bugün

ben kendimi bildim bileli galatasaraylıyım, allah ömür verdikçe de tutarım bu takımı. küçükken ağlardım avrupa kupası maçlarında, yenildiğimize de değil hakemin aleyhimize verdiği kararlara ağlardım. sinir olurdum. galatasarayın hakkının yenmesi deli ederdi beni hala da öyle, normalde gelsen önümden yemeğimi alsan bi gram sinirlenmem ağzımı açmam. ama gel gör ki galatasaray'ın hakkı yendi mi, orta saha'da faulümüz verilmesin çıldırırım. böyle garip bi galatasaraylıyım işte. o yüzden fazla sevmiyorum maç izlemeyi. ama gel gör ki izliyoruz işte dayanamıyor insan.

şimdi adnan polat başkan. eskiden faruk süren'le gurur duyardık, gerçekten çok şey kattı takımıma. daha sonra ergen yılllarımda özhan canaydına gıcık olurdum. çünkü yıldız transferi yapmazdı. kulübün maddi menfaatine çalışırdı. ama onun döneminde de sportif anlamda başarılar gelirdi.

şimdi geçen seneye ve bu seneye bakıyorum. bu takım galatasaray değil. değil mümkün değil olmaz olamaz. bizim takımın en en kötü zamanlarında bile pas yapabilen ayağında top tutabilen bi orta sahası olurdu. bizim takım böyle karı gibi oynamazdı. kimse kusura bakmasın 2-3 senedir ne çektiğimi ben bilirim. resmen toptan korkan bi takımız. şimdi galatasaray sahada şu işi çok iyi yapıyor diyebilir mi kimse? pas mı yapıyoruz, şut mu çekiyoruz, verkaçta mı iyiyiz, hızlı bi takım mıyız, defansımız kalemiz mi sağlam. hiç biri. hiç biri yok bu takımda.

yapılması gerekene gelince. önümüzdeki sezonu feda etmek. hatta bi sonrakini de. bi kaç genç oyuncu toplayıp başlarına da adam gibi adaletli bi hoca getirmek gerek. frank rijkaard'ın bu takıma motivasyon anlamında bi katkısı olduğunu düşünmüyorum. gerekirse rijkaard da gitsin. bülent korkmaz'a tahammül edemedik biz rijkaard'a neden edelim. bu takıma bişey kattığını görsem tamam da yok ben bişey göremiyorum.
kimileri tarafından komiklikler yapılan takımım.
arkasında olanın arkasına geçip götünü sikeceğim.
2010-2011 sezonunda halı sahaya bile çağırılmayacak futbolculardan oluşan spor kulübüdür.
(bkz: çok sinirliyim sözlük)
yendiğinde sevmedim yenildiğinde sevdiğim kadar..
çok uzun yıllardır şahsımı zerre kadar heyecanlandırmayan takımım.
bazen geçmişte yaşattıklarını düşününce rüya mıydı diye sorasım geliyor.
reykarta uyuzum bu arada.
bakıyorum yine taraflı tarafsız herkes üstüne gitmekte. alayı gaza geldi yine.. sezon açıldı, kötü başladık ve onlara gün doğdu. iyi bir kadromuz olduğunu söylemiyorum, pek umut da vermiyorsun bana ama yine de yanındayım.. ite köpeğe inat içime attım sözleri.. dayan galatasaray'ım.
bütün sene kaybetsin, 2.lige -1000 averajla düşsün ulan bizim içine farkeder?!

herkes gider, biz kalırız. biz galatasaraylıyız.

biz futbolcumuzu dövmeye kalkmayız,

biz kulüp kapılarında hüngür hüngür karı gibi ağlamayız,

biz takım otobüsünü yumruklamayız,

biz futbolcumuzun arabasını durdurup, üstüne bir de ayarı alıp, futbolcu gidince ''oyoşpu şojuu kejman, bana küfüy ediyo'' diyip aklınca kameralara, kız arkadaşına artislik yapan soytarılara benzemeyiz,

biz mecidiyeköy'deyiz, nevizade'deyiz, yeri gelince halkalı'dayız, zamanı gelince de seyrantepe'deyiz ama asla boklu dere kenarlarında değiliz,

biz ballici, şarapçı veya ne olduğu belirsiz değiliz.

hee bir de biz arkadan vurma çabasına girmeyiz, göstere göstere ön bahçeden gireriz.

