bugün

aynı anneden ve* aynı babadan olan, cinsiyeti erkek olan karındas.
insanda annelik hissi uyandıran çok sevilen, kendini çok sevdiren biricik insandır.
dünyayı ikiye ayıran şey. bir tarafta o, bir tarafta dünyanın geriye kalanı. çok adil bir ayırım değil, çünkü geriye bişey kalmaz, kalmaması lazım.
osmanlı devrınde bogdurulması yasal olan kısıdır.
(bkz: birader)
sizden büyükse muhtemelen önünüze hep engel olarak çıkacak insan.
en çok kavga edilen ama en çok sevilen insandır
eger aranizda 18 yillik bir ara varsa disari ciktiginizda bir takim yasli kadinlarin 'iyyyy kiza bak gencecik cocuk yapmis' demelerine sebep olan yaratiktir. kandirilmasi sanildigi kadar kolay degildir. hayatinizin bir bolumunu kaydiraklarda gecirmenize neden olabilir. biraz daha buyuse de ayak islerini yapsa seklinde uzerinde hain planlar yaptigim sevimli-sapsal tiptir.
(bkz: ah bir ağabeyim olsaydı!)
(bkz: ağabey özlemiyle kahrolan,erkek kardeşi tarafından yolunan ağabeyler)
genelde ablalarıyla ve kız kardeşiyle çok iyi anlaşırlar.
ablaları tarafından çok sevilmelerine karşın * abileri tarafından kısakanılırlar.
bayramlarda sevimliliğini kullanarak ,akrabalardan güzel sakal toplayan kişidir benim nezdimde...tabiiki bu paraların bir kısmına abi* tarafından el koyulur.
tüm ablaların hizmette kusur etmemeleri, bir dediğini iki ettirmemeleri gereken ailenin lideri
kaç yaşına gelirse gelsin yanakları sıkılası, hep ve en çok sevilesi, kendini cebinizdeki paranın her zaman yarısının sahibi olarak gören, pek de yanılmayan, çünkü ablaların asla dayanamayacağı, asla hayır diyemeyeceği dünyanın en sevimli maymunu.

(bkz: ablaların kardeş sevgisi)
dunyaya yeni gelmis ve aranda 16 yas varsa pek seker olabilen yaratik.
brütal davranışlarda bulunmayı daimi görev haline getirmiş, sevgili ablasını her koşulda deli etmeyi başarabilen fakat buna rağmen sevilesi keretadır kendileri.
ağlayan 2-3 yaşlarındaki çocuğu kucagına alıp "senin sorunun ne biliyor musun dostum? o koca poponun kafandan büyük olması" diyerek aile büyüklerinin "çok televizyon izliyor hehe" seklinde hem eğlendirip hem düşündüren "sevimli misin len sen" diyerekten sevdiğim karındaşım.
allah varsa, ki inanıyorum sana her baktığımda da
tapılacak adamsın
işte o kadarsın.

daha küçüktü, sapsarı saçları vardı. elleri minicik. ilkokula gittiği günü hatırlarım hala. allah nazardan saklasın . ki sakladı da.

şimdi düşünüyorda insan, ulan anne baba olmak ne kadar zormuş. insan kaç yaşına gelirse gelsin annesinin, babasının gözünde çocukturya abisinin ablasının gözündede çocuk.

şimdi o koskoca bir şehirde yalnız başına. koca adam oldu belki ama insan merak etmeden duramıyor. o kadar çok pislik varken ortada. bir mesaja cevap vermese, arayınca açmasa telefonunu dünya yıkılıyor ulan başına insanın.

kaç yaşında olursa olsun, kardeş . (bkz: canım kardeşim)
markete ekmek alma görevinde öncü kuvvet,yeri gelir gecenin soğuğuna ve saatin geç oluşuna aldırmadan sırf evin temizliği için üşenmeden çöpü döken kişidir.pazar günleri hastalanan ablasına nöbetçi eczane aramak da bu fedakar varlığın işidir.onlar ülkenin geleceği için yılmadan usanmadan çalışır fakat tek sebep yaşları küçük ve tecrübeleri az olduğundan ezilir,ezilmeye layık görülür.oysa ki onlar bir gülücüğe dünyayı yeniden yapılandırabilecek kadar güçlü, kendinden zayıfları koruma güdüsüne sahip olacak kadar da merhametlidir.*
sevin onları*
ing. brother
varlığı hiçbirşeye değişilmeyen kan, can, ahbap, dost.
maddi yönden zarardır ama varsın o sömürsün.
aslında tek varlıktık sana kalacak... herkes, herşey gider..o kalır... yârin, dostun, kuzenin bir gün çeker gider ama o ne olursa olsun tek varlıktır sana kalacak... çocukken kavga eder durursun belki ama yaş ergenliği geçtikçe daha bir duygusal ve sıkı dost olursun. artık annenlere ispiyonlamaz, arkanı toplar... yanında olmayınca, daha bir değeri mi anlaşılıyor nedir... özledim galiba...
takvimleri severim bilirsin. saatli maarif takvimini ama en çok masa takvimlerini. benim için önemli olan tarihleri daire içine almayı, her geçen günün üzerine çizikler atmayı. şimdi çizik atarken bugüne gözüm ilişiyor birkaç gün sonrasını gösteren haftalar öncesinden çizmiş olduğum daireye. az günümüz kaldı.

