bugün

isviçreli antropolog.
Atatürk döneminde türk çocuklarının kafa taslarını incelemiştir.
Türk antropolojik yapısı konusunda Atatürk'ü en fazla etkileyen bilim adamıdır.

isviçreli'dir, antropolog ve tarihçi'dir.

Hint Avrupa odaklı tarihçilik anlayışına esir olmayan, tarihsel bulguları tarafsızca yorumlayan ender aydınlardan biridir Eugene Pittard...

Atatürk tarafından 1937'de tertiplenen ikinci Türk Tarih Kongresi'ne davet edilmiş ve hatta kongrenin açılış nutkunu okumuştur.

Atatürk, Pittard'ın "Irklar ve Tarih, tarihe etnolojik giriş" adlı eserini dikkatle okumuş, üzerinde etraflıca düşünerek birtakım notlar almıştır.

Batı'da ırka dayalı antropoloji kuramının en önde gelen savunucularından Gobineau, Selçuklular ve Osmanlılar'ın diğer ırklarla karışıp saflıklarını yitirdiklerini öne sürerken, Pittard bu savı kabul etmemiş, Türkleri Avrasya'nın en güzel ırklarından biri olduğunu savunarak Türk ırkının fiziksel özelliklerini ortaya çıkaracak çalışmalar yapmış ve bu çalışmalara bizzat katılmıştır.

--ALINTI--
Atatürk'ün antropoloji çalışmalarındaki gözdesi olan isviçreli profesör Eugene Pittard'ın "Irklar ve Tarih" adlı çalışması Türk antropoloji çalışmalarında kaynak rolü oynamıştır.

Pittard'ın batı merkezli tarih tezine aykırı görüşleri tüm dünyada yankı bulmuştur. hatta "Eugenisme" adıyla yeni bir bilim dalı olarak Avrupa'yı ve Türk aydını'nı etkilemiştir.

Pittard, Türkleri ve Türk dünyasını iyi tanıyordu. Batılı ırkların üstün, doğulu ırkların geri olduğu görüşüne katılmıyordu; tam tersine, doğulu Türklerin de ileri olduğuna inanıyordu. bu inancını da hiç çekinmeden her yerde dile getiriyordu.

Örneğin, Lozan görüşmeleri sırasında ingiliz başbakanı Lloyd George'un:

"Türklerin, şimdi hak istedikleri Anadolu'da nesi var? orada medeniyet vesikası olarak ne kalmışsa, Yunan'ın, Roma'nın, Bizans'ın dır. Türklerin Anadolu'daki evleri sazdan ve kerpiçten, harabelerden ibarettir. şimdi böyle bir alemi veya onun güzel parçalarını Türklere nasıl bırakırsınız?"

Demesi üzerine Eugene Pittard, Cenevre'nin ünlü bir gazetesinde Lloyd George'a şu tarihi cevabı vermiştir:

"Efendiler, Konya'daki ince minarenin kapısı ile, istanbul'daki muhteşem Süleymaniye'nin kubbelerini yapan millete karşı, böyle söylenemez. haddinizi biliniz..."

Pittard, 1931 yılında Türklerin Avrupa'daki kötü imajını düzeltmek amacıyla, "Küçük Asya'ya Seyahat" adlı bir kitap yayımlamıştı. 1935'te, isviçre'de doktora yapan Atatürk'ün manevi kızı Afet inan'la tanışmasından sonra, 1937 yılında Türkiye'ye gelip ikinci Türk Tarih Kongresi'nde onur başkanı olmuş, Türk Tarih Tezi'ni savunan konuşmalar yapmış ve Türkiye'de büyük bir saygınlık kazanmıştı.
Afet inan, antropoloji alanındaki doktora tezini 1939 yılında Cenevre'de onun gözetimi altında hazırlamıştı...
--ALINTI--

http://tarihturklerdebasl...012/05/13/eugene-pittard/
kafatası incelemesinin 1950lerde dna keşfedilene kadar en temel antropoloji metodu olduğu gerçeğini gizleyerek cumhuriyetimizin kurucusunu boklamaya çalışan ekşi ve ulu sözlük vasatlarının dillerinden düşürmedikleri bilim adamıdır. nazi zulmünün avrupa'da sesini duyurmaya başladığı zamanlarda bilime müthiş önem veren ve değerli bilim insanlarına kucak açan türkiye cumhuriyeti'ne sığınmıştır.

türkiye'de yaptığı incelemeler türk milleti'nin doğu asya mı yoksa hint avrupa özelliklerini mi taşıdığının anlaşılması için yapılmıştır ve %90 oranında türkiye türkleri'nin hint avrupa özellikleri taşıdığı ortaya konmuştur.

aynı eugene pittard, ülkesine döndüğünde atatürk'ün bilime verdiği önemi bir bilim dergisinde öve öve bitiremez ama bu tarz bilgiler atatürk düşmanlarının pek hoşuna gitmediği için bunları internette pek göremezsiniz. konunun detaylarını celal şengör hocamızın dahi diktatör adlı eserinden okuyalım:

"1935 yılında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nü kuruyor Atatürk. Dikkatinizi çekerim, bir
müdürlük olarak değil, bir enstitü olarak kuruluyor. Yani burada araştırma yapılacak ama icap ederse
eğitim de verilecek. Sonra antropoloji var. Kendi insanımızı tanıyalım istiyor. Dünyada bizi yanlış
tanıdıkları kanaatine sahip.

Derdi, “O ırk iyi, bu ırk kötü demek değil fakat bir Avrupalılık iddiası
var,” ki haklı çıktı. Anadolu’da son yapılan kan tahlillerinden alınan DNA örnekleri gösterdi ki bu
coğrafyada yaşayan halkın yüzde doksanı Doğu Asyalı değil, Hint-Avrupalı. Atatürk bunu göstermek
için o zamanlar antropoloji ihtisasına ihtiyaç olduğuna kanaat getirmiş. Ardından, Antropoloji
Enstitüsü kuruluyor.

Türkiye’deki kongrelere gelen yabancı bilim adamlarından Eugène Pittard, ki
isviçreli çok büyük bir antropologdur, Atatürk’e hayran oluyor. Memleketine döndüğü vakit de, ciddi
bir bilimsel dergide Atatürk’ün bilime verdiği desteği anlatan ve kendisinden övgüyle bahseden bir
makale yazıyor.23 Bilimsel bir dergide, gazetede falan değil."

"Pittard, E., 1939, Un chef d’état, animateur de l’anthropologie et de la préhistoire: Kemal Atatürk: Revue Anthropologique, 49. yıl, sayı
1-3, s.1-12 (Bu önemli makale isviçreli antropolog Eugène Pittard’ın {1867-1962} gözünden dilin bir alfabe değiştirmesi sonucunda
geçirdiği olumlu değişiklikleri anlatmaktadır. Ayrıca bkz: Pittard, E., 1939, Hommages à la mémoire d’Atatürk: Belleten, , v. 3, no. 10, pp.
175-182; aynı makalenin Türkçesi için bkz. ‘Atatürk’ün hatırasını tazim’, aynı yerde s. 183-189.)."

taş devrinden kalma yere medeniyet getirmeye çalışırsın, bin bir kesim bok atar. sayın mustafa kemal atatürk'ü savunacağız.