bugün

türkiye de ahlaksizlik olarak anilan olaydir.
karnındaki piçi doğuramayacak katil kadın eylemi olabilir. tez kellesi vurulsun.
çocuğun yetişme tarzı için çok uygun bulmasam da hayatta her şey tercih meselesidir. koyun bacak hikayesi.
adam da fikirlerini beyan etmiş. herkesin fikri kendine.
bu kadar hiddetli olduğuna göre kendisi gayrımeşru bir çocuktu sanırım.

isteyen belediye izniyle hamile kalır isteyen evlilik dışı.

kadın bedenini , namusunu konuştuğunuz kadar kadın cinayetlerini konuşmuyorsunuz.
peşinen söyleyeyim: bence, yani şahsi kanaatimce, yani in my humble opinion tercih edilesi bir durum değildir. bunu geçtiğimize göre şuna gelebiliriz:

(bkz: sana ne yarraaam)

bu insanların bacaklarının arasına karışmaktır ki toplumdaki adı ahlak bekçisi tiplerin yedikleri herzedir. gebe kalan kadın gelip sana mı yamanmaya çalışacak? gebe bırakan adam gelip senden gebeliğin sonlandırılması ya da sürdürülmesiyle oluşacak masrafları mı talep edecek?

dallamalar da piç derler. ulan sığır, sen daha türkçe bilmiyorsun! piç diye evlilik dışı çocuklara değil, babası belli olmayan çocuklara denir! kadına orospu diyen orospu çocukları var, kezâ onlar da türkçe bilmiyorlar. orospuluk bir meslektir ve para karşılığında cinsel ilişkiye girenlere söylenir. ortada para alışverişi olmadığı sürece öyle bir durum da söz konusu değil. aileye saygı denmiş. e bu işi yapanlar gelip sizin kafanıza silah dayayıp aynı şeyi mi yaptırıyorlar? o da yok!

yaaa, bir türlü insanlaşamadınız be! evrime inanmıyorsunuz ya, siz bakınca ciddi ciddi haklı olabileceğinizi düşünüyorum. bu ne iğrenç bir kafadır arkadaş. kadın gebe kalınca orospu oluyor da kadını gebe bırakanla ilgili niye tek söz etmiyorsunuz? de ki kadın tecavüz sonucunda gebe kaldı. n'olacak şimdi? kadına gene orospu diyeceksiniz. sonra "o zaten yolun yolcusu" muamelesi ile siz de tecavüz edeceksiniz. kadın savcıya gidince "o zaten orospuydu" diye kendinizi savunup yırtacaksınız.

bulandıra bulandıra mide bırakmadınız lan insanlarda! ayıp be ayıp!

(bkz: senin ben geçmişini sikeyim)
(bkz: Gülben ergen)
Röportajın diğer kısmı daha komik, hem diyor:"müslümanlar kadinlara iyi davranması lazım, bayanları el üstünde tutması lazım" ..hem diyor:"kadınlarin ayrılmak istemesı dogru degil, kadın hep ben ben demeyecek." Bu ne perhiz bu ne lahane turşusu şımartıgın kadın tabiki hep ben ben der. Ya birini söyle ya digerin söyleme. Yani bi dedigi digerine tutmayin adamdir bu, yani ciddiye bile alinmayacak adam. Son olarak kadinlarla cok ugrasmayin bence sonra insan ceker aheste aheste.

Tanim: komik bir röportajdan alintidir.
bilerek yapıldıgı takdirde kadın için ayrı, sebep olan erkek için ayrı ergenliktir.
hiç kusura bakmayın. bazı seyler biraz resmiyet gerektirir bunun dinle bile alakası yok.

En azından çocuk dogmadan evlenin.
Müslümanların sevmediği bir olay.

Müslümanlar daha çok kafa kesmeyi, kız kesmeyi, hırsızlık yapanın elini kesmeyi, protesto yapana ceza kesmeyi emreder. Şüphesiz ki o, tutasınız diye size öğüt veriyor.

O yüzden belediyeden sevişme izni alınması şart. Ailelerin de haberdar edilip iki kişinin de bu sevişmeye şahit olması gerek. Kırmızı kurdele olmazsa olmazlardan. Second hand çıkarsa geri iade etme garantisi de var.

