bugün

defne joy foster hakkında yazdığı yazıyla olaylara hangi açıdan baktığını gösteren yazar. yazıyı okurken ben de bazı bölümlerde hak verdim. mesela "kendinizi ilker yasin solmaz'ınyerine koyun.", "onun için çok acı bir durum." mesajlı cümlelerini düşünmeden edemedim. lakin, bunun sorgulanması gereken bir konu olduğunu düşünmüyorum.

hıncal uluç da bu şekil aldatma, ihanet olaylarından çok rahatsızmış. bak sen! rahatsızmış da bugüne kadar nedense hiç böyle bir konu hakkında yazısına rastlanmamış. ben rastlamadım dostlar. rastlayan varsa söylesin, özür de dilerim. yazı bana aşırı derecede samimiyetsiz geldi. son günlerin modası bu zaten. olaylara istenmeyen açılardan bakmak, vicdanlara oynayıp haklı görünmeye çalışmak. hıncal uluç da bu yöntemi kullanmış. asıl kızdığım kişiler "adam haklı beyler!" nidaları atanlar.
hakkında bu kadar entry girince öldü mü acaba diye düşündüğüm dede.
kerem altan'ı savunacağım diye yazmışsın da yazmışsın. başkalarının derdi gerer insanı tamam da senin ki, çek sündür don lastiği olmuş. bi kendine döner bakar insan, ben neyim, ben ne boklar yedim. ah biz seni öldüğünde nasıl anacağız bir bilsen.
zaten sevilmeyen ve yazdığı son yazı ile kendini tamamen kaybettiğini düşündüğüm yazarımsı, yamyam. kendini her nerede kaybettiyse orada bulsun ama bizden uzak dursun, tek dileğim budur bu gün.
tdk ya girip ayıp diye arattığınızda karşınıza şu açıklama çıkar: Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış..

izafi bir kavram olan ahlak ile ilgili farklı düşünceler farklı yorumlamalar yapılabilir ki yapılmalıdır da yukarıdaki açıklama neticesinde..ben kendimi terbiyesiz değil ama ahlaksız* olarak tanımlamaktan haz duyarım kendi oluşturduğum ahlaki değerlerimi göz önünde tutarak..her nerede yaşarsa yaşasın, her ne kadar karakterinin gelişip oluştuğu ve dahili olduğu toplum düzeninin kabul ettiği ahlaki değerleri kabul ederse etsin kişi, bir insanın hele ki yaşadığı olay ertesinde vefat etmiş birinin hakkında, ailesini, eşini, çevresini ve arkadaşlarını yok sayarak ve hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadan (aile, çevre ve sosyal ilişkileri hakkında) fütursuzca yazı yazması tam anlamıyla terbiyesizliktir ve tam olarak da -ahlakla ilgili olduğu için sevemediğim bir sözcük olan- "ayıp"tır..benim bildiğim, yaşadığımız toplumun ahlaki değerleri her ne kadar bölgesel olarak değişkenlik gösterebilse de genel kabul edilmiş yazılı olmayan toplumsal kurallardan biri ve yapması en kolay olanı vefat eden kişiye saygı göstermek ve vefat etmiş kişinin arkasından konuşmamak, en azından bir süre...

kolpa entellektüelliğiyle saçmalama hezeyanlarına kapılan bu şahsın yazısından çıkarılabilecek anlam;o çakma entelliğinin arkasına gizlenerek,büyük bir hırsla yerin dibine sokarak çemkirdiği "ben herkesi sikeyim, evleneceğim karı bakire olsun" zihniyetiyle bire bir örtüşmektedir..

bu sığ düşüncelerin tutarsızlıklarıyla -tutarsızlıktan kastım kişinin azgın teke sendromuna sahip oluşu ve ahlak değerlendirmeleri- bezenmiş bu yazı, eminim bir çok takip edeni tarafından mide bulantısı eşliğinde okunmuş ve kendisinden tiksinmelerine neden olmuştur..

hele ki kullanılan "su testisi" benzetmesi neticesinde kendisine bir an önce alzheimer ve bunama testlerini yaptırmasını bütün saf ve su katılmamış nefretimle öneririm..

son olarak ve özür dileyerek : ey hıncal!!! sana ne yarrraaaam!!!!!
yaşı kemale ermiş, yaşlılığından şaşıran gazetecimsi. beyefendi bir gazeteci olarak hatta bir entellektüel olarak * bilmez mi başkalarının özel yaşamının kurcalanamayacağını?

biz hıncal beyin o hallerini de gördük. neydi o mankenin adı hıncal bey? hani reklam için aşk yaşamıştınız, hani tv de kucağınızda otururken gördüğümüz manken? yaşınız kaç sizin hıncal bey? madem elalemin yaşantısını konuşuyoruz artık sizinde yaşantınızı konuşalım, yaşlı başlı adamın bir genç kadınla işi ne? azgın teke misiniz siz hıncal bey?
torunu yaşında hatunlarla yiyişirken kalpten geberip gitmesi sonucu su testisi su yolunda kırılır a örnek olacak kişi. defne değil. kimse düşünmedi diye habercilere sitem ettiği ilker yasin solmaz a daha beterini yapıp daha durum tam anlaşılmadan aldatıldı, ihanete uğradı yakıştırmalarını kendisi yapmıştır. ne diyim, kızı olsaydı ve aynı şey başına gelseydi anlardı.
Adam gibi adam. Sözünü esirgemez !
(bkz: insan değil)
çağdaş medeniyetler seviyesinde yüzen arkadaşların yine hakkında örümcek kafadan girip, karanlık çağdan çıkmasına sebebiyet veren adam.

