bugün

-hocam ders bitse mi artik çok sıkıldım...
-neden sen limon musun?
kar yağarken camdan dışarı bakan hocamız;
karıya bakın, karıya diyerek espri yapmıştı..

cidden yaptı yalnız. sonrada kahkahalara boğuldu..
pek sevmezdim o zamanlar ama olsun. mekanın cennet olsun hocam, tekrardan..
insanı dersten soğutan esprilerdir.

-oğlum biraz daha geri gidersen diğer sınıfa gireceksin.
Bu boyla en arkaya neden oturduğunu sorabilir miyim.

Hahahahaha.
üniversite sınavına hazırlanılan dönem soru çözdürmek için hocanın * odasına gidilir;
-hocam boş musunuz?
+hayır arçelik.
-mavi ekran.
Olay üniversitede geçer.

arkadaşım:hocam siz böyle yaparsanız bu okul bitmez.
hoca:merak etme oğlum eşeği bu sıralara bağlasak 6 yılda mezun olur..
sonradaında :gülsenize lan espri yaptım

adamın güldürmesi bile zorla amk.
Olay dershanede gerçekleşmişti.

Kimya hocası tahtaya bir soru yazdı. Kimse çözemiyor tabi. Hocanın çözmesini bekliyoruz.

"-Hadi şu soruyu aydınlatalım" dedi.

Ne yapsa beğenirsiniz ?

Cebinden çakmak çıkardı, çaktı ve tahtaya doğru tuttu.
- gençler sizi bir konuda aydınlatmak istiyorum, aydınlatayım mı ?
+ eveet hocam.
hoca ışığı açmıştır...
fıkrasına gülünmeyen adam tadında güldüren esprilerdir.
Adın ne senin?
-ilayda
ilçeayda değil yani
-hocam çok komiksiniz
tamam tamam daha demem kız
(5dakika sonra)
Hadi sıradaki soruyu bize ilmarsta çözsün
-hocam gidiyorum yeminlen.

Gerçekten yaşanmıştır yanına otururdum kızın hep. Ona sataşmaktan benle uğraşmazdı. Evet.
espri sonrası kısa süreli çekirge sesleri ardından hocayı göt etme amaçlı zorla atıldığı abes olan kahkahalar ve bokunu çıkarma amaçlı çığlıklar atılan, komiklik payı mevcut olmayan esprilerdir.
beni kahkahaya boğan bir tane hocam olmadı hiç. eğitim hayatım hep monoton geçti. oysa güzel espriler, komiklikler yapsaydınız belkide şimdi mühendistim. (bkz: şuçu başkalarına atma hastalığı) bi güldürmediniz ama
aslında saçma değil derse motive etmek için yapılan espirilerdir. ders anlatmak o kadar zahmetli iştir ki hoca o an ne dediğini kendisi bile hatırlamaz. sekizinci sınıfta fen hocamız " efkarlıyımmm arkadaşlarrr " diyip cankanın (o zamanlar kahretsin onlar vardı.) yarr yarr yar yarr vurma beni derinden, zorr zorr vs. devam edip beynimizin bütün hücrelerini öldürürdü. şarkıdan sonra boğazını yırtarak ders anlatırdı. anlamazdık çünkü beyin intikal etti kafa tasımızdan. araştırdık aşıkmı bu adam gerçekten falan. meğer evli ve iki cocuğu varmış. kendini şebek etmesinin tek sebebi derse motive etmekmiş garibimin.
hoca espriyi yapar, kendi güler. öğrencilerden arsız olanları odun gibi bakmaya devam ederken, azıcık mütevazı olanlar kalenderde olsa bi gülüş sergilerler.
- neye gülüyosanız söyleyin biz de gülelim ehihihihihhi
+ hocam basenlerinize gülüyorduk matruşka gibi kadın devrilmez dedi de arkadaş ona şeettik.
genelde bütün esprileri komik değildir. siz komik öğretmen gördünüz mü? ben görmedim.
alaattin çıplak'tan unutulmayacak bir espri, ''resim öğretmeninizle çok fazla ortak noktamız var bizim, ikimiz de fırça kullanıyoruz mesela. HUHAHAHUHUAHUAH.'' Yıllar geçse de unutulmaz.
öğrenci;tamam şimdi buldum.

hoca;eti,eti.
bazen öğrencilerin sırf hoca göt gibi kalmasın diye yalandan gülümser gibi yaptıkları esprilerdir.
Genellikle hocanin tek başina güldüğü ve bunu fark ettiğinde yavaşca fade out olan kahkahasindan sonra "neyse yeter bu kadar, derse dönelim" sözünü eklediği bi durumdur.
- hocam sınavda ne soracaksınız.
- soru.
bir başkası:
- internette gördüm talim terbiyeyi zalim terbiye yazmış çocuk, zalim terbiye yazmış. Bir ders boyunca bunu tekrarladı, o gün nasıl ölmedim acaba.
-hepinizi bırakacağım.
komik olduklarını düşünüyorlardır. biz niye gülmüyoz lan.
kendi aralarında konuşup gülen öğrencilere:
-söyleyin biz de gülelim!
şimdi bir noktanın altını çiziyorum arkadaşlar nasıl mı yapıyorum çok basit. tahtaya nokta koyar ve gerçekten de altını çizerdi o günden sonra kendime gelemedim zaten.
ingilizce öğretmeni. maybe üstümüzden bir kuş gecer diye şarkı söylerdi. (bilmeyenler için: maybe=belki)