bugün

elalemin ekmek kazandigi, istihdam yarattigi yel degirmenlerine saldiran kiskanc servet dusmani.
(bkz: #403224) nolu şahane entrye sahip yazar.
la mancha'lı yaratıcı asilzade.
(bkz: don quijote)
o dönem kahkaha ile gülen biri olunca şöyle derlermiş:

"bu adam ya delirmiş, ya da donkişot okuyor"
evde karıya söz geçiremeyip yayladaki yel değirmenlerine saran adam. elin ekmek tutaydı da baltaya sap olaydın derler adama. bırak değirmen yapsın işini.

(bkz: gavat)
(bkz: göt)
(bkz: yavşak)
(bkz: emek hırsızı)
okunabilecek en eğlenceli klasiklerden. okurken mizah anlayışına gülmeden edemiyorsunuz.
her dile çevrilmiş roman üstü roman. kutsal kitaplardan sonra en fazla satılan, en fazla okunan kitap.

cemil meriç üstadı dinleyelim;

"don kişot bir buhranın kitabı, inançlarından kuşku duymaya başlayan bedbaht bir insanın hikayesi. evet, don kişot'un anlamı çağdan çağa değişmiş. her okuyucu kendini bulmuş onda, kendi vehimlerini, kendi kavgasını. avrupa'nın ilerici yazarları cervantes'i kiliseye, yobazlığa düşman bir militan olarak görmüşler. yok etmek istediği şövalye edebiyatı değil, teoloji imiş."

[kırk ambar, rümuz-ül edep, c.1, shf.179]
keşke onun kadar budala olabilsem diye düşündüğüm roman kahramanı.
herkesin duyduğu/bildiği/hakkında konuştuğu fakat okumadığı klasikler listesinin zirvesinde şampiyonluk yarışı vermekte olan eserdir. al benden de o kadar'dı, taa ki memetçikliğime kadar. tsk kütüphanesinden edindim bu pek meşhur klasiği. kitap hakkında yazan yazmış çizen çizmiş zaten yüzyıllarca. komik diyorlar çokça. katılmıyorum. evet bazen katılsam da gülmekten. hüzünlü bir kitap bu en çok. cesaretin mağlubiyetinin garip hüznü.
ilk türk romanlarının (intibah, taaşşuk-u talat ve fitnat, sergüzeştname'den bahsediyorum, halid ziya'yı dışarıda tutarak) sığ, incelikten yoksun, mesajını insanın gözüne sokan haline bakınca, don kişot 400 sene önce yazılmış belki de dünyanın ilk romanı olmaktan da öte romanın sınırlarını çizmiş, ufkunu göstermiş bir eser gibi gönürür. olay örgüsünün sıradışılığı, karakter çiziminin oturmuşluğu, iç-ses, flashback vb. elemanların kullanılışı ve hatta ikinci bölümdeki post-modern romanların meta-narrative ögelerini hatırlatan öz-referanslarıyla don kişot roman yazımına sadece öncülük eden değil ona zirveden bakan bir kitap. dünyanın en iyi romanı seçilmesini çok görmemek lazım.
ufak çaplı şirketlere girdikten sonra heyecanlı hareketleriyle dikkat çeken, "onu da yapalım, bunu da yapalım" gibi değişik önerilerle gelerek, şirketin eskileri tarafından hor görülen şahıslara takılan addır. Kendilerine bir yel değirmeni hediye edilebilir.
ilhan irem'in 1992'de çıkardığı ilhan-ı aşk albümündeki akla zarar şarkısı.
kızılay'da (kızılayda mıydı lan.) ikamet eden sevilesi, gidilesi bir cafe. duvarlarını çok güzel posterler süsler. (kızılderili şeysi vardı yanlış hatırlamıyorsam. kızılderili şeysi ne lan . yüzeysel miyim neyim)

kola mevcut değildir, "eeea kola var mıydı" diye sorarsanız, sahibi abimiz hınzır hınzır gülümseyip "çay vereyim ?" der.

