bugün

ünlü uluslararası ilişkiler teorisyenlerinden biri.tarihin sonu teorisini ortaya atmıştır.ona göre insanlık ideal düzeni serbest piyasa ekonomisine bağlı kapitalist batı demokrasisinde bulmuştur.insanoğlu ideal düzeni bulduğuna göre tarihin sonu gelmiş demektir.bu dönemde bütün alternatif yapılar serbest piyasaya dayalı kapitalist batı demokrasisine yenilmiştir.bunu iki sebebi vardır.birincisi alternatifi olmaması,ikincisi ise teknoloji ile ilintili hale gelmesidir.kendisi japon asıllı ama amerikan yanlısıdır.siyaset bilimcidir ama teorisi kısa zamanda elinde patlamıştır.
bir dönem abd dışişleri bakanlığında politik planlama ve ortadoğu uzmanlığı yapmış olup, sovyetler birliğinin çöküşünden sonra ortaya atılan en önemli politik kuramlardan biri olan "tarihin sonu" tezinin sahibidir.

bu tez hakkında bir çok tartışma yapılmakla birlikte fazla iddialı ve günümüzde de zaten geçerliliğini yitirmiş bir tez olması bakımından önem taşımaktadır. fukuyama'nın bu tezinde; sovyetler birliğinin dağılmasından sonra ideolojiler savaşının artık sona erdiği, bu savaşın dünyanın hemen her yerinde kapitalizmin galibiyetiyle sonuçlandığı ve kapitalizmin zaferini ilan ettiği anlatılır
en önemli tezi ise :

(bkz: tarihin sonu)
(bkz: tarihin sonu mu)
fukuyama batı ya da batı düsüncesinin zaferini işler. öncelikle liberalizme alternatif olarak gösterilen sistemlerin büsbütün çökmesine dikkatleri çeker. dünya tarihinin değil ama insanoğlunun ideoloji evriminin son noktasına ulaştığı ve beşeri yönetim biçiminin son evresi olan liberalizmin evrenselleşmesi anlamında tarihin sonuna tanıklık ettiğimizi iddia ediyor. fukuyama liberalizm'in karşısına bolşevizm ve faşizmin çıktığına ve ikisinin de kaybettiği görüşünde. aslında bu tarihin sonu görüşü temel olarak hegel'den geliyor. hegel 1806 senesini -battle of jena- tarihin sonu olarak kabul eder. zaten ondan sonra da aha felsefe de bitti deyip kendisini pokere vermiştir.
'liberal demokrasi muhtemelen insanlığın ideolojik evriminin son noktasını ve nihai insani hükümet biçimini temsil eder' demiştir.

karl marx'da toplumun ulaşacağı en son noktanın komunizm olacağı kehanetinde bulunmuştur. marx'ı eleştiren fukuyama'nın, yine marx'ın yöntemini kullanarak tarihin akışını açıklamaya kalkması ironidir.