gidiyorsun. gözlerinin içi parlıyor.
biliorum heveslisin. burda kaybetmiş olduğun umutların yeni hevesler edinmene engel değil, bunu ikimizde biliyoruz. heyecanlısın biliyorum. anlatırken daha sen, anlıyorum elini kolunu koyacak yer bulamamandan.
korkuyorsun hissediyorum. en çok belli etmememeye çalışmandan.
gitmek istiyorsun anlıyorum.

"dönmem bir daha" diyorsun. bir ona korkuyorum.
"üzülme" diyorsun. "sen gelirsin istediğinde"...
gelmem mi?

ama tutamıyorum kendimi. kolay mıdır her şeyi bırakıp gitmek ardında? bir gece karar alıp ertesi gün uygulamaya koyulmak? düşünmemek berisini, merak ettiğin için ötesini... "kolay" diyorsun. zor olacak biliyorum.

"gitme" diyorum "yapma" diyorsun.

bir yandan da senin için seviniyorum. hayat senin hayatın. hakkını vererek yaşamalısın. dönsen de bir gün "iyi ki gitmişim" demelisin. pişman olmamalısın.

"öğreneceğim çok şeyim var" diyorsun. "en çok seni özleyeceğim" diyorsun. bende seni çok özleyeceğim bal gibi biliyorsun.
az günümüz kaldı.

kaçmak istiyorsun biliyorum. sebeplerini anlıyorum ama söylemem lazım demin yalan söyledim gitmeni hiç istemiyorum. bencilim evet. yanıbaşımda dur istiyorum. gözümün önünde, telefonun ucunda, bir adım uzağımda. aramıza okyanus girsin istemiyorum.

"asma suratını" diyorsun. sıkı sıkı sarılıyorsun. "gör bak her şey çok güzel olacak" diyorsun. sen buna inanıyorsun ben sana inanıyorum.

günler çabuk geçiyor. daha ne kadar fazla vakit geçirebiliriz beraber onu hesaplar buluyorum kendimi. arkadaşlarınla buluştuğunda saatlere bakıyorum tekrar tekrar. birkaç gününe bir dolu şey sığdırmak istiyorsun. hak veriyorum. az günümüz kaldı.

3 adam sevdim 30 yıllık hayatımda. "biliorum" diyorsun. "en çok seni sevdim" diyorum. gülümsüyorsun.
"iyi ki benim ablamsın" diyorsun. ben ağlıyorum.

takvimleri severim bilirsin. tam çizik atarken bugüne gözüm ilişiyor birkaç gün sonrasını gösteren haftalar öncesinden çizmiş olduğum daireye. "kaç günümüz kaldı" diyorsun alaylı bir şekilde. yırtıp atıyorum lanet takvimi.

az günümüz kaldı işte.
gidiyorsun ve
ben gitmeni hiç istemiyorum,
biliyorsun.
(bkz: hayatımın anlamı)

her ayrılışta sanki bir parçam daha kopuyor.
seni özlemek en büyük ceza.
merdivenlerden inerken akıttığın gözyaşların hala aklımda.
düşündükçe aklımı kaybedecek gibi oluyorum.
seni çok seviyorum.
eğer ergenlik dönemlerinde ve gücünü ispatlama çabası içindeyse başınız beladadır. benimki giriştiğimiz bir kavgada parmaklarımı geriye itmiş, üstümde debelenmiş, saçlarımı yolmuş, ısırmıştır.. neticesinde hastanelik olmuşumdur. her tarafım morarmış elim çatlamış ve ezilmiş alçıya alınmıştır. fakat bütün bunlara rağmen hastahanedeyken dakika başı aramıştır ve ağlayınca içim parçalanmıştır..her şeyine rağmen sevilmektedir.
abinin kiyafetlerine belirli bir yastan sonra ortak olan canavardir. bu yüzden dolapta ütülü bir sey bulma ihtimali guiza` nin gol ihtimaline esittir.