balkonunda oturmak tercih sebebidir. oradaki bitkilerin arasında arkadaşınızla egzantrik bir fotoğraf çekmeye çalışırken ortaya çıkan odak sorununuzu görünce, başını pencereden uzatıp "verin ben çekeyim" diyen yardımsever de bir sahibi vardır. ha, aniden bi kafa pencereden çıkınca ödünüz patlar, ama olsun.


o değil de özledim bea..
DON KiŞOT
Ölümsüz gençliğin şövalyesi,
ellisinde uydu yüreğinde çarpan aklına,
bir Temmuz sabahı fethine çıktı
güzelin, doğrunun ve haklının:
önünde mağrur, aptal devleriyle dünya,
altında mahzun, fakat kahraman Rosinant'ı.

Bilirim,
hele bir düşmeye gör hasretin halisine,
hele bir de tam okka dört yüz dirhemse yürek,
yolu yok, Don Kişot'um benim, yolu yok,
yel değirmenleriyle dövüşülecek.

Haklısın, elbette senin Dülsinya'ndır en güzel kadını yeryüzünün,
sen, elbette bezirgânların suratına haykıracaksın bunu,
alaşağı edecekler seni
bir temiz pataklayacaklar.
Fakat sen, yenilmez şövalyesi susuzluğumuzun,
sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin
ağır, demir kabuğunun içinde
ve Dülsinya bir kat daha güzelleşecek...

nazım hikmet
cervantesin mütiş eseri, her yaşa hitab edebilen mütiş bi roman. kesinlikle okunması gerek.
aşırı romantik anlamında kullanılan deyimdir bu günlerde.
masalıma kahramanlık yapmış karakter.

--spoiler--
beni rahat bırak soliter. bırak da anlatayım.
eli kanlı sezar don kişot'umu öldürdü. bıraktım masalımı. başka tarihlere erteledim yarınları.
buz gibi toprak bürümüş don kişot'umun cisimsiz bedenini.
adi sezar!
oysa don kişot'umun mükemmelliğine tembihlemiştim; sezar var o yel değirmenlerinin arkasında, diye.
ah benim cesur don kişot'um! ne donuk bir ölüme esir kaldı, aslında hiç olmayışın.
ben seni, sen değilken; benim değilken sevdim.
zavallı don kişot'um..
--spoiler--
redd in 21 adlı albümünden. *

hadi değiştirelim herşeyi
devrim olsun bunun ismi
başlıklar değişsin
çirkinlik ve güzellik hepsi

sessiz ol.. kimse uyanmasın
bir yudum iç şundan hemen ısınırsın

kaçıp evden uzaklara şehre bakalım aylak aylak
kaçıp gerçekten uzaklara hayallere dalalım teslim olmadan

güzel bir özgürlük var bu gece içimde ve dışımda

don kişot olsun ismim bu gece
rüzgarlara savaş açalım bu daha delice
bir nefes çek şundan alışırsın
yıldızlar gibi geceye hemen karışırsın

kaçıp evden uzaklara şehre bakalım aylak aylak
kaçıp gerçekten uzaklara hayallere dalalım teslim olmadan

güzel bir özgürlük var bu gece.. içimde ve dışımda
uzun zamandır eski şarkılarıyla idare etmek zorunda kaldığımız redd isimli güzide grubun yepisyeni 21 isimli albümlerinden enfes bir single.. dinleyin dinlettirin efendim.. özellikle solo müthiş..
şövalye serüvenleri okuyarak sıyırmış, dulcinee isimli hayali sevgilisinin peşine düşen,
yel değirmenlerine saldıran * yaşlı ve aristokrat bir tiptir.
redd grubunun son albümünün en güzel şarkılarından.
enfes bir redd $arkisi.
klibiyle, uzuuun bir kıştan yeni çıkmış ve yazın muhtemelen yerinden uzaklaşamıcak bir insancığa tatili özendirmiştir.
ister zamanın gerisinde olsun, isterse ilerisinde.....Don Quijote gibi anakronik ve yalnızdır kimi insan.