entry'ler (320)

yasin hayal in ağız yapısı

o ağzın hiç "seni seviyorum" diyemeyecek gibi bir hali var.

yuruyorum dikenlerin ustunde

bir dönem (bkz: deste günaydın)la da özdeşleşen türküdür.

varos ve kapitalizm

varoşta yaşayanın hangi sınıfa mensup olduğu, o varoşun bulunduğu ülkedeki kapitalizmin geldi yer (gelişmiş mi, dış müdahalelerle çarpık mı gelişmiş v.b) gibi verilerle yapılacak karşılaştırmadır. yalnızca tv'nin olması bile kapitalizmin söz gelimi en ücra bir köye girdiğini göstermez mi? öte yandan bizim varoşlarda proleter kültürden çok feodal kültür hakim değil midir? tv'ler sayesinde küçük burjuva kültür de buna eklenmemiş midir? ne var ki elbette varoşta yaşayan canlarımızın alım gücü kendisine örnek gösterilen hayata yetmemektedir. sözü geçen "marka"nın şu ya da bu varoşa "dükkan" açması insana sistemin bir saldırısı gibi gelmektedir. çünkü sistem emekçilerin "kendi için sınıf" olmalarını istemez. sınıf bilincinin zayıf kalması demek, hak aramamak, sistemin burjuvazinin çıkarlarını gözeten icraatlerini onaylamak demektir.

vanti lator

gerçek kimsenin istemesiyle değişmez. gerçek gerçektir.

edit: buraya tarafsız, yorumsuz birşey yazıyorum ve üzerinde düşünülmeden eksileniyor. yanlış anlaşılmasın artı manyağı değiliz. ama kimi ve nasıl savunduğum belli değilken nasıl karar veriliyor? buradan da anlıyoruz ki okumak, düşünmek ve tartışmak gibi bir derdimiz yok. senden değil mi? vur anasını satayım. senin gibi düşünmüyor mu? gebersin gitsin. bütün fikri faliyetlerimizin çizgisi bu olmuş. her iki görüşten arkadaşlar da rahat rahat eksilesinler artık ellerinde daha fazla done var. yalnız ben giden mi kötü kalan mı anlayabilmiş değilim hâlâ...

cumhuriyeti kutlamak zorunda bırakılan toplum

zorunda bırakılmışsa bile kutlamayan toplumdur. çünkü ne yazık ki pek az insan cumhuriyetin ne kadar hayati bir öneme haiz olduğunu bilmektedir. isterdikti, ne cumhurbaşkanlığı ne valilikler şu ya da bu erkan bir program çıkarmadan halk bir iki hafta önceden kutlamaya başlasın, kendi bayramı olarak bilsin.

abdulhamit e hop birader diyen cahil

cumhuriyetçidir, demokrasicidir, yıldız sarayında mabeyn dairesine götürülesicedir.

abdulhamit e ulu hakan diyen insan

Türk düşmanlığı arşivlerinde tescilli olan osmanlı hanedanını Türk sanan cahildir. Osman Gazi dışında hepsinin annesi Sırp, Rum, Rus, Bulgar'dır, Sadrazamların, Vezirlerin alayı devşirmedir.

Türkler'in saray dışında da bir tarihleri vardır. Halk şiirleri, türküler bunları ne de güzel anlatır. Ama saltanat bunlara düşmandır.

Saltanat bu yüzden kaldırılmıştır.

bal arilarinin malligi

(bkz: kapitalizm)

grup yorum ve türkü barlar

Grup Yorum'un parçaları ticari amaç güden hiçbir işletmede çalınamayacağı için ilişkilendirilemeyecek olgulardır. Bu Grup Yorum'un bizzat kendi tercihidir. Yorum'un ismi ancak parçalarını çalan, söyleten bir mekana ayar çekildiği zaman "türkü bar"la yanyana gelebilir.

Ancak artniyetten midir, mallıktan mıdır; sol düşmanlığı yapacak vatandaşlar ısrarla "yok türkü barda çalınan Grup Yorum eşliğinde..." falan gibi cümleler kurabilmektedirler. bu arkadaşları midemizdeki bulantıyla izliyoruz.

edit: imla düzeltildi.

hikmet sami türk

1 entryi bile hak etmeyen ama unutulmaması da gereken tarihi(!) kişilik. aslında başlık açacaksın ve boş bırakacaksın. kendisi ve ya asistanı interneti tararsa bu boşlukla karşılaşsın. o büyük ego, o herşeye hakim tavırları neye dönecek? belki de hiç "bişeyine" takmayacak. bu da beklenir. ama biz takıyoruz:

derviş paşa gayrı kına yakınsın
böbür böbür dört bir yana bakınsın
ama bizden gece gündüz sakınsın
öç alırız ilk fırsatı bulanda
(Dadaloğlu)

anayasa mahkemesi nin kapatilmasi

"örtülü faşizmden" açık (bkz: faşizm) koşullarına geçiş anlamına gelebilecek bir eylem. dinci-laik soslu sözde kamplaşma bahane edilse de, piyasacı tüm kanunların denetimsiz bir şekilde çıkması hedeflenmektedir gibi bir izlenim oluşmaktadır. çünkü dönem dev bir ekonomik buhran dönemidir.

bu kriz de insallah bizi teget gececek

(bkz: teyel) geçmesin de...

akp nin krizden korkmuyor olmasi

(bkz: hamdolsun iktisat teorisi)

damacanaya fazla basılan andaki çaresizlik

başlığa bakarak tam bir tanım yapmak gerekirse, an'daki çaresizliktir, damacanaya fazla basıldığında ortaya çıkan.

mahalli sanatçı

yerel kültürün yerli ve yerleşik temsilcisi, sürdürücüsü de denebilir.

özenti gençliğin sahilde içki içmesi

istanbul tarihi kadar eski olduğunu düşündüğüm bir gelenektir. yeni bir şey değildir.

(bkz: bekri mustafa)

bir tehlike de arzetmez. böylesi güzel sahilleri olan bir kentte çok da normaldir. ayrıca muhafazakar kesimden olan insanlarımızın da uzaktan söylenen şarkılara katıldıkları çok bilinen bir durumdur. o gençler de "ıyyy bize katılıyolar" demezler.

etno kulturel ayrimcilik

bir de sömürgeleşmiş ülkelerin etno kültürel ayrımcıları vardır ki, bunlar daha ezik oldukları için daha tehlikelidirler. aslında ezilendir ama ezen olması gerektiğini düşündüğünden sürekli iç çelişki yaşar. zamanla bunu içinin en derinine gömmek ister. bu yüzden daha da azgınlaşır. azıtır. ekonomik krizler arttıkça bunların sayısı da artar. Ya da bir yerlerden artması için uğraşılır: (bkz: #4145675)

başlıkları alt alta okumak

(bkz: erkekleri itici yapan detaylar)
(bkz: sevgiliye hitap biçimleri)

edit: ben mi eksilendim erkekler mi anlamadım

başlıkları alt alta okumak

(bkz: erkekleri itici yapan detaylar)
(bkz: kazıklanmak)

gülmek bir halk gülebiliyorsa gülmektir

insanız güleriz ama hep birlikte gülersek gülmek olur, birileri gülerken birileri ağlamasın anlamındaki ifadedir. Çok açık ve sarihtir. Kaldı ki (bkz: #2461070). kitap okumuyoruz bari girilen entryleri okuyalım.