bugün

20 yaşlarında bir gençti. hevesliydi, tutkuluydu, belki de biraz abuktu. ama gençti ve istiyordu deli gibi o hayalini gerçekleştirmeyi.

az evvel sevgilimle gülüşüyorduk * telefonda başka başka mevzulara. sonra yine duygulandım birden. hüzünlenmedim ama duygulandım. ve duygularımı kaleme akıtmak ordan da sayfalara akmasını istedim.. keşke birazcık dinlemeyi bilselerdi beni, onu, seni... adamakıllı dinlenemedik diye ertelemedik mi hayallerimizi, mevzularımızı.. birikmedi mi hepsi; tepemizden aşarcasına?! birikince korktuk sonra, içinden çıkamayız, boğuluruz diye. halbuse kolaydı kendini dinletmek ve anlaşılır kılmak bir nebze. ama seçemedik o yolu işte. öküzce sınıflanmış, öküzce yargılanmakta olan zihinlerle bozduk asabımızı. gerçekten de büyüdükçe kirlendi onlar... sesler, yüzler ve sokaklar da değişti. iyice anlaşılmaz kıldık işte!

kendimizi anlatmayacağız, ama hareketlerimizin arkasında da mı duramayacağız? yanlış anlaşıldık diye vaz mı geçeceğiz her şeyden? hala iyi olma hayallerimizi hiç -piç- mi edeceğiz öylece? benim en büyük hayalim iyi bir insan olmak evet. ama iyi insan olurken önüme çıkanları harcamamayı yeğlerim. zira harcayanları ve harcananları da sevmem.

20 yaşındaki hayalden bahsediyorduk, nerelere kaydık hocam?.. en büyük hayali bir rapstar olmak belki. belki de kendi çapında bir hayran kitlesi yaratmak kendine.. ve bir telefon gelmekte ona: "elemelere katılmaya hak kazandınız" babında.. sonra genç mutlu olur, o hafta okulda finalleri falan varsa, onlar için rapor almayı hesaplar. çünkü onun için bir rapstar olmak okumaktan daha önce gelir şu canım türkiye'mde... şartlar, koşullar hayal olmuş bir bir. zevkler tartışılmasız hayal. evet hayal! belki ben abartıyorum. yolun açık olsun bir gün önce kendisine "siktir git" dediğim dostum. aslında gitmeni ve okulu bırakmanı en önemlisi de deli arkadaşımı bırakmanı hiç istemiyorum. hani bir sevgilin var ya senin bu diyarlarda... hah yarım kalan aklını da sen alıp götürme demek geliyor içimden. ne güzel yazın beraber staja gidecektik hem? aldığımız yüksek bahşişlerle vatanımıza geri döndüğümüzde yapacaklarımızı bile planlamamıştık henüz. sadece düşüncesi bile heyecan katıyordu bize. güçlüklü okuyoruz, güçlükle adam oluyoruz diye düşünüyorduk. şimdi sen bir rapstar adamı olacaksın. sevgilinse belki peşinden okulu birakacak. bense, ben mi? hayatıma devam edeceğim; ama dostlarım olmadan yanımda!

