bugün

yedinci mühür filmi kesinlikle izlenmesi gereken filmlerdendir kanımca.
persone isimli filminin bir yerinde "intihar" üzerine konuşurken W.S. Burroghs'un "konuşmak, yalan söylemektir" vecizesine eleştiri getirdiğine inandığım sanatçı;

"...intihar etmek mi?
Hayır bunu yapamazsın ama hareket etmeyi reddedebilirsin, konuşmayı reddedebilirsin,o zaman en azından yalan söylemezsin. Böylece düşünceye dalıp, kendi içine kapanabilirsin. Artık rol yapmaz, herhangi bir maske takmaz ve yalancı davranışlarda bulunmamış olursun."
--spoiler--
''Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler.''
--spoiler--
senaryolarını isveçin ıssız adalarından biri olan farödeki evinde yazardı. her öğlen aynı bulamaç yemeği yerdi. bach ve Rolling Stones çok severdi.

"sürekli çalışmasaydım, deli çıkardım."
Küçükken hadi yalan söylemeyeyim şimdi bile sürekli olarak ingrid bergman ile karıştırıyorum. Soyadları aynı, isimleri neredeyse aynı, karıştırman çok doğal, onlar akraba diyebilirsiniz, hayır alakaları yok. Tamamen bir tesadüf.

Bu arada ingrid BergmanIşıklar Sönünce, Anastacia ve Doğu Ekspresi'nde Cinayet filmlerinde izlemeyenler, ben filmseverim demesinler.
(bkz: Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyordu)
Yaban çilekleri adlı eseri, bana ölümü bir daha hatırlatmış yönetmen.

Andrey Tarkovski ile arasındaki fark, Bergman'ın biraz daha karamsar olmasıdır.

Ayrıca Sinema bir edebiyat ise, Tarkovskiyle beraber Bergman bu edebiyatın şiiridir sözlük sakinleri. not edin.
Kendisine öztürk serengilden 250 den fazla filmde oynadı diye bahsettiklerinde o da yanlış olmasın belki film degil de fotoğraf cekilmistir diyerek espri yapmıştır.
Bu isveçde jung'dan gelen psikoloji alanında bir hakimiyet vardı. Kendisi mesela kubrick gibi bir sinema efsanesi olmamasına rağmen, çok fazla yenilik getirmemesine rağmen, yazar burada persona'yı dışarda tutar, işlediği konuları derinlemesine ele alışıyla geçmiştir sinema tarihine. Psikoloji konulu filmleri tekrar tekrar izlenilesidir.

Bilenler bilir bu iskandinavlar bir 10-15 yıl ilerde gider kıta avrupasına klasik angollara ve amerikalılara göre. Sebebi kapitalizmin bunları denek olarak kullanması. Mesela önce soft porn iskandinav sinemasında denenmiştir. Önce hard porn'da burada denenmiştir. Tuttuğu şekliyle ve tuttuğu zamanla birlikte batının geri kalanına sunulmuştur.

işte bu noktada bergman sıyrılmıştır. Kendisi ilerde olmanın getirdiği psikoloji konusunda artan bilgi birikimiyle birlikte batılının ruhsal bunalımını işlemiştir filmlerinde. Bu çağdaş psikoloji filmlerinden en meşhurları persona(jung'un sosyal hayata uyum sağlamak için taktığımızı düşündüğü maskeler) ve wild strawberries'dir. Persona mesajı direk verdiği için daha popülerdir fakat wild strawberries daha derinden işler materyalizmin insan ruhuna açtığı yaraları.
kendisine sormuşlar; Gidişat kötü, dünya nasıl kurtulacak? "Utanç" demiş.Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir.

görsel
"Dil hep ağrıyan dişi yoklar. insan acıyı hep aklında tutar."
O karamsar filmlerinin ardında sempatik biri var.

görsel
filmlerini izlerken var oluşa dair tefekkürde bulunmanın, pratik hayatta eylemde bulunmayı kaçırmakla at başı gittiğini hissettim. yani düşünümde bulunurken, hayatı deşerken, yaşamanın kendisini ister istemez unutmak. bilmiyorum.
insanı derin düşüncelere gark eden filmlere imza atan yönetmen.
seven birini bulursam cebimde evlenme teklifim hazır.
ingrid bergman ı anımsatan ancak hiç alakası olmayan yönetmen.
" Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler. "
" Çok garip. Her zaman doğru kelimeIeri söylüyor, doğru şeyleri yapıyorsun; ama sonuç yine de yanlış oluyor. "
görsel
(#37319308)

Hayran olmamak elde değil.
- Dinliyor musunuz?
+ dinliyorum.
- ben bilgi istiyorum! inanç ya da varsayım değil, bilgi. Tanrı’nın kendini göstermesini, benimle konuşmasını istiyorum. Ama o suskun. Karanlıkta o’na sesleniyorum. Ama sanki hiç kimse yok.
+ belki de kimse yoktur.
- o halde yaşam korkunç bir şey. Her şeyin bir hiç olduğunu bilen biri ölüm karşısında yaşayamaz.
+ çoğu insan ne ölümü ne de yaşamın hiçliğini düşünür.
"Sinema mesleğim olmasaydı, büyük bir ihtimalle akıl hastanesinde yaşıyor olurdum" diyen ve bugün 100. yaşına girmiş üstad.
görsel