eski türk filmlerindeki ölme sekansı

gülmekten öldüren sekanstır. kuru sıkı çata patla ateş eden kişinin silahı savurma şekli, kurşunlara hedef olan jönün cüneyt arkın vari bir ileri üç geri gidip gelmesi ve finalde karizma ölüşü. buda genellikle şöyledir.

(bkz: ayakta ölmek)
(bkz: diz üstü çöküp ölmek)
(bkz: duvara yapışıp ölmek)
(bkz: masa sandalye dağıtıp ölmek)
(bkz: esas kızın kollarında ölmek)

(#1568230) şehadet getir köpek!

ölmeye yakın genelde çeneleri düşer. lafı uzatır da uzatırlar. ağzından laf alana kadar karşı taraf sinir hastası olur. hiç ölmeyen kahramanlarda vardır örneğin kara murat filminde düşman bir itelemeyle yere yapışırken kahramanımız atılan oklar üzerindeyken bile savaşmaya devam eder.
kurşunu yedikten sonra kendi ekseni etrafında uzun bir süre dönüp bir türlü yere düşemeyen kahramanlarda vardır.

oyunculuk yeteneklerinin delice sergilendiği kısımdır. bayılıyorum bu sahnelere gerçekten. bu sahnelerin, tekrar tekrar başa alıp izlenmesi ve oyunculuk eğitimi görenlere feyz almaları için gösterilmesi gerektiğini şiddetle tavsiye ediyorum.

cüneyt arkın geldi aklıma benim ya..(ne yakışıklı adamdı ya dimii?) bir filminde ateş önce midesine isabet ediyordu, sonra koluna, bacağına.. cm başına 3 kurşun düşüyordu vücutta ama cüneyt abi sanki electro dance yapıyor. bir o yana bir bu yana, garip titremeler filan... görende dans pistinde sanır yani! öyle bir salınıyor ki? lan o kadar kurşun yedin nasıl hala ayaktasın? şimdiye, sevdiğin kızın kollarında ıkınır gibi konuşuyor olman gerekirdi. ama nerde? bi cool'um ben havası, bi yıkılmadım ayaktayımlar filan..

adam gibi ölün lan ölüyorsanız! artistlik yapmayın, adamı zıvanadan çıkartmayın. *

birkaç tur modern dans figurlerinden bir demet sergileyerek ölen oyuncular da vardır. yanlıs meslek seçimi, dansçı olsalarmış keşke. o da sanatçı sonuçta.yani.

öldükten yarım saat sonra kurşun atmak. ya da "onu sana yar etmem" repliği.