bugün

feysbuk'a ait bi' uyarıdır.

sormuş bana "ne düşünüyorsun?" diye. ben de cevapladım:

ne düşünüyorum biliyor musun? referandumda "hayır" veya "evet" diyecek insanların; ya da sandığı boykot edecek olan insanların, 12 eylül 2010 sonrası neler hissedeceğini. halihazırda belli bi' sistem/düzen(!) var (bkz: kapitalizm) ne yaparsan yap bu değişmeyecek. haa! belki iktidar sahibi isimler değişir: bugün erdoğan'dır, yarın kılıçdaroğlu olacaktır, ertesi gün ise bahçeli olacaktır. kuklalar yıprandıkça, eskidikçe değiştirilecek yerlerini yeni yeni pinokyo'lar alacaktır. ben derim ki: "hayır", "evet" ya da "boykot" kelimelerine sürreal anlamlar yüklemeyin! türkiye'de demokrasi demek kadrolaşma demektir. kadrolaşma ise kaybolan sandıklar, yakılan oy pusulaları... işte bu yüzden yerel seçimler, referandumlar, genel seçimler gelip geçer; yoksulun yoksulluğu kalır, zenginin zenginliği. sandığa gideceğim aklıma gelen her şeyi pusulaya yazacağım ve hiçbir şeyin değişmediği hayatıma geri döneceğim. çok çok sonralar ise buralar hep anti-kılıçdaroğlu paylaşımlarla dolacak ya da anti-asndksakdmnskadkssa... evet, bi' tek ben akıllıyım!

ama paylaşamadım! paylaşımcı olamamak çok kötü bi'şey, depresyona girdim resmen!