bugün

glasgow rangers adlı futbol takımına sahip olan yerdir.celtic'le büyük bir rekabet içerisindedir bu ekip.ayrıca güzel bir şehir olduğunu fotoğraflarından bile anlayabiliriz.
(bkz: iskoçya)
müfettiş taggart ve ekibinin maceralarının geçtiği şehir (bkz: taggart)
(bkz: glasgow koma skalası)
iskoçya'nın nüfusunun üçte birini barındıran, iskoçya'nın en büyük kenti. kente ilk olarak m.s. 550 dolaylarında hristiyan bir topluluğun yerle$tiği bilinmektedir. 6. yüzyılda büyük bir katedral yapıldıktan sonra, dini bir merkez olarak dikkat çekmeye ba$lamı$tır glasgow.

büyük bir limana sahiptir. kömür ve demir yataklarını barındırması nedeniyle demir-çelik sanayisinin geli$mi$tir. günümüzde burada kuma$, besin, içki, tütün ve kimyasal madde üretimi yaygındır.

kentte 1451 yılında kurulmu$ olan glasgow üniversitesi'nin yanı sıra 1964'te açılan yeni bir üniversite, sayısız dinlenme parkı, dünyanın en zengin sanat koleksiyonlarını barıdıran müze ve galeriler vardır.
2007 uefa kupası finalinin oynanacağı kenttir..
(bkz: glasgow kiss)
keltçe adı sevgili yeşil yer (glascu) dir. britanyada bir zamanlar ona (londra'dan sonra) imparatorluğun ikinci şehri ünvanı verilmiştir.
guyana'nın, demerara mahaica coğrafi bölgesinde bir yerleşim birimi.

bölgenin tüm yerleşim alanları için:

(bkz: demerara mahaica/#8478321)
yaşanılası şehirlerden.. yağmurlu atmosferine, garip aksanlı iskoçlarına hasta olduğum.
acı aşk filminde sürekli bahsi geçen şehir.
Sanılanın aksine iskoçya'nın başkenti değildir.

(bkz: Edinburgh)
(bkz: glasgow rangers)
sabah erkenden giderseniz bir günde rahatlıkla dolaşabileceğiniz iskoç şehri.

eski yapılar şehri baştan aşağı donatmış durumda. şehirde dolaşmak sırf bu nedenle bile oldukça keyifli.

2-3 tane ortalama güzellikte meydana sahip bu şehir. yüksek (bir kaçı oldukça yüksekti gerçekten) heykellere, anıtlara rastlayabilirsiniz bu meydanlarda. (square dediklerinden)

britanya'nın genelinde olduğu gibi rahatlıkla oturabileceğiniz, dolaşabileceğiniz parklar, yeşil alanlar mevcut. bunlardan biri people's palace'a giderken... people's palace'a giden yol oldukça hoş. yol üstünde bir katedral de görebilirsiniz. oldukça büyük bir alan var people's palace'a gelmeden. şanslıydık ki o gün bir organizasyon nedeniyle oldukça yoğundu oralar. people's palace, içindeki müze ve botanik bahçesi açıkçası pek bir şey vadetmiyor sizlere. ancak giriş ücretsiz ve dışarıdan oldukça güzel gözüküyor bu yapı. gidip görülesi yine de...

şehirde 2tane katedral görme fırsatı bulduk. biri people's palace'a oldukça yakınken diğeri otobüs durağından sonra ana yoldan devam edince karşınıza çıkıyor. people's palace'ın yanındaki oldukça yeniydi ve içerisi boştu.(günah çıkartmaya gelse mağdur olacak benim iskoçum, neredesiniz ulan niye boş bu katedral?!)

diğeri ise oldukça görkemli ve eski bir yapı. öyle ki bir bölümü şu an restore edildiği için iskele kurulmuştu. içerisinde ise ne sıklıkla var bilmiyorum ama biz girdiğimizde halktan da insanların katılımıyla ilahiler söyleniyordu. güzel bir deneyimdi, dinlemesi hoştu. ayrıca bu katedralde şehrin tourist information'ında bulamayacağınız kadar kitapçık var. bu da ek bilgi olsun.

tren istasyonu oldukça görkemli daha önce de yazıldığı gibi. aynı zamanda yanındaki alan için otobüs istasyonu dense de national express, citylink, megabus gibi firmalar burayı tercih etmiyor. john lewis alışveriş merkezinin hemen yanındaki bir istasyonu tercih ediyorlar.

kısacası güzel bir şehir. eğer imkan ve vakit var ise gidip görülmeli. konaklama ücreti, britanya için uygun sayılabilir. ama çok vaktiniz yok ve ancak bir iskoç şehri görebilecekseniz sizi edinburgh'a alalım...
karanlığın kalbi.
görsel
iskoçya'nın şehridir. 1950'lerde en çok turist alan bölgelerden biriydi.
Glasgow, iskoçya’nın en büyük, Birleşik Krallık’ın ise Londra, Birmingham ve Leeds’ten sonra 4’üncü en büyük şehri olma özelliğine sahiptir. Glasgow, Birleşik Krallık üyesi iskoçya’nın başkenti olmakla beraber aynı zamanda da en popüler şehridir.
Glasgow sınırları dahilinde yaklaşık olarak 1.750 milyon insan yerleşik olarak ikamet etmektedir. iskoçya’nın en önemli şehri olarak kabul edilen Glasgow, aynı zamanda da ülkenin ekonomik bağlamda lokomotifi konumundadır.

Glasgow, Büyük Britanya ve Britanya imparatorluğu nazara alınacak olursa Londra’dan sonraki en önemli şehir olarak kabul edilmektedir. Hatta bu kanı aynı zamanda Kraliçe Victoria tarafından da bu şekilde lanse edilmiştir. Kraliçe Victoria’ya göre Britanya imparatorluğu; ”Glasgow ile Londra arasında kuruludur ve bu iki şehir de imparatorluğun kalesi olarak kabul edilir.”

Glasgow şehrinde resmi olarak ingilizce, iskoçça, Yerel iskoçça dilleri konuşulmaktadır. Bu diller dışında bölgede az da olsa yaşayan Galerliler kendi dilleri olan Gallerceyi konuşmaktadırlar.
(bkz: glaskov) koma skalasi.
bu aralar yuvasız kalmış, 1 metre boyundaki dev tavşanıyla gündeme gelmiş şehirdir.
görsel

http://www.dailymail.co.u...html#v-867434719168776636
(bkz: darius)
ranger'larıyla meşhur ilimiz.
ayrıca; (bkz: glasgow smile)
görsel
Fotoğraflarından edindiğim izlenim süper-sıkıcı bir yer olduğu yönünde..
Elan dünya salon atletizm turnuvası yapılmakta olan şehir.