Din süper.
var böyle kadınlar. evlilik dışı çocuğa genellikle evlenme vaadi ile kandırıldıklarından dolayı hamile kalırlar.

veya içine fışkıran spermlerin ( döllerin ) kendisini hamile bırakma yeteneğine sahip olduğunu bilmeyen bir tür dağ kızıdır.

kadınlar hep aynı ilk fırsatta doğurayım isterler. amınız tutulsun emi ahlaksızlar. yapıyorsunuz bari prezervatif hadi olmadı ertesi gün hapı kullanın.

dünya sadece siz kadınların üremesi kontrol altına alınarak kurtarılabilir.

insanlar doğurmuyorlar adeta şıçar gibi ürüyorlar. her yeri insan bastı . hamam böcekleri gibi fazlalaşan insanlar değersizleşti.
insanlarin hemen galiba seksi yasakliyorlar diye karsi cikitigi dusunce. hele otur bi soluklan sakin ol.
bana kalirsa bey abimiz gayet dogru soylemis hatta eksik bile soylemis. kimse size evlilik disi sevismeyin demiyor ama kalkip cocuk yapmak kendi gunahinizdan bir masum yaratmak da neyin nesi oluyor. burada gerici dinci size ne herkesin kendi yasami diye ahkam kesenlerin acaba kaci yedirebilir kendine evlilik disi bir iliskiden dunyaya gelmeyi. o iliski iki yetiskin arasinda oluyor buraya kadar kimseyi ilgilendirmez peki o dogan masuma bunun hesabini kim verecek ileri olusabilecek toplumsal baskilarini en ufak bir tartismada arkadaslari tarafindan yuzune vurulmasinin hesabini kime soracak bizim hayatimizdan baskalarina ne derken bir anlik zevk ugruna kendi evlatlarinin hayatini hice sayan anne babasina mi ?

gelelim isin diger boyutuna aile boyutuna sen simdi kalkip benim hayatim benim vucudum kimse karisamaz diyorsun iyi bir guzel de sevisiyorsun gayri mesru bir cocukta doguruyorsun. bu durumda anne babanin durumunu ne oluyor peki. o kadin komsunun yuzune nasil bakacak baban bir daha alni dik yuruyebilecek mi bakalim. hadi kahvede babanin arkasindan pis pis bakan adama da gidip benim vucudu felsefesi yapta goreyim seni. ne hakkin var seni o yasa getiren insanlari yikmaya hayatlarini mahvetmeye hadi diyordun ya benim hayatim kimse karisamaz diye o da onlarin hayati o zaman senin de onlarin hayatini yikmaya hakkin yok.
hassas konulardir bunlar kisi nedense hep kendini dusunur evlilik disi cocuk yapmama engel oluyorlar hayatima karsiyorlar diye dislar etrafindakileri oysa kendi baskalarinin hayatinin icine eder edepsizce.
avrupa ile türkiye'yi kıyaslayalım haydi, aile kurumu çöküyormuş ya hani...

avrupalı yıllar yılı çatır çatır sevişir. önlemini fazlasıyla alır. arkadaşları, flörtleri, sevgilileri, nişanlıları olur. karşı cinsin de kendisi gibi insan olduğunu; yaşamdan zevk almak istediğini ve dahası "manita" oldukları anda namusum olup tapulu mal olmadıklarını bilirler. genelde otuz yaş civarında, artık zevkleri biraz azaltıp işin sorumluluk kısmına geçmeleri gerektiğini düşünürler. aile kurmanın, çocuk yapmak ve büyütmenin çocuk oyuncağı olmadığını bilerek bu işe girişirler. aşık oldukları ya da şehvet duydukları insanlardan ziyâde birlikte bir ömür geçirebileceklerini düşündükleri kişilerle evlenirler. evliliği yürütebilmek için her şeyi denerler. ben de dahil çoğumuza abuk gelen pek çok şey, örneğin swinger muhabbeti de buna dahil olabilmektedir. belgeseli bile yapıldı, 60'ını aşmış çiftler bunu yapıyorlardı. sonuç olarak evliliği çile olmaktan çıkartmak ve yaşamdan zevk almak/aldırmak için yapıyorlar bunları. sonuç olarak bu çiftler kolay kolay boşanmıyorlar.

