmamasından çok daha iyidir. 2000 nüfuslu bir ilçeden bağlı bulunduğu ile günde yalnızca iki toplu taşıma aracının olduğunu ve saatlerini kaçırdığınızda otostop çekmekten başka çarenizin olmadığını düşünürsek trafiğin olması bile avantajdır aslında. bir yere üç saatte ulaşabilmek, hiç ulaşamamaktan her zaman için iyidir.
bazen çok güzel gelen şehir. bazen de çok sıkıcı geliyor. çözemedim gitti bu durumu.