bugün

bir mesleği olmayan üniversite mezunu. *
tıpçı, kimyacı...gibi bir uzmanlık kimliği olup iktisat bilim(?) dalında öğrenim görmüş kimselere verilir.
dün öngördüklerinin bugün neden gerçekleşmediğini yarın açıklayabilen.
fatih dedecan
(bkz: arslan yiğidim)
hesaplayan adamlardır bunlar. işletmeciler ve mühendisler, gerek kendilerine düşen işlerinin karmaşıklığından, gerekse bunların matematiğe boğulmuş bir sosyal bilime vakıf olmaları bakımından saygı duyarlar bu abilere.

her iktisat mezunu iktisatçı değildir ayrıca. birçoğu değildir hatta.
iktisatçı olacak arkadaşların ezber yeteneği müthiş gelişir zira anlamadığı çok konu vardır tek çare ezbere sarılmaktır
öğrenmeyi isteyerek değil ne işime yarayacak bu bilgiler diye bölüme baktıkları için tam anlamıyla bir çoğu hem zamanından önce bölümü bitiremez ,bitirse de tam anlamıyla iktisatçı olamaz
ingilizce öğrenmeyen/öğrenemeyenler vardır ki tam bir felakettir çünkü herkes devlet memuru olmayı hayal eder
bir çoğu puanı tuttuğu için yani bir bölüm okumuş olmak için geldiklerinden ,zorluğu görünce öss ye tekrar girmek ya da bölümü türkçe okuma kolaylığına kaçarlar
ekonomi dergileri-gazetelerin ekonomi sayfaları birçoğu tarafından okunmaz
sonuç itibariyle iktisatçı olmak hukukçu olmaktan daha kolay değildir her bölümü severek okumak en doğrusudur.
bu ülkede en yüksek yargı kurumu olan anayasa mahkemesi'ne başkan bile olabilen ama hiçbir şeye derman olamayan meslek grubu.

ülkemiz üniversitelerinde en çok bulunan bölümlerden biri bu arkadaşlara tahsis edilmiştir. mezun olduklarında bankaların ya da çeşitli kurumların çağrı merkezi gibi zımbırtılarında çalışabilirler. hoş, mezun olmadan da aynı işleri yapabiliyorlar. o zaman niye okuyorlar?
iktisatçı olmak bir ayrıcalıktır. Iktisat bölümünü kazanmak demiyorum, iktisatçı olmak diyorum. Zira kazanmak kolay, ama iktisatçı olabilmek zordur. Aklını başına alır, adam gibi çalışırsa üstün başarılar elde edebilir. Işte o zaman ayrıcalık kazanır kendisi.
matematiksel işlemlerle toplumsal ilişkileri gizleyenler evden ıraktır, okulda öğretilenler de.
iktisatçı, türkiye'de para ve fabrikadan ibaret gibi algılanan, ancak aslında amacının bilimsel sosyalizm(marx, engels) çerçevesinde, ilerici bir gelişim göstermesine yönelik olarak, işçi sınıfının refahı için çabalaması gereken bir alandır. Toplumsal yapıdan uzak olmamakla birlikte, iktisadi eğitim kadar sosyoloji eğitimi de alması gereken kişilerdir(eğitim sistemindeki eksiklik). Paylaşımcılığı topluma empoze etmeyi görev haline getirmiş kişi olmalıdır.
dünya ekonomisine yön veren kişilere denir. gerek devlet, gerekse şirket yönetirler. siz hala "tıpçı vs hukukçu" yapın. tıpçıların, hukukçuların maaşlarını bile bu adamlar ayarlıyor.
doğru tespittir.
türkiyede en çok üniversite mezunu olunan dalın kişisi.

(bkz: didi mayzenkayzer)
(bkz: muktesid)
iktisadın temel amacının kıt kaynakları tam ve etkin kullanmak olduğunu göz önünde bulundurursak, cennette kaynakların kıt değil sınırsız olması sebebiyle cenneti elinin tersiyle itecek olan insandır kendisi.
Ekonomist.
Varsayalım demekten başka bişey yaptıkları görülmemiştir. “Papağana Arz ve Talep kavramlarını öğret ekonomist olsun”.
görsel