türkiyeli yıllar yılı "tüm erkekler beni sikmek istiyor" paranoyası ya da "kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin" öküzlüğüyle yetişir. muhafazakar olduklarını söyleyen ikiyüzlü hecin develeri kızlı erkekli her türlü duruma karşı çıktıkları için farklı cinsler birbirlerini tanımadan büyürler. bu aşamada aileler kadınlara kan kusturur, erkeklere "erkeğin elinin kiri" diyerek ikiyüzlülüğe devam eder. seks denen gereklilik ortaya çıktıktan sonra bu gereksinimi porno-mastürbasyon ikilisiyle gidermeye çalışırlar ama kesmez. hâl böyle olunca ilk deneyimler ya genelevlerde ya eşek, keçi gibi hayvanlarla ya tecavüz vakalarıyla ya da birbirleriyle gidermeye çalışırlar. evet, türkiye'de travestilerin bu kadar ilgi görmesi tam da bu yüzden işte.* neyse efendim, bir taraf "başımıza iş açılır" düşüncesiyle erkenden evlendirilir. kocası döver "kocandır, döver de sever de" denir. öbür taraf askere yollanır, döner dönmez bir işe sokulur ve evlendirilir. kısaca taraflar ne birbirlerini, ne karşı cinsi ne de cinselliği tanımadan bir ömür geçirmeleri beklenir. erkek bütçesi yettiğince genelev, pavyon, metres falan bir şeyler yapar. kadınsa hayatını çocuklarına adayarak bir amaç edindiği yanılgısına kaptırır kendini. çocuklar büyüdüklerinde kadın "ben de yaşayacağım" artık deyip boşanmak ister çünkü aslında hiç yaşamamış olmadığından içten içe farkındadır. erkek gerek toplum ve kendi ailesinin baskısı gerekse egosu nedeniyle kadını boşanmaktan vazgeçirmek için her yolu dener. yalvarmaktan başlar tehdit ve şiddete kadar her boku yer. oysa kendisi de farkındadır, o evliliğin her ikisi için de azap olduğundan ama elalem ne der burada belirleyicidir işte.

sonra bir amatör sosyolug çıkar; evlilik dışı gebeliğin aile kurumunu bitirdiğinden bahseder. e yavrum, senin ailen aile değil ki zaten, hapishane.

bir de lütfen başkalarının özel yaşamlarına karışmayın. ne kadar terbiyesizce olduğunu ben anlatamıyorum ama biraz empati yapsanız, yani birilerinin aynı şeyleri size yapsa duyacaklarınızı düşünseniz çözülecek bu iş. hangimiz babamız giyimimize karıştığında "babam değil mi, o en iyisini bilir" dedik? e ne demeye hiç tanımadığımız insanların nasıl sevip ne zaman sevişeceklerine karışmaya hakkımız olduğunu düşünüyoruz?

belirtmeden geçmeyeyim: ciddi ciddi bunu yapan, yani bunu bir seçim hâline getiren kadınlar var. bunları iki gruba ayırabiliriz:

1- çocuk yapmak isteyen ama koca muhabbetinden, demin bahsettiğim ya da başka nedenlerle midesi bulanmış olanlar. bunlara ciddi ciddi saygı duyarım çünkü çok zor bir işe kalkışıyorlar.
2- "gebe kalayım da herif beni almak zorunda kalsın" kafasındaki kezbanlar. bunlara saygı maygı duymam. duyan varsa da dalga geçerim.

doğruya doğru, evlilik dışı gebeliği "orospuluk" olarak niteleyenlerin genelinin anaları ikinci şıktaki kadınlar.

not: ulan gece gece toplumsal analiz yaptırdınız bana be!
doğru değildir.

durun hemen AKP, CHP, mini etek, kız, izmir, yozgat' la ilişkilendirmeyin bunu. hastalıklı ideolojilerinize göre doğrudur, kendi kararıdır veya recm edilmesi gerekir. orası size kalsın.
ama ya çocuk, çocuğun ahvali ne olacak?! bu duruma maruz kalan çocuğun psikolojisini tahmin etmek o kadar mı zor?
babasız büyümek nedir kaçınız biliyor? "benim bedenim benim kararım" diye pankart açmak güzel, demokratik bir iş ama bir çocuğun hayatından en az 20 yıl çalmak demokratik midir? aşağı yukarı 900 saniyelik bir zevk için değer mi? Gir çık gir çık gir çık...

istersen 1000 kişiyle beraber ol, orospu ol, kaşar ol bu beni ilgilendirmez. o senin bileceğin iş, zaten gerçekten dindar olan insanı da kimin kimle ne yaptığı ilgilendirmez o kadar. ama sırf zevklerin uğruna bir çocuğu yetim bırakma! işte o zaman herkesin sana laf etmeye hakkı var. korunmayı bil o boku yerken! sen al alacağın hap mıdır, yaptıracağın test midir yaptır, yapacağın adamda taksın başına poşetini olsun bitsin.

bence çocuk sahibi olabilmek için özel şartlar aranmalı. özellikle ekonomik ve eğitim düzeyi olarak. herkes çocuk sahibi olmamalı. mesela aylık 3000 liradan az para giren bir eve en fazla iki çocuk hakkı tanınmalı. ya da taraflardan birinin üniversite mezunu olması şartı koşulmalı. her iki tarafında doğuştan gelen ağır hastalığı olmamalı, daha önce hiç suç işlememiş olmalı, katı ideolojik görüşleri olmamalı, hiç siyasi eyleme karışmamış olmaları daha uzatılabilir bu maddeler. evlilik dışı çocuk doğurmayla ilgili ağır yasalar getirilmeli. böylece belki gelecek nesiller düzgün olur...
önceden ilişkiye girip sonra evlenmek zorunda kalınır.
E doğruya doğru bu oruspuluktur.
isterse çocuk isterse kariyer yapar sana ne yarraam?

