bugün

ayıp oluyor azizim ayıp.

hayır bazen bazı insanlarla uzun süreli sohbetler, muhabbetler ediyosun ve karşındakinin ismini bilmiyosun. o saatten sonra sorsan daha da ayıp. hacım, moruk, abi vs. gibi sıfatlar kullanmaktan sıkılıyosun bi süre sonra. hatta 3-5 yıldır tanıdığım insanlar da var. adını unuttuğum. 5 yıllık bi arkadaşlığın ardından "adın neydi ya senin?" demek, onu itin götüne sokup çıkarmaktan başka bir şey değildir bence. işimi kolaylaştırmak amaçlı geliştirdiğim bi yöntem vardı. kişilerin isimlerini not etmek. bi süre sonra bir de baktım ki, masam, odam, ceplerim her yer ufacık kağıtlarla dolu. bu sefer de hangi kağıtçığın hangi şahsa ait olduğu sorunsalı çıktı günyüzüne.

allahtan feysbuh denen gevur icadı girdi hayatlarımıza da beynimizi isim hatırlamak için yüksek devirlerde çalıştırmaktan kurtulduk bi nebze de olsa.
(bkz: insan ilişkileri ve etkili davranış biçimleri)

isimlerle hitap etmek; karşıdaki insanın ne derece önemli bir kısımda olduğunu kanıtlar. zira, insanlar sadece etkilendiği kişilerin isimlerini unutmazlar. etkilenmediğin insanın adını unutmak da doğal olduğu kadar, kötüdür.

mesela ben, isimle hitap etmenin her zaman önemli olduğunu vurgularım. ama insanın kafası ne kadar dolu olursa o kadar da unutma kat sayısı artıyor haliyle. biyonik veya mekanik değiliz, programlama desteği ile yaşamıyoruz. şu ufak çip midir nedir? onlar bir çıksın da, taktıracam ense köküme efendim* ilk programım da isim rehberi olacak. yüzleri analiz edip belleğe kaydedip altına isim eklenecek. oohh mis. önemli şeyler bunlar.

ben ismimin unutulmasına, yanlış telaffuz edilmesine alışmış olsam da aynı hatalara düşmeyi sevmiyorum. insan ilişkilerinden baş kurallardan biri de insanlara isimlerini hatırladığına dair sinyaller göndermektir. sürekli atlansa bile, detayda gizli olan bir kuraldır. hoş, isminin unutulması kimsenin hoşuna gitmez. akıla şöyle bir şey düşüyor 'lan o kadar değersiz miyim ki? insanlar adımı unutuyor' oluyor yani, olmuyor değil.
yıllık izne ayrılınca iş arkadaşlarının ismini unutmak olabilir. *
eskaza karşılaşılıp ayaküstü sohbet durumlarında daha sık yaşanır hadise.

siz karşınızda ki tanışın ismini çıkaramazken onun size adınız ile hitap etmesi; sizin önemli bir insan olduğunuz, unutulmaz olduğunuz anlamına değil, malın teki olduğunuz anlamına gelir bu arada.
beynin görsel hafızasının daha güçlü olması ile alakalı bir durumdur. insanların yüzlerini hatırlayıp da isimlerini hatırlayamamamızın nedeni budur.
bir sonrası başka isimlerle seslenmektir. işyerinde sıklıkla başıma gelir, her seferinde de dönüp bakarım ne hikmetse. işin içine iş girince biz kalamıyoruz zaten.
O insanı önemsemediğinin göstergesidir.
isim özürlü olmaktır. ben mesela...
benım için çok önemli bir insanın adını bıle unuturum zaman zaman...
kötü bir duygu...
konuşmayı isim kullanmadan bitirmeyi başarıp o kişiden uzaklaşıldığında isimin hatırlanması olayı gerçekleşirse hiç hoş bir durum değildir.
çok sık başıma gelen trajikomik durum.

yaşı sizden oldukça büyük ya da küçükleri bi şekilde sıfatlarla idare edebiliyorsun da yaşıt olduklarınızla boka sarıyor durum.
sohbet esnasında zaten ne dediğini bilmiyorsun bile nitekim kafa takılı kalıyor neydi bunun ismi ya diye, sonra isminin içinde var olan ya da olduğunu düşündüğün bir harften atıveriyorsun bi isim, karşıdaki duruma göre ya triplere giriyor gerçeğini söylüyor durum gülüşmelerle kapanıyor ya da tripsiz söyleyiveriyor ki çok seviyorum onları, canlarım ya.
Onlari rehbere kaydederken bir duraksamaniza neden olandir. Caresizce gidip "ne diye kaydediyim" diye sorarsiniz.