içimiz kan ağlar belki, ama o yaşlar sarı kırmızı akar.
ah galatasaray ah neden düzelmedi gitti şu işler bir türlü anlamadım, ama anlatıcam. öncelikle nolursa olsun sivas a gidip de 3 atıp gelemeyeceğimizi biliyorduk zaten. golü bulmuşuz takım orda bir taktik yapar 2. golü öyle arar komple press yaparak hangi takım kazanıyor artık, doru düzgün bir atağımız yok. takımda çürük çok, çürük demiyelim de yetersiz diyelim, mesela emre çolak galatasaray hariç heralde başka bir klup de oynayamaz. altyapıdan geldiği için müsama gösteriliyor ama altyapıda bile oynayamaz.

aynı şekilde ali turan takıma hiçbir katkısı yok, yetenek olarak yetersiz, ali turanı oynatacağına alt yapıdan genç bir çocuk koy oraya hiç olmassa kendisini geliştirsin ama bu adamlarla galatasaray bir yere varamaz, milan baros da aldığı her topu kaptırır olmuş tamam sakat diyoruz ama bu adam hep mi sakat gönderin gitsin o zaman. mehmet batdal hakkında çok iyi bir çocuk diyebilirim. hem yeteneği var şu izlediğim haliyle en az 5 tane hakan şükür eder, uzun yıllar galatasaray da oynamasını istediğim bir futbolcu ama avrupaya giderse de sevinirim. kendini kanıtlayana kadar elbet ki zorlanacakdır ama kanıtladıktan sonra türkiyede üstüne bir forvet göremiyorum şu an.

ayhan çabalıyor, barış ve mustafa sarp ikiz topcularımız çok nadir maç kurtardıkları görülmüş hem defansiz hem ofansif anlamda. kalemiz allaha emanet. sağlam defans yapsın diye ali turan transfer edilir ama adamın topu oyuna nasıl soktuğunu kimse düşünmez rijkard ın böyle adamları istediğini hiç zannetmiyorum yönetimin transfer yanlışları. yani kısaca yönetimimiz futboldan anlamıyor, yönetime parası gücü olan geliyor ama futboldan anlamayınca milyon dolarlar sokağa atılıyor. başkanımız için çok iyi işler yapıyor diyebilirim. futbol takımına yapıcak fazla birşeyi yok tabiki son derece aktif faal çalışıyor..

gözümden kafası kesilmiş tavuk gibi düşen futbolcular ali turan, emre çolak, servet çetin (geçen sene düşmüştü bu sene daha iyi), neil (hiç güven vermiyor sağından at solundan geç). barış özbek, sabri sarıoğlu, hakan balta (takıma katkısı çok az yok denebilecek kadar) ayhan akman (adamın elinden bu kadarı geliyor fena sayılmaz istikrarı yok 3 maç üstüste oynamaz) arda turan (harcanıyor galatasaray da dengesiz bi takımda tek başına bişeyler yapmaya çalışıyor) milan baros (nonda nın tırnağı olamazdı bir bilseler özel bi yeteneği yok uzaktan bi şutu yok 6 pas ta tek vuruşları ve kaleciyle karşı karşıya çok iyi ama büyük maçlarda kendisinden birşey beklenemez)
(bkz: biz sevelim sana inat sen yenil bize inat)
(bkz: acilarin takimi)
acıların takımı için (bkz: fenerbahçe) bakmanızı önerdiğim takımdır.
eskiden şampiyon olduğu sezonlara bakıldığında, en önemli eksikliklerinin kaleci, stoper ve kreativ oyuncu değil, takım ruhu ve heyecan olduğu rahatlıkla görülebilecek ekip. eğer üstündeki ölü toprağını kısa zamanda atmaz ise, taraftarını maç izletmekten bezdireceği bir sezon daha yakındır.
aşk ve türkiye ile eş anlamlı olan kelime.
uefada fenerbahçeyi yenmek isteyen bir spor kulübüdür.
son yıllarına tam bir kaosun hakim olduğu takım.

takımda devamlı sakat futbolcular var. her hafta illa birileri eksik oluyor. sağlık kurulu dedik artık o da değişti ama sakatlıklar hala devam ediyor. demek ki çalışmalarda, yüklemelerde bir sorun var.

