bugün

Aklıma ataol behramoğlu şiiri gelir hep. Okursun biliyorum, evet biliyorum..

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

insan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Sadece dört ay sonra birine evlilik teklifi ettin. Ne söylenebilir ki?
Okuyorsa döner bana.
noel'de benimsin, bak kaç aydır görüşmüyoruz zaten!!! beni özlemediğinden şüphelenmeye başlıyorum. ayrıca bağdat caddesi'nde işimiz var biliyorsun. arayıp ya da yazıp fiyat ve randevu alsam mı ki?
öpüyorum aşkitom.
Seni özlüyorum. itiraf etmek zor.
Daha önce dediğim gibi.
Okumamıştır o .okusa duramazdı.
gitmekte her zaman özgürdün ancak bunu paçandan sülük silkeler gibi onurumu kırarak yapamazdın. öğrenmiş olmalıydın, öğrenememişsin. sana da söylemiş olmalıyım, seni o tokat adam edecek diye. ne demişler? nush ile uslanmayanı etmeli tekdir... devamını bilenler bilir. sen bunu bana yaptıran tek insansın. beni paltomdan çekiştiren, elini koluma dan diye indirdiğinde canımın ne kadar yandığını bile umursamayan, bana hakaretvari sözler sarfederek gitmeye çalışan bir erkeğe ellerimde çiçeklerle gidemezdim. bilmeliydin onurumu rezil edemeyeceğini, bilmeliydin sana hiç yapmadığım bu muameleyi haketmediğimi. benim bu ilişkiye dair en büyük hatam koşulsuz sevmekti, kusuruma bakma.
görsel
düşük bir ihtimaldir. genede okuyorsa takibe devam etsin.
cumartesi günü teleferikte sana el sallayan bendim mavi gözlü.
bize en çok mutluluk yakışıyor. gönlümün en güzel köşesi.
Yükseliyorum, amatör sörfçülere harcanmayacak bir dalga bu..
niye yazmıyorsun?
ıyy arabesk.
Saçımı bok gibi kestin abi allah seni kahretmesin inşalalh.

Dipnot: Berberime sitemdir.
Senden kalan her günde boşluğunu horon ezgileriyle dolduruyorum. Meğer sen bayağı bayağı lüzumsuzmuşsun.
Sayende neyi beklediğimi unuttum.
okumaz.
“Sen Buralarda da mı yazıyorsun! Sana güveniyorum ama sanal ortam orası oradakilere güvenmiyorum, hemen kapat hesabını ve çık ordan”
Derdi. **
yazıyor.. yazısını görene kadar bekliyorum. bir keresinde yazıyor yazmıştı beklemiştim yollamamıştın bir daha da hiç yazmayı denemedin bile. sen yazmıyorsun ben okumuyorum ama yine de bekliyorum işte. bana bıraktığın bu. çok kızgınım ama seni rehberimden bile silemiyorum
Masum gerçek sevgimin yerini soğuma duygum aldı olmayacağını anladım ve bunu sen öğrettin sen istedin . Birdaha birini sevecek olsam senin yaptıklarının hiçbirine izin vermez en kısa sürede tekmeyi basarım. Sen bunun ayrıcalığını bile anlamadın anlama lan anlama artık.
O elindeki telefon un çektiği baz istasyonun direği hediyemi kabul et lütfen.
gece çöken hüznü, böğrüme nota oturtarak aktaran eric abimle yine buralardayız. ah eric abim çıkamadık şu kuyudan.
içimdeki sıkıntıyı; sıkıntıya sebep olanların göremeyeceği yerlere hatta hiç bilinmediğim, kimsenin beni umursamadığı yerlerde aktarıyorum. nedeni, belki tanıdıklarımın yeteri kadar ilgilenmeyecek olmasından veya şaka yapmadan konuşabilirsem, olayın ciddiyetinin beni daha çok üzeceğinden kaynaklı. sanırım ikincisi.

sorunu söylemek beraberinde çözümü değil daha çok soruyu getiriyor. soruyorum ve belli müddet sonra sessizlikle karşılaşıyorum, belki cevabı karşımdakinde de değildir. fakat cevabı bende de değil. belki de biliyorumdur. geçelim bu kısmı.

her şey yolunda denilen anda, zaman kapsülüne atlayıp bugünümde belirmen dengemi bozuyor.
şu sıralar yolunda gitmeyen şeylere, senin de bulaşman canımı sıkıyor. sen sıyırsaydın kendini. beklentimi sıfırladığımı düşündüğümde bile, bir hareketinle beklentimin baskın yapanlar gibi içeri girmesi sinir bozucu. hareketin uğur dündar ise, beklentim fırına mühür vurduracak hamam böceği. gittikçe saçmalamaya başladım hdjf
özetle sevmek yetmiyormuş. olmuyormuş, yoluna girmiyormuş. bunu kabullenme aşamasındayken gelip dengemi bozman, mario'nun kafasına böcek atmışsın da, sil baştan başlamışım gibi. el insaf, az altın toplamamıza, can almamıza izin verseydin. ben de izin vermeyeyim, feratlar ve zaman kapsüllüler giremez yazayım. yazmaya niyetlensem okuma-yazmam beni yarı yolda bırakır gibi.
karşıdakini anlamaya başladıkça kızamamak ve doğrunun ne olduğunu sorgulamak istemiyorum. türkçe sorusuna ea kafasıyla değil mf kafasıyla baktığım günlere dönmek istiyorum. ne bileyim ya. belki de kendimi özledim.
Biraz genclerle takıl kadın itibarimi zedeliyosun benim gibi adama hakarettir bu.
dün gözyaşları içinde küfrettiğim resmine bugün özlem ve sevgiyle öpücükler konduruyorum. umarım beni görüyorsundur.