bugün

kişinin, ya karşısındaki insanın söyledikleri hakkında yapabileceği herhangi bir yorum olmadığı durumlarda ya da karşısındaki insanı bir an önce susturmak istediği zamanlarda kullandığı söz öbeği. genelde dinliyor gibi görünürken "en güzeli en güzeli" şeklinde iki defa tekrar edilerek söylenir.
en güzeli,
karanlıkta ağlamak...
basıp o nankör kedilerin kuyruklarına,
iniltilerini duyarak, hıçkırarak, bağıra bağıra...

en güzeli,
sessiz kalmak, acılara, çocukluklara,
saçma sapan çığlıklara
ağlamak karanlıkta
duyamadıklarına, konuşamadıklarına...

en güzeli,
unutmak...
karanlığı, güneşi ya da...
uzakları, en yakınını, kendini...

en güzeli,
deliliğe vurmak,
ne varsa söylemek dilinin ucuna gelen.
ne varsa kusmak, söylenecek söylenmeyecek...
vurmak patavatsızlığa,
gerekli gereksiz, dolu boş konuşmak
sınırsızlaşmak...

en güzeli,
bir şarkı tutturmak eskilerden
nostalji ayağına yatıp tüm eski şarkıları yad etmek,
bir muazzez ersoydan
bir zeki mürenden...

en güzeli,
gülmek, gülümsemek...
yoldan geçen yaşlı teyzeye,
her sabah ekmek aldığın fırıncı abiye,
hayata gülümsemek,
her sabah gözünü açtığın güne...

en güzeli,
gitmek bazen...
gözyaşlarını da toplayıp karanlıktan,
sessiz sessiz, usulca gitmek...

en güzeli yaşamak...
her şeye rağmen!..
(bkz: best one)
' aferin, en doğrusunu yapmışsın ya da düşünmüşsün ' anlamlarında kullanılan kalıp..
''bıktırdın artık bi sus be!'' demenin kibar yolu. karşıdakinin anlattığı pişman olunmuş bir davranış için teselli de olabilir.
en güzeli delicesine gülmektir herşeyi unutup.
en güzeli senin kadar sevilmedi...kimler geldi,kimler geçti.
... içmek, diye tamamlanacak olan cümle.
ismi ile çok tezat baya kötü bir film.