mondragon'dan sonra kaleye kimi koysak neredeyse kaleyi tutan her şuttan gol yiyoruz. aykut ile birlikte bu olay zirveye çıktı.

orta sahamızda "bu sefer gitti", "bu sefer oynamazlar", "bu sezon artık yüzlerini görmeyiz" dediğimiz ayhan, barış, sarp gibi isimler neredeyse her maç ilk on birdeler...

forvetlerimiz sakat, cezalı veya yetersiz olduklarından dolayı sürekli orta sahadan bozma forvetler kullanıyoruz.

yönetim, transferlerde hem geç kalıyor hem de getirdikleri adamlar yeterli olmuyor.

teknik direktörümüz her maç ayrı bir abukluk peşinde. bir seneden fazladır takımın başında ama sahada hala bir takım oyunu yok. şu sıralar yönetim ve futbolcuların beceriksizliğinin arkasına saklanıyor.

kısacası zorlu bir dönemden geçiyoruz. acil tedbirler alınmazsa yakın zamanda köklü değişiklikler olacaktır.
yakın zaman da yönetim değişikliğinin göründüğü takım.

adnan polat ilk yarıya kadar takımı toparlayacak hamleler yapamazsa rijkaard' ı da alıp gidecektir. yerlerine yeni yönetim geldiğinde ilk iş takımı fatih terim'e emanet edip yola devam edeceklerdir. hayır kaliteli takımdan ziyade mücadele eden bir takıma ihtiyaç varken fizik gücü kötü teknik yetenekleri iyi bir takım var hep saha da ama rijkaard artık bu işi kavrayamadığı belli. türkiye ligi fizik güçle oynan bir lig. sen lig başlıyor avrupa da mücadele edeceksin diyorsun ki fizik gücümüz iyi değil. eee bunu yükleyecek kim ? takımda ki gariplikler bitmek bilmiyor. adnan sezgin uğruna haldun üstünel gönderildi. adnan sezgin 'in nasıl biri olduğunu cümle alem biliyor bizim başkan hariç. katalan olmama rağmen türkiye de ki takımım galatasaraydır. biz de yani barca da böyle sıkıntılar yaşadı çözümü özüne dönerek buldu. belki galatasatay'ın da yapması gereken budur.
en geç mart ayına kadar 2010-2011 sezonuna havlu atacak olan takım. gerek kadrosu, gerek yönetimi gerekse teknik ekibi bunun için 3 koldan çalışmaktadır.
hucüm yükünü kaldıra bilecek bir orta saha, reykard'ın box to boxuna uygun vaziyette bir orta saha ve iyi bir kaleci ile iddiası sürebilcek takımdır.. zira kadrosuyla bu sezon şampiyonluk yine hayal bu yüzden ağırlık avrupa kupasına verilmelir...
yenildiğine sevindiğim takımım. eğer sivas deplasmanından galibiyetle dönülseydi, muhtemelen atılası gereken adımlar geç atılacaktı veya hiç atılmayacaktı. sivas'ta kaybedilen 3 puan güzel şeylere vesile olacak umudundayım.
haldun üstünel'i çok arayacak takım. daha şimdiden özledik seni haldun reis. üşüyoruz reis.
ilk macta yenildi diye neden bu kadar elestirildigini ya da taraftarina umutsuzluk verdigini anlamadigim takimdir. olur boyle seyler, daha 33 hafta var, bu dumenden daha cok su akacak.

fenerbahceliyim.
orta sahasında mustafa sarp-cana-ayhan-barış gibi isimlerin oynadığı takım. ben bu adamlarla işemeye gitmem galatasaray kadro kurmuş, orta sahasını emanet etmiş. orta sahaya 10 numara oynayabilecek kuvvetli bir orta saha şart. bu iş te adnan (polat+sezgin)le olacak iş değil.

edit: serdar özkan, sabri, gökhan zan, servet bunlardan hiç bahsetmemek gerek insan küfre girer.
kadrosuna bakınca as değilde maça yedeklerle çıkıyormuş görünümü veren takım.
yönetiminde verilen saçma sapan kararlar yüzünden artık "kasımlar sizin olsun, mayıslar bizim" düşüncesinden de yavaş yavaş vazgeçen takımım.

güzel günler göster bize galatasaray!
ne kadar sikik oynarsak da oynayalım, lige iyi başlamamak sevindirmiştir. iyi başlayınca ne olduğunu görüyoruz son sezonlarda.