bugün

aşık gül ahmet türküsüdür.

Gönül bahçesine fidan dikmiştim
On iki yıl sonra gül verdi bana
Kurur diye hep boynumu bükmüştüm
En güzel meyvadan bal verdi bana

O fidanın bestesiydim sazıydım
Susamıştım temmuzdaki yazıydım
Bir damla suyuna dünden razıydım
Irmaklar misali sel verdi bana

Ayrılık rüzgarı estirme dedi
Bu güzel fidanı kestirme dedi
Gül Ahmet sazını susturma dedi
Hep güzel çal diye tel verdi bana
flash tv de binnur uzuner in sunduğu program. genel gündüz programı formatında klipler vs. sırf binnur uzuner için izlenesidir.
bir keresinde mahallenin abilerinden biri ile sohbet ederken derinlemesine düşündüm yanyana güzel bir anlam oluşturan bu iki kelimeyi.

bana; ‘’herkesin gönül bahçesi vardır. ama o bahçelere bakmalı, güzelleştirmeli, o bahçelere en güzel şeyleri ekmeliyiz ve içinde ağarlayacağımız misafiri beklemeliyiz. böylece mutlu olabiliriz.’’ dedi.

herkesin kendi içinde bir yerlerde en güzel hislerle, en güzel duygularla donatılmış bahçesi mutlaka vardır. bir misafir ağarlayana kadar o bahçeyi o kadar güzelleştiriyor, ona o kadar alışıyoruzki, bırakın misafiri düşünmeyi, bir başkasının bahçesine girmek dahi içimizden gelmiyor. kendi bahçemizle oyalanmayı daha çok seviyoruz.

ben hep, başkasının benim gönül bahçeme girmesi ile karşımdaki kişi kendi gönül bahçesini ihmal edecek diye düşünüyorum. aynı şeyleri kendim için de söyleyebilirim. ben birinin bahçesine girsem kendi gönül bahçemi ihmal edeceğimi düşünüyorum.

kimi zaman başkasının sahip olduğu bahçe bizi büyülüyor ve hiç düşünmeden oraya adımımızı atıyor, günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı orada geçirmek istiyoruz. bunu kim bilir kaç insan gerçekleştirmiştir. az çok vardır elbet kendi bahçesinden vazgeçen. ama ya o bahçeden kovulduktan sonra? işte önemli nokta bu! harap olmuş, bitmiş, tükenmiş, canlılık belirtisi olmayan bir toprağa adım atmak gibi olur kendi bahçemize geri dönmek. kendi gerçeğimize dönmüşüzdür ama bütün o gerçeklik yok olmuştur.

birisinin gönül bahçesine gireceğiniz zaman kendi gönül bahçenizi arkada bırakıp ihmal etmeyin. elbet bir gün kendi bahçenize geri döneceksiniz.
negehan alçı gibi eş isteyen gençtir. yalnız rasim in saç stilini değiştirmesi tavsiye olunur. ayrıca helin avşar mevzusu unutulup gitmiştir.
gönül bahçemizde çiçekler yetiştiririz; renk renk, dikensiz, sevda kokan çiçekler. bazıları güller peşinde koşarken ayakları altında ezilen papatyalarımızın farkına varmazlar, ezer, kırar geçerler... bazıları avcuna alır, koklar, sever, bizden daha iyi bakarlar çiçeklerimize.

ben sevdiğime gelincikler büyütüyorum, onun gibi narin onun gibi saf...
kan akan gözyaşyalarımla beslediğim kan kırmızısı gelincikler.
gönül gülşeni.