haddi zatında marx'ın 'dünyanın işçileri birleşiniz' demesiyle, 'dünyanın kapitalistleri birleşiniz' demek arasında hiç fark yoktur.
Küresel kapitalizmin güncel kriziyle bir kez daha fırıldak olmuş fuck you yama! Kapitalizme yamadır kendisi.
"Tarih sona erdi, mutlak kapitalizme geçildi" diyen, ama sonunda bundan çark eden CIA filozofu. (bkz: http://ideopolitik.wordpr...onlar-son-raunda-cikiyor/)
son küresel krizin çürüm çürüm çürüttüğü sözümona teorisyen.
şu anda utancından evinden çıkmadığı sanılmaktadır.
ideolojiler dönemi kapandı, tarihin sonuna geldik, kapitalizm nihai zaferini ilan etti diyen teorisyen. kanımca şu an nerede hata yaptım diye düşünüyordur. *
''Japon asıllı iktisatçı Fukuyama, yeni dünya düzeni ve kapitalist küreselleşme için, 1989 yılında National interest dergisinde yazdığı makalede: 'Tarihin sonu' diyordu. Yani ideolojik anlamda insanlığın gelebileceği son nokta demek istiyordu. Bu kapitalizmin nihai zaferini ilan etmesiydi. Reel Sosyalizmin çöküntüye uğradığı, başını R.Reagan ve Margaret Thatcher'in çektiği Angola-Sakson kültürünün bu kapitalizm versiyonunun (en orjinali) zafer sarhoşu olduğu dönemlerin ortasında yazılmıştı. Bütün dünyada sosyalistlerin geriye çekildiği bir karabasan zamandı. Bu nedenle bu söylem, bütün dünyada, dinsel bir vahiy gibi algılandı, itiraz olmadı. Fukuyama'nın çömezleri ise, işi biraz daha kılıfına uydurarak bu çıkmaza yeni bir üst kimlik buldular 'post-modernizm'. Yani insanın evrimleşmesinin tamamlanıp tarihsel anlamda yarattığı tüm üst kimliklerin kültür kavramı içinde yeniden devinilip son şeklinin alındığını söylüyorlardı. Adeta toplumsal hafızaya, günlük deyimle resetlemeye çalışıyorlardı...''
http://www.radikal.com.tr...=911970&CategoryID=83
tarihin sonu derken; "ideoleji mideoloji kalmadı liberal demokrasiler kardeş kardeş yaşayacak dünya huzura kavuşacak" demek isteyen burjuva papağanı. -papağan kadar beyni yok o ayrı tartışma konusu.- o tarihte sovyetler birliği ve doğu bloku çözüldüğü için: vay be adama bak doğru söylüyor diyerek harbiden inanan yığınla insan olmasını doğal olmasa da sineye çektik. haliyle güzel ülkemde de tonla insan inandı inanmaya da devam ediyor. dünyada söylediklerine inananların sayısı hızla azalırken ülkemde ve benzerlerinde ise artmadıysa bile hala önemli bir yekün teşkil ediyor ki oy verilen partilerden belli. tabii bunun nedeni de ayrı bir konu.*. hadi bu sömürgecilerin bezirganlınlığını yaparak cukkalandı diyelim. bizde hala söylediklerine inananlar; çini, kübayı, hindistanı, latin amerikada olan biteni de mi görmüyorsunuz? hadi onlar uzak diyelim burnunuzun dibindeki iranı görmeyecek kadar da mı körsünüz? "ideolojiler bitmişmiş!" size göre doğru tabiki islamiyet son din, sonrası yok. zaten kıyamet de kopmak üzere. kefenin de cebi yok ya neyse. çıkarın liberalizmin keyfini. sizden sonra düğün bayram.
(bkz: uluslarası liboş)
verdigi son konferanslarda akil hocasi samuel huntington'un merkezinde bulundugu neo con ekseninden ciktigi gozlemlenen siyaset bilimci, teorisyen. kendisi sosyalizm kokan konusmalar yapmakta son zamanlarda, obama'nin da uzerinde durdugu gibi, devletin dusuk gelir grubuna daha cok yardim etmesi gerektigini savunmakta.
devlet inşası, tarihin sonu gibi kitaplarıyla özellikle amerikan tarzı kapitalizmi pazarlayan japon iktisatçı. kapitalizmin tarihin sonu olma gerekçesini ise kendi krizlerini kendi döngüleriyle çözebilmesini gösterir.
özellikle devlet inşası kitabı çok önemli olan akademisyendir. nedeni de şudur ki küreselleşmenin devletin gücünü azaltmasının çok büyük sorunlar doğurduğunu söyler ve bu sorunlarla boğuşmak için devleti yeniden inşa etmek gerektiğini söyler.
işin özünü eğer tarih ideolojiler savaşı ise tarih bitmiştir demiştir. buradan çıkarmamız gereken sonuç; kardeşim liberalizmi bu saatten sonra hiç bir ideoloji yıkamaz ve herhangi bir rakibi de yok ortalarda.

