bugün

amerikan asıllı ingiliz yazar.bir kadının portresi,kadınsı duygular isimli kitapların yazarıdır.
abd dogumlu yazar.
eserlerinde insan bilincini islemistir.
william james in kardesidir.
eserlerinden biri olan ' bir kadinin portresi ' sinemaya uyarlanmistir. basrolde nicole kidman oynamistir.
Henry James (15 Nisan 1843 – 28 Şubat 1916) yılları arasında yaşamış ABDdoğumlu yazar.

19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında edebiyat eleştirileri, romanlar ve kısa hikayeleri ile ünlendi. Ana tema olarak insan bilincini işleyen James, hayatın çoğunu Avrupa'da geçirdikten sonra, ölümünden kısa bir süre önce ingiliz vatandaşı oldu.Psikoloji biliminin kurucularından sayılan William James'in kardeşidir. The Ambassadors, Daisy Miller, The Turn of the Screw ve Portrait of a Lady gibi klasik eserleri bulunmaktadır.Eserlerinden Bir Kadının Portresi'nin sinema uyarlamasında ünlü aktrist Nicole Kidman başrolü oynamıştır.Romanlarında çoğunlukla kadına ve kadınların iç dünyalarına göndermelerde bulunmuştur.Eserlerinde resim kullanmayı sevmez.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Henry_James
jane austen'in erkek versiyonu abd doğumlu yazar..
washington square isimli romanı pek bir güzel olan yazar.
yürek burgusu romanını da yazmıştır kendileri. bu romanın içeriği günümüz hortlak filmlerinin ana temasını içerir, gerginliği ayakta tut, korkutamayacağın hiç kimse olmaz. bunu hazır bir görsel dünyayla yapmaz, basit sade kelimeleri yanyana getirir okuyucunun önüne serer. karanlık bir gecede kamp ateşinin çevresinde bu romanı başkalarına okuma yürekliliği gösterirseniz, inanın siz ve yanınızdakiler korku dolu bir geceyi kovalayacaktır.
jack the ripper cinayetleri üzerinde de teoriler üretmiş edebiyatçı.
(bkz: the green room)
roman sanatının dünya çapındaki ustası henry james, uzun yazarlık yaşamı boyunca yirmiye yakın roman, yüzü aşkın öykü, oyun, eleştiri yazıları yazdı, gezi kitapları yayımladı.
verdiği ürünlerle, ingiltere ve amerika'da, roman türüne büyük saygı kazandırdı. bunların yanı sıra henry james ortaya koyduğu edebi yenilikler ve geliştirdiği kuramsal temellerle dünya edebiyatının öncülerinden biri olmaya hak kazanmış bir yazardır.

henry james'in amacı, olguların dış dünyası ile duyguların iç dünyası arasındaki etkileşim sürecini ön plana çıkarmaktır. böyle bir süreç, yaşanan olaylar ile bunlara bağlı duyguların iç içe verilmesini gerektirir. bu tür bir kaynaşmayı sağlamak için james'in genel olarak tuttuğu yol; olayları romandaki bir ya da birkaç kişinin bakış açısından ve onların bilinç süzgecinden geçtiği biçimde sunmaktır. dikkat ettiği nokta, okuyucuyu bu bilinçlerle doğrudan doğruya karşı karşıya getirmek, olayların kendilerini anlatmaktan çok, uyandırdıkları izlenim ve etkileri göstermektir.

romanı en geniş anlamda, 'yaşamın doğrudan doğruya ve kişisel bir izlenimi' diye tanımlar.
roman sanatı konusunda tek bir ilkeden yana olduğunu söyler, o da ilginçliktir.

genç yazarlara kural sayılabilecek iki şeye uymaları öğüdünde bulunur: bunlardan biri; yaşamı doğru yansıtmak, öteki; özgürlüktür.

roman yazarının yapması gereken şey, yaşamı dikkatlice gözlemlemek ve yalnızca kendi görüş ve sezgilerine dayanarak tam bir özgürlük içinde yazmaktır.

james, romancıdan sanatını çok ciddiye almasını ve elindeki konunun tüm olanaklarını ortaya koyabilecek en iyi biçim ve yöntemleri araştırıp bulmasını bekler.

james'in tüm çabası, doğrudan doğruya gözlediği uçsuz bucaksız yaşamı, gerçekliğini hiç bozmadan, karmaşıklığını yitirmeden, içerdiği çelişkileri de yansıtacak biçimde okuyucuya aktarabilmektir. james, bunun ancak teknik sorunları çözmekle başarılabilecek bir iş olduğu inancındadır.

james roman için tek bir sınıflama olabileceğini söyler: içinde gerçek yaşam olan romanlar ve içinde gerçek yaşam olmayan romanlar.
ancak james yaşamla sanat arasındaki farkı hiçbir zaman unutmamıştır.
yaşam romancının hammaddesidir. james'in dediği gibi 'yaşamı yaratan sanattır.'; özenli seçme ve düzenleme yoluyla yaşama ancak sanatçının bir anlam kazandırabileceğini belirtmektedir.
roman yaşamdan daha gerçektir, çünkü romanda yaşam karşımıza içindeki olası ya da gizli birtakım anlamların kaybolup gitmesine yol açan ayrıntılardan ve öze ilişkin olmayan fazlalıklardan arınmış olarak çıkmaktadır.

her romancının kendi amaçlarına ve kendi yaşam görüşüne en uygun düşen roman biçimini bulması gerektiğine inanan james, tüm yazarlık yılları boyunca ele aldığı her konunun özelliklerini inceden inceye düşünmüş, bu özelliklere en uygun düşecek yöntemlerin neler olması gerektiğini titizlikle araştırmıştır.

henry james'in roman sanatına en büyük katkısı bakış açısı alanında olmuştur. bakış açısı, roman kuramı alanındaki büyük önemini, henry james bu konuyla yakından ilgilenmesinden sonra kazanmıştır.
bakış açısı sonraki kuşaklarda bilinç akışı methodunun doğmasına kaynaklık etmiştir.
bilinç akışı methodunun en iyi uygulayıcılarından biri olan, james joyce, sanatçının bir genç adam olarak portresi'nin son bölümünde, kahramanı stephan dedalus'un ağzından tüm edebiyat metinlerini lirik, epik ve dramatik olarak üçe ayırır.
lirik metin; yazarın doğrudan doğruya kendi sesiyle konuştuğu metinlerdir.
dramatik metinde olaylar, onları yaşayan kişilerin kendilerince anlatılır.
epik metinde kimi yerleri anlatan yazarın kendisi, kimi yerleri anlatanlar ise kişilerdir.
joyce'a göre bir yazar sırasıyla, lirik,epik,dramatik aşamalarından geçerek sanatında olgunluğa ulaşır. en üstün metin türü, ele alınan kişi ve olayları yazarın varlığını hissettirmeden, doğrudan doğruya kişiler aracılığıyla gözler önüne seren dramatik metin türüdür. burada santçı kendi kimliğinden arınarak, görünmez olmuş, evreni yarattıktan sonra bir kenara çekilen tanrı gibi kayıtsızca ''tırnaklarını kesmektedir''. joyce'un yazar için öngördüğü bu tarafsızlık ilk defa gustave flaubert tarafından dile getirilmiştir. ****