Kadınları insan yerine koymayan bir yobaz hayvan böğürmesi, yorum bile diyemiyorum.

Ama suç bunları insan yerine, adam yerine koyup birer medya unsuru haline getiren muhabirlerde. Gazeteciliğinize tüküreyim, başka röportaj yapacak adam mı kalmadı? işiniz gücünüz polemik çıkarmak.
ofsayt durumudur.
hastalıklı zihnin bir ürünüdür, her yönden. evliliği sadece bir imza yada bir zorunluluk yönünden görenler için bu durum çok doğal istediğini yapar insan derler. evliliğe bir bütün olarak görürsek pek çok yapıtaşı gereklidir sağlam olabilmesi için yoksa günümüzdeki gibi görülürse sonucun ne olacağı çok önceden belli.

bu durumda aslında iki şeye bakılmalı isteyerek yada istemeyerek oluşması. istemeyerek oluşması durumunda bu kadın için söylenecek bir şey yok istediğini yapabilir. ama isteyerek olan bir durum ise bu gerçekten hastalık bir zihne sahip olmaktır. çünkü çocuk sahibi olmak için, yetiştirmek için gerekli yeterliliğe ve psikolojiye sahip değildir.

çocuğun psikolojisi bu gibi durumlarda çok büyük zararlar görür ve bu o çocuğunda büyüğünde hastalıklı bir psikolojiye sahip olmasına neden olabilir. yani burada tek bir insanın yaşamı ve kararları yok önemli olan çocuğun yaşamı. bir bütün olarak bakılması gerekir. kadın da erkek de aynı derece suça sahiptir böyle bir çocuğun doğumunda.
ünlülerin bir de akp lilerin yaptığıdır.
bence çok sevdiğiniz bir ilişkiniz bile olsa, kadın olarak kendi maddi durumunuz böyle adele (şarkıcı) kadar falan değilse (ki kendisi şato aldı, evlilik dışı doğurdu vs) yapılmaması gereken birşeydir.... (adele sevgilisiyle halen birlikte ama evli değil.. ona olur)
ama trilyoner falan olursam kendim yani milyoner... sevdiğimle ben de yaparım gönül rahatlığıyla...
milyoner değilim kendim.. ister kezban ister emine desinler evlenmeden olmaz...
3-5 yıla milyoner olmak için bir motivasyon sayılabilir.. çocuğun babası da tabii iyi seçilmeli..
öyle film dizi aşkı bulmak zor bu devirde sonuçta.. hikayeyi ters çevirelim...
eğer ki evlilik dışı hamile kalan kadın çocuğunu doğurup çocuğunun babasıyla da yaşıyorsa neden garipsenir bu anlamak güç. imza mıdır her şey sizin için? bir imzayla mı kurtuluyor kadınların namusu? bir imzayla mı piç olmaktan kurtuluyor çocuk? imza atmadan evvel kadın "orospu" imzayı attıktan sonra da "evinin kadını" he mi? sizin o minik beyinlerinize işemek lazım.

insan gibi yaşıyorsa çocuğun anne ve babası bizlere bok yemek düşer. kimseyi ilgilendirmez bu durum. hele hele devletin hiiiiç ilgilendirmez. devletin görevi değildir insanların namuslarını ölçmek.

oh ne ala iş. imza atmadan doğur; ahali sana kötü gözle baksın.
imzayı at; "ayy hoş geldinize geldim komşu" olsun.

tecavüzcünün, tecavüz ettiği kadınla evlendiğinde serbest kaldığı bir ülkede aslında şaşırmamak lazım bu garabete. kim karışır insanların hayatına, kim karışır bu seçimlerine. babası çocuğuna soy ismini vermişse çocuk yine piç midir amk çakma namus timsalleri sizi.
Kadın için biraz aşağılayıcı bir durumdur. Yani erkeğin hayvanlığıdır.
şeytan kulağına kurşun artık kadın yanı başınızdadır ve babası sizsinizdir.
dış gebelik dedikleridir.
Türkiye'nin aşamayacağı tabudur.