böbürlenme liberalizm senden büyük allah var diyesi geliyor insanın. lakin akademik bir tarzı olmadığından söyleyemiyoruz; bizim de elimiz kolumuz bağlı.
iş bankası yayınlarında eserlerinin bazılarını bulmanız mümkündür.
uluslararası teori konusunda dünyanın sayılı akademisyenlerinden biridir. Fukuyama ününü büyük ölçüde Soğuk Savaş sonrasında yazdığı “Tarih’in Sonu” adlı çalışmasına borçludur. karl marks gibi ünlü Alman filozofu Hegel’den fazlasıyla etkilenen francis Fukuyama, aynı şekilde tarihin sonunu teorileştirmiş fakat Marks’tan çok farklı bir son öngörmüştür. Fukuyama’ya göre insan doğası için en uygun yaşam şekli ve toplumsal düzen liberalizmin hüküm sürdüğü düzendir ve tarih boyunca bu düşünceyi ve bu düşünceye bağlı kurulmuş ya da kurulabilecek düzeni ortadan kaldırmayı misyon edinen güçler ile liberal düzeni daha da pekiştirmeyi amaçlayan güçler arasında çatışmalar yaşanmıştır. Tarih böyle ilerlemiştir. Fukuyama’ya göre monarşi, imparatorluklar,hanedanlıklar, dini odaklar her zaman liberal ideolojiyi ve bunu savunanları alt etmeyi amaçlamış, lakin zaman içinde Liberalizm hep üstünlük sağlamıştır. Komünist ve Faşist rejimler de geçmişte vuku bulmuş Liberalizm’in diğer anti-tezleridir. Ancak Fukuyama’ya göre Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Batı bloğunun galibiyeti, buna ilaveten Çin ve Rusya gibi komünist düzen ülkelerin Batılı sistemlere yönelmeleri liberalizmin beklenen zaferinin gerçekleştiğini ve sonunda tek bir yol olduğunu gösteriyordu. Fukuyama’nın düşüncesine göre Batılı normların yayılması zaman alacak ve Üçüncü Dünya ülkelerinin istikrarara kavuşmaları uzun sürecek ancak sonunda kesinlikle tüm dünya liberal demokrasiye ulaşacaktır.
tarihin sonu tezi ile unlenen unlu amerikali siyasetbilimcidir.
yaklaşık 2,5 saattir "america in decay" makalesini okuyorum. yemin ediyorum son 15 dakikadır durmaksızın küfür ediyorum. artık sabır kalmadı. kelime başına para mı vermişler nedir, bilmem herif aynı şeyleri söyleyip duruyor. başından bu yana interest groups ve judges. gerizekalı herif. sonuç odaklı bir olduğum için kafayı yemek üzereyim. ayrıca makalede çok sayıda aptallık da var hiç deyinmeyeyim. son 6 sayfa kaldı dayanamayıp ara verip bir sigara yakıyorum. tarihin sonu tezini okumadım henüz ama bu makale üzerine fukuyama benim için bitmiştir. beklentilerim yerlere düştü. allah belanı fukuyama. zaten tarihin sonu tezi ney lan?
(bkz: Samuel Huntington)
Tarihin sonunu liberalizmin zaferi olarak adlandıran bilim insanı. Açıkçası makalesinin tam halini okudum ve komünizmin neden kaybettiğini taraf Olmadan güzel betimlemiştir.
1952 yılında Şikago’da doğmuştur. Lisansını Cornell Üniversitesinde; doktorasını da Harvard Üniversitesinde yapmıştır. ABD Dışişleri Bakanlığında Politika Planlama Dairesinde Ortadoğu uzmanı ve Genel Direktör Yardımcısı olarak çalışmıştır. 1981-1982 yıllarındaki Mısır-israil Görüşmelerine ABD heyeti üyesi olarak katılmıştır.

Fukuyama, farklı örgütlerde ve dergilerde görev yapmaktadır. 1990 sonrasının diğer “star” siyaset bilimcilerinden biri olan Huntington’la birlikte bir süre Journal of Democracy dergisinin editörlüğünü yapmıştır.

Fukuyama, 2005 yılının Temmuz ayı itibariyle Johns Hopkins Üniversitesinde uluslararası iktisat politikası öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve The American Interest Dergisinin yayın kurulu başkanlığını yürütmektedir.

Fukuyama, Irak savaşının başladığı dönemde neo-con çevreden uzaklaşmaya başladı ve farklı görüşlere yöneldi.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Francis_Fukuyama
yanılmıştır.

en azından son bir ideoloji daha var.