ne yaptı bu adam? senin, benim, çoğumuzun içinden gelip de söyleyemediğini çatır çatır yazdı, en basitinden empati diyor adam ya, kendinizi o kızın kocasının yerine koyun diyor, eşinizin cesedini başka bir erkeğin evinden almanın ne demek olduğunu düşünün diyor, hem de barda o gece tanışılmış bir erkeğin. su testisi su yolunda diyor, yanlış mı diyor, medya trollüğü mü yapıyor; hayır, çoğu kişinin aklından geçip de eline kalemi alma cesareti gösteremediği gerçekleri önümüze koyuyor, çok da iyi yapıyor.

helal olsun cesur kalem!
kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği bir gerçeği ifade etmiş yazardır.

adam yalan mı yazmış?

olmayan bir şeyi mi yazmış?

hayır.

o zaman dağılın.
adam iyi ki ölmüş dememiş, allah rahmet eylesin demiş. ama orada ne işin vardı demiş? kültür yozlaşmasına ayak basmış. sabah işteyken haberi ilk okuduğumda hasiktir dedim,dondum kaldım, sonra gerisini okudum yazının, "adam aramızda duygusal yakınlaşma oldu eve geldik demiş"

bunu dile getirmenin neresi kötü?
defno joy foster yazısını kimsenin anlayamadığı köşe yazarı. defne joy foster e saygısızlık etmemiştir. allah rahmet eylesin de demiştir. sadece medyada malzeme olarak kullanılmasını gereksiz bulmuş. ve ölüm anındaki yerinin unutulmasının doğru olmadığını azize olarak görülmesini eleştirmiştir. bazı uludağsözlük yazarları kendisinin ilişkileri ortadayken başkasını eleştirmenin haddine olmadığını savunmuş. bir kere söyleyen ilgilendirmez beni söyledikleri daha önemli. ayrıca adam bekardır istediği kişiyle gönül eğlendirebilir. ama defne joy foster i orda olduğu için eleştirmemiştir evli olduğu halde orda olmasını eleştirmiştir. kim ne dersin hem bu yazısı hem diğer yazıları mertçedir. düşündükleri yanlış olsa bile toplumsal baskıdan korkmadan dile getirmesi takdir edilecek bir davranış biçimidir.
ilerde genç bir kızın koynunda nalları diktiğinde hakkında ne işin vardı orada kerata diye entry yazacağım yazarımsı.
ölü kişinin hatırasına hakaret suçunu işlemiştir.tck'da düzenlenen bir suç olup foster ailesinin bu kişiye derhal dava açmasını öneriyorum.umarım birileri görür de bu yazıyı hıncal uluç gerektiği cezayı alır.kendisi bu kadar rahat yazmıştır çünkü eminim kafasında ölü insana hakaret suçu olmaz mantığında rahat rahat yazmıştır.ama hıncal bu iş o kadar gönlünce olmuyor.
namuslu olmak: içi dışı bir olmak olarak algılanamadıkça boşuna eleştirilecek düz adam. keşke toplumsal ilişkiler üzerine başka yazılarını da okuyabilseydiniz. recep tayyip erdoğan, melih gökçek, bülent arınç, abdullah gül kategorisinde biri. bu tarz insanları tırnağım kadar seviyorsam namerdim. ama insanlarımızın büyük çoğunluğu tarafından seviliyor en azından itibar ediliyorlar.

şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerek.

neden?
kendisini aynı gün içinde ağırbaşlı bir sanat programında konuşurken, futbol tartışma programında kıs kıs gülerken ve magazin programında viagra'yı desteklerken görebileceğimiz bir tür insan.

(bkz: her boku bilen adam)
(bkz: adam haklı beyler)
fakat, adamın sözlükler ve twitter aleminde bu kadar linç edilmesinin sebebi, defne' nin ölmüş olmasıdır. eğer, kerem altan klinikleri dolaşıp doktor aramak yerine ambulans çağırsaydı, defne yaşasaydı ve bundan medyanın haberi olsaydı bugün hıncal uluç' u linç etmeye çalışanlar hıncal uluç gibi yazılar yazacaklardı defne joy foster başlığına.
kendisinden nefret etsemde defne joy hakkındaki yazısına tamamen katıldığım adamdır. tamam ölünün arkasından konuşulmaz ölüye saygılı olmak gerekir fakat defne joy un bir anda örnek kadın,rol model olması da gerçekten saçma ve tutarsızcadır. sonuçta ölüm şekli hiç hoş değil ortada cevapsız sorular falan da yok bazı şeylerin söylenememesinin nedeni defne joyun ölmüş olmasıdır. biz de buna uyup daha fazla yazmayalım.
yıllardır okurum ilk kez yazmış diyebiliyorum. diğerleri mi fasa fiso.
bu ülkede yaşayan ve geçmişte yaşamış herkes eleştirilebilir, herkesin de fikirlerini söylemeye hakkı vardır.
ben bir problem göremedim, madem rahatsızlık duydun yazılanlardan okuma bir daha bu adamı, alma o gazeteyi.
(bkz: azgın teke)
kendisi kızı yaşında kızlara asılırken, milletin namus bekçiliğine soyunan ve "her zaman her şeyi hep bilen" yaşlı gazete yazarı.
tanımadığı insan hakkında konuşan,bilmese de yorum yapan.
O boynuna astığı kazağıyla bir iticilik abidesi. Türkiye'de ya da dünyada farketmez.

--spoiler--
ben hayatımda xxxxxxx gibi korkak bi anttirenör görmedim...
--spoiler--

Özellikle eğer o teknik direktörün takımı iyi ise. Lider falan ise sormayındır.
sanal manada linç etmenin ne olduğundan bi'haberlerin hala habire vurduğu adam. ne kana susamış milletiz yahu.
(bkz: yeterin adam öldü)