bugün

sabah erken bir saatte yola çıkıp yaşanılan şehri terketme isteği veren turgut uyar şiiri, umutla umutsuzluğa aynı anda nanik yapar.
GÖĞE BAKMA DURAĞI

ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım* durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım.

turgut uyar *
(bkz: sevgilerde)
efendim ben bu şiire taparken sanatın kötü bir cilvesi olarak şu şiir çıktı karşıma, turgut un dostu tomris uyar i platonik olarak seven, otellerin ve yalnızlığın insanı edip canseverden..

bir otobüse biniyoruz
sahi biniyor muyuz
söyle nerde "göğe bakma durakları" nerde
birinin elinde gazete ve süt
gazete mi? evet gazete
bütün manşetler tutsaklığı ve yenilgiyi çağrıştırıyor
paramızı veriyoruz
üstünü alıyoruz
cebimizde nikel
cebimizde sarılmış ölüler..

son bölümde cemal süreya ya da bir selam veriyor ama aslolan bu şiiredir.
hani aşıkların göğü birdir ya..hani kafalarını ne zaman kaldırsalar,aynı yıldızı görürler ya..aynı camın buğusunda ararlar ya suretlerini..hani de hani işte..aşkı o kadar güzel anlatır ki turgut uyar bu şiirde,aşık değilseniz olasınız gelir..hemen birilerine yollamak istersiniz bu satırları..emesen aleminde yollanan şeylerden daha anlamlıdır hem..nasıl olmasın ?

hani aşk,sevdiğinin ellerini tutunca dünyayı değiştirme gücünü bulmak ya..hani haritadan yer seçip kendine,pencere kenarı bir otobüs ararsın ya çekip gitme arzun depreştiğinde..hani sen ve ben'den biz yaratmak ya bu işler..

tozuna dumanına hasret bekliyorum,o durakta..
bir şeyler yazacaktım bu zifiri karanlık gecede gök ile ilgili, bakmak ile ilgili, tanımsız birşeyler ile ilgili ve hep aynı şeyleri anlatacaktım işte.. insanın hep aynı şeyleri anlattığına dair, ve her insanın bu aynı şeylerinin farklı olduğuna dair. anladınız siz hep bunları, ne güzel.. gökyüzüne bakmayı unuttuğumu ne zaman hatırladığımı hatırlatmaya çalışıyordum.. "en zorlu anındayken bile kavganın, gökyüzüne bakmayı unutma" diyesi gelecekti şairin, balık olacaktım ben sonra, unutacaktım, kuşlar toplanıp göçeceklerdi; keşke yalnız bunun için..
Pardon...Bakar mısın, göğe?

Şehir sesleri eşliğinde bir vasıta geliyor. Ve bir şey daha: içten...Ta derinden... Tanıdıkbildiksevdiksaydık bir dost: kaçıp gitme isteği?

Böylesine güzel bir durak, bırakılıp da gidilir mi? Yukarıda, çook uzaklarda temmuz kokan dalgalar var, görmelisin. Ama önce durup bakmalısın. Bakadurmalısın. Bak tam şurda, parmaklarımın ucunda: Gök...

"senin bu ellerinde ne var bilmiyorum" hala. bu bilinmezlik de iyi...
bu karanlık özentili akşamüstleri de iyi..."afferin tanrıya"...

Sağım solum arkam kış, önüm bahar belki yaz. Saklanmayan dursun/kalsın biraz.

Cemre de düştü. ısınıyor kuzey yarım küre.

Durmak ne güzel değil mi?
Ne güzel bir durak değil mi?
bükme dudaklarını
bak
gök bize bakıyor...

Lütfen...
Bakar mısın, göğe?
"Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin" dir. ahtır, eyvahtır.
''Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar.''
dizesiyle yalvarırcasına sevebilmeyi anlatabilen kaliteli şiir.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım

falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
akla geldikçe insanın göğe bakmasına sebep olan turgut uyar şiiridir. herkesten, her şeyden uzakta sadece birbirlerinin elleriyle yetinebilenlerin şiiridir.
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım.

sözlerine aşık olunacak şair.
biri ikinci yeni' yi durdursun.

bana hep sonuna kadar gidemeyen bunu yapamayan oynak birine yazılmış gibi gelir. sevgili turgut uyar ahh neler açtın başıma.
içine girip kendimi kilitlediğim, daha iyisi yazılana dek dışarı çıkmayı reddettiğim şiirdir.
"...seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım "
durmadan kendini hatırlatan turgut abi şiiri. yıllar var ki arıyorum öyle bir durağı. lakin en fazla bostancı otobüsü gelip dikiliyor önüme. başımı nereye çevirsem egsoz.
sen benim sarhoşluğumsun...
ne ayıldım, ne ayılabilirim,
ne ayılmak isterim. başım ağır, dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp-sönen ışığına düşe kalka giderim
fazıl say ın bestelediği ve son albümünün parçası olan dört şiirden biri.
(bkz: göte bakma durağı)*
güçlü bir kadına olan aşkını ancak gözden uzak göğe bakma durağında bir dua gibi yaşayabilen adamın aşkını anlatır. sahiplenici bir aşktır bu belki de geçmişin yaraları ya da yanlış anlamaları üstüne bir sızının aşka vurumudur.
ancak şu bölümü ile aşkın ve sevmekten korkmayan kalbin gücünü öyle güzel anlatır ki, bu dizeleri okuyan insanın tüm suları ısınır.

--spoiler--
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
--spoiler--
'' şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç. ''

bazen insanın anısı olan şiirler vardır. bu da öyledir.
http://www.facebook.com/p...47&type=1&theater
turgut uyar şiiri. leyla ile mecnun dizisinde yavuz bir başka okumuştur. buyurun ;

http://www.milyonlarinsev...n-yavuz-goge-bakma-duragi
mükemmeldir tek kelimeyle.her dinlediğinde isanın içini bir hoş eder.
okudukça, dinledikçe bağımlılık yapan turgut uyar şiiri.
''senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım,
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum . ''

belki de sevdiğin insana söylenecek en güzel cümlelerdir.
umut veriyormuş gibi gelse de aslında insanın ta yüreciğine bir şeyleri saplayan şiirdir. başyapıttır.