bugün

Doğru olan önerme. Şöyle düşünün. Bir yolda sabit bir hızla yürüyorsunuz ve bir noktada durdunuz. iki saniye önceki yerinizde değilsiniz öyle değil mi? *
Peki siz oraya nasıl gittiniz? Bu eylemde sadece ve sadece beyin nöronlarınız çalışıp, kas dokularınız aktif hale mi geldi gibi düşünüyorsunuz?
Eğer böyle ince düşünebiliyorsanız daha da ince düşünebilecek kabiliyete sahipsiniz demektir.

Şimdi kendinizi oluşturan şeyleri bir baş, bir gövde ve bir çift bacaktan algılamaktan ziyade daha ilginç bir yorum katalım bu yoruma.
Kendimizi milyonlarca -hatta çok çok daha fazla- atomdan ibaret olarak düşünün.

Az çok "atom nedir?" Sorusuna cevap verebiliriz değil mi? Maddenin en küçük yapı taşı. Yani sizi oluşturan detaylar. Yani her şeyi oluşturan detaylar.

Peki sizce..? Atomlar bilinçli varlıklar mı? Atomlar durup düşünüp, "hepimiz yanyana durup Rıfkı'nın kolu olalım, hatta bununla da kalmayalım bir bütün halinde kalıp Rıfkı nereye biz oraya diyelim!"
Mı diyorlar sizce acaba?

"iki saniye önceki siz şuanki sizden farklıdır"
Hatta saniyenin binde biri öncesindeki siz de şuanki sizden farklısınız.
Evren, atomların devamlı hareket halinde olduğu -kimi zaman sıkıştığı kimi zaman genişlediği- bir boyuttur. Atomların sürekli hareket hali yalnızca havada suda değil...

Siz milyonlarca atomun var ettiği bir varlık da değilsiniz esasında. Siz sürekli olarak devam eden atom döngüsü içinde yer alan, katrilyonlarca atomun sürekli yer değişimi sırasında, sizi var eden atomların kendi bilgilerini, sürekli olarak, akıştaki diğer atomlara kopyalaması sonucu; oluşmuş,oluşan, oluşacak olan varlıklarsınız. Ben gibi * * *
Örneğin bu yazıyı okurken gözünüz sağa ve sola kayıyor. Sizce gözünüzü oluşturan atomlar sağa ve sola doğru mu hareket ediyor? Yoksa akış içindeki var olan atomlara kendi bilgisini mi kopyalıyor?

Gerçi bu bilim. *
Öznel görüş olmamalı.
Durum budur arkadaşlar. *

Edit: kişisel mantık uydurmam değil bu arkadaşlar.
Diyalektik felsefe diyoruz kısaca. Heraklitos ve Hegel söylenecek her şeyi söylemiş zamanında. Eklenecek bir şey yok.
Bunu okuyacak olsam şu an tıp öğrencisiydim.
Biri bana özet geçsin.
(bkz: özet geç bitch)

Ahahah koptum şu an. *
zamanında birtakım kuşkucular aziz agustine'e demişler ki: " kardeş dünkü biz ile bugünkü biz aynı değiliz. aynı nehirde iki kere yıkanılmaz. ben ben bile değilken nasıl kuşku duymayayım her şeyden?"
durur mu agustine? yapıştırmış cevabı:
"elbette her şeyden şüphe duyabilirim. kendimden bile şüphe duyabilirim. ancak kendimden dahi şüphe duysam şüphe duyan benim."

demem odur ki her an her saniye değişse bile bir "ben" var dile getiremediğimiz.