bugün

sabahları kahveden daha çok uyku açar.
hafıza kaybını da önleyici etkisi olduğunu öğrendiğim ve "vay be,ne meyveymiş ama" dedirten besin+fazlası
yerken kızların pamuk prenses hayallerine sebebiyet veren meyva (tdk ya göre meyve).
ankara da mangalcıların sıklıkla gittikleri dağ. kayak tesisleri de bulunmaktadır.
hem cennetten kovduran hem de newtonun kafasına düşüp öğrencilere baş belası olan uğursuz ama tadı güzel meyve.
yeşili ve kırmızısı olan meyve. Rejimlerin baş kahramanlarından. Yerken kütür kütür eder.
yeşili ve kızılı ilef reklam atölyesinde ödül olarak verilen meyva.
başına s koyunca selma, kıçına koyuncada elmas olan meyve adı.
elma.
yenir.
kırmızısı olur.
yeşili olur.
ekşisi de olur.
tatlısı da.
ne güzeldir elma.
yendiği gibi giyom tel oğlunun kafasına koyar.
yuvarlaktır.
top gibidir.
newton'un kafasına da düşmüştür.

(bkz: uzun entry yazan yazarlar dayanisma dernegi)
yarısını kullanmak vasıtasıyla gönül almada kolaylık sağlayabilecek meyve.
(bkz: yarım elma gönül alma)
(bkz: az veren candan çok veren maldan)
azmış bir dişi kediye sahip yazar.. uyutmuyor kedi miaaaowww miaaaoww beynini tikiyor bütün gece vallahi.
amasya'nın ünlü olmasını sağlayan meyve.
ezginin günlüğü'nün rüya albümünden hoş, eğlenceli bir parça..

"...
yürüdüğüm bütün yollar yokuş çıktı
yaşadığım bütün evler içimi sıktı
dön dünya dön, bize dön biraz

ne zaman birini sevsem bir şey noksan
evler odalar karanlık ışık noksan
dön dünya dön, bize dön biraz

dalların üstünde yeşil elma
elmanın aklından geçe dünya
elmaya sor aşkı bana sorma
tennerinerinen iyi değilim ben
alem kötü olmuş iyi değilim ben

bakıştığım her insanda ölüm vardı
seyrettim bütün alemi zulüm vardı
dön dünya dön, bize dön biraz

ne günahkarlar gördüm yükün tutmuş
ben göklerde ararken yerde bulmuş
dön dünya dön, bize dön biraz
"
çoğu kimse farkedemese de; o, uludağ sözlük zirvelerinin ilk kurucularından...
bir de kendisini kültür dergisine benzetiyorum ve şu zamana kadar kaçırdığım bir sayı dahi bile olmadı.*
ilgili insan. dur bakalım uzun uzun yarın akşam yazarım. * *
tavlada bana ayar veren yazar.
(bkz: tavlayı koltuk altına almak)*
benim gibi anadolu yakasından erken saatlerde yola düşmüş, uzun bakışmalar sonucu zirve için orda olduğu anlaşılmış ve çabuk kaynaşılmış yazar.*
birisi söylediğinde dışarı çıkılan meyve.
(bkz: elma dersem çık armut dersem çıkma)
zirve ye gitmeden bize tüyo veren sıcakkanlı yazar *
efendi gördüğüm yazar. * **
hakikaten doğru düzgün konuşamadığım yazar doğru düzgün bir yana hiç konuşamadığım yazar saçları uzamış pek bir yakışmış onu bile söyleyemedim. neden öyle oldu anlayamadım ama yazık oldu.
medrese'de vapurda orada burada ekmeğe çalışsamda bir şekilde ekemediğim yazar.. nargile keyfimin içine etmiştir kendisi bir geldi nargilemi devirdi sakar herif yakıyordu komple bizi. *
onsuz zirve olur muydu dediğim dostum. zirvede de yazarlara yaklaşımlarıyla eğlenceli anlar yaşatan her görüştüğünüzde daha da mutlu olunası yazar. hem yoksa içilir miydi hiç elma çayları*
nickinden dolayı kız zannettiğim , elma yazısını görünce kendisi için potansiyel gay olmaya karar verdiğim* elmaların elması pütür pütür cancisim. çok kafa adam , ayrıca 30 luk biraların etkileyemediği yebenisi olan kişi.
bu soğuk istanbul akşamında bağrı açık dolaşan, dolaştıkça içimi üşüten yazar, allahtan samimiyeti ilerlettimde üşütüp hasta olmasını engelledim * ayrıyetten abla sözünü de dinlemesi hoşuma gitti..