hayallerinin peşinden gitmek... en can alıcı noktasına değinmeyeceğim. buna yüreğim dayanmaz belki. birilerine veya bir şeylere ithaf ediyor imajımdan da nasıl sıyrılacağımı düşünmekle meşgul olacağım siz bu satırları okurken. bir kahve daha alıp şarkılarımı dinleyeceğim.. belki de yarınki finale çalışırım belli mi olur?.. iyi geceler.
bu kadar güzel yazının ardından gitmeyecek biliyorum ama realist olmak gerek sanırım bu konuda. en açık meali "sikinin doğrultusunda gitmek" olur ki bu hep yanlış yoldur, tercih edilmemelidir.
vazgeçmemektir.
dünya karşılaştığın fırtınalarla değil gemiyi limana getirip getirmemenle ilgilenir düsturunu kendine yol haritası bilmiş hayatı gerçekten yaşayan ekstradan anı yaşamayı bilen hayallerim ya yıkılırsa demeyen cesaret abidesi insandır.
sonunda hayal kırıklığı varsa, gidildiği oran ve süre ile bağlantılı olarak yıkıcılığı arttıracak çaba. gidilmeli, evet ama sınırları da olmalı. olmayınca olmuyor bazen. hayal dediğimiz şey, bunalıma kapı aralıyor böyle olunca da.
önüne engeller çıksada yılmayan,hayallerini gerçekleştirmekte kararlı olan,azimli ve idealist insan eylemidir.
hiç sağlıklı değil hayallerin peşine gitmek yerine gerçeği kabullenmek daha mantıklı .*
gerçekler üzerinden, hayaline doğru yol almak ve bu inancını bazen kaybetsende, düştüğün yerden daima kalkmak olmalıdır. yoksa bir işe yaramaz bu hayaller.

(bkz: resimler hayaller) *
sonunda bi uyanığın çıkıp dünyada mucizelerin herkese vurmadığını öğrenmekle sonuclanıcaktır.
başarabilenler ise suan sanat dünyamızda saygıyla dimdik ayaktalar.
yoruyormuş...
muhakkak koşulması gerekir lakin hiçbir faydası olmayacak etkinliktir. hayat öyle çalımlar atar ki ardından koştuğun hayallerin bile senden kaçmak yerine ayağına çelme takar.
bazen umutla bazen gerçek olmayacagını bildiği halde, düşlediği o hayali gerçekleştirmek, yaşamak için, kimsenin ona destek olmayacagını bilse bile kendi kafasının dikine gitmek..
mühim olan peşinden gidilebilecek bir hayalinin olmasıdır. sonrası kendiliğinden gerçekleşir.
mantıkla hareket etmenin verdigi acıyı gördükten sonra artık hep yaptıgım seydir. yorsa da hiç vazgecmemektir, gönülden inanıp yoluna devam etmektir kimseyi dinlemeden...
Yapılması gerekendir.. Hayaller peşinden gitmek için kurulur.
tüm imkansızlıkları aşmaktır.
yakalanabilecek bir hayalse koşunuz,imkansıza yakın bir hayalse yorulmayınız.
umut olmadan aydınlanmaz hayale giden yol, önce bir parça umut olacak insanın içinde ardından azim ve bağlılık,

o günün hayaliyle yanmaktır hayallerin peşinden gitmek..

'' bir sabah uyandım ve geçmişte bıraktığım herşey dündü, ay yüzünle sen doğdun odama. ''
(bkz: kerhaneye gitmek)
elde avuçta ne varsa feda ettiyseniz acaba değdi mi diye sorabileceğiniz hadisedir. hele ki, hayaller sadece hayal olarak kaldıysa işte o zaman kafanız taşlara vurulasıdır. *
neyin dikine olursa olsun,gideceksin. bizden ne kalacak ki geriye şu boş hayatta...
önce doğru dürüst değerlerimiz, hayallerimiz olsun sonra gidelim,koşalım,sürünelim peşinden..belki yolunda ölürüz..
evet benim var..bakalım ne olacak?
Yorulana kadar peşinden gidilir. Sonra dinlenmek için oturulan bir bankta hayalden vazgeçilir.
yazı tura atmak gibidir, ya hayal kırıklığına açıcaksın avucunu yada hayalleri gerçekleştirmenin verdiği mutluluğa.
bir acıya kiracı olmak demektir.
genckken o delikana sahipken yaptin mi yaptindir. yoksa hayallerini bir evin camdan yana olan kosesinde torunlarina anlatirsin. ama su da bir gercek ki her ne ise hayaliniz birileri tarafindan ovulmek icin degil kendiniz ve hayatiniz icin yapilmis olmasiddir onemli olan. birilerinin dedikodu kazaninda iki dakikaligina laflari karistiran kepce olmak istemezdiniz umarim.