bugün

nicki bana ünlü bir düşünürün bir sözünü hatırlattı ama söyleyemeyeceğim... * * *
ooooo kimler gelmiş kimler yazarı ... hoş gelmiş sefalar getirmiş, umarım çok içmeden gelmiş. *
sağdan git dediğimde soldan giden yazardır. beni hiç dinlemez. *
moderasyonun hoşgeldin hediyesi olarak çaylaklık bahşettiği yüce yazar kişisi.
durduk yere nickiyle güldüren yazardır.
(#12790850) doğru demiş yazar. ne bileyim hak verdim ben.
nickiyle yaran yazar.
bir gün yolda yürüyordum... geceydi, sokağın kuytu yerinden tuhaf iniltiler geliyordu. biraz tedirginlik biraz da merakla oraya doğru yöneldikçe sesler daha da belirginleşiyordu. o da neydi? bostancının göbeğinde devasa bir ingiliz atı vardı? atın alt kısmında bir karartı gördüm. bir baktım ki el nickiyle sozluge girilmez çıplak ve halsiz bir şekilde çırpınmayı deniyordu. öylesine acımıştım ki için yandı. onun da götü yanıyor, ardı ardına çığlıklar atıyordu. saat onda çağrı market kapanmadan önce aldığım pantene marka şampuanı cesurca fışkırttım. daha önce kilitlenmiş köpeklere su döküldüğünü görmüştüm çünkü. işe yarabilirdi... ancak yaramadı. zavallı arkadaşımı zalim atın altından kurtaramamıştım. sonra bir anda aklıma harikulade bir fikir geldi. şampuanı atın gözüne sıktım. gözleri yanınca şaha kalktı ve o sırada kalkan başka yerleri indiğinden ötürü el nickiyle sozluge girilmezhırpalanmış ama kurtulduğuna sevinmiş bir yüz ifadesiyle yere düşüverdi... boynumdaki şalımı üzerine örterek bir taksi çağırdım ve can arkadaşımı evine teslim ettim. işte o günden beridir el nickiyle sozluge girilmez bana şampuan der. ikimiz de pek duygulanırız.