bugün

Asıl karakterin adının geçmediği kitap.
görsel
"Felaketimizi başka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil, annelerle değil. Annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur. "
Okumustum bu kitabı lisedeyken. Sonu hiç tatmin etmemisti.
Abartılmaması gereken kitap. Güzel mi? Güzel ama çok güzel değil sade güzel. Evet.
Lise zamanında "psikolojik roman" adı altında bulunan bütün kitapları okumaya çalışırdım.
Bu kitapla tanıştıktan hemen sonra, kitabı daha detaylı öğrenmeyi amaçlamış ve amacıma ulaşmıştım.
Kitap bittiğinde oldukça etkilenmiş ve bir süre bu etkiden çıkamamıştım.

Yıllar geçtikten sonra, bu kitabı tekrar okudum ve pek bir şey hissedemedim.

Lise zamanında bu başlığa entry giriyor olsaydım, entry sonunda ağlıyor olabilirdiniz fakat şu an bu entryi sadece okuyup geçeceksiniz.

Kıssadan hisse; bazı kitaplar, bazı yaşlarda daha güzel...
Gelecek kaygısıyla derinden boğuştuğum şu günlerde psikolojik ögeleriyle(baş kahramanın bilhassa ve bilhassa annesiyle olan kısımları-anne ile olan üzüntülü olaylara dayanamıyorum-) beni derinden sarsan bir kitap.

Hastalarla ilgili sözleri çok çarpıcı. Fakat okurken ben içimde sızı hissettim. Romanın dili, okuyanı çok etkiliyor.
kendisi satın aldığınız gün biter ancak etkisi bir süre devam eder.
hasta psikolojisini en iyi anlatan romanlardan biridir. yillar once okumama ragmen hala aklimda kalan betimlemelere sahiptir.
peyami safa' nın hasta bir gencin iç dünyasını ( aslında kendisini) anlattığı romanıdır. tarzı ahmet hamdi tanpınar' a benziyor. derin iç tahliller, betimlemeler..

yalnız ben okurken romanın baş karakterini kadın diye düşündüm. sanırım bir erkeğe göre fazlasıyla naif olması yüzünden böyle oldu.

okuyunuz efendim güzel roman.
peyami safanın kendi kemik hastalığının yarattığı bedensel ve ruhsal ızdırabından esinlenerek kaleme aldığı eseridir.
roman başkarakterinin de orada geçen belli bir adı yoktur. zira kimse ona ismiyle seslenmez.
peyami safanın yapıtıdır. yapilan betimlemelerle insanın tüylerini diken diken yapan bir eserdir.
Tavsiyedir;
Lisedeki edebiyat hocamızın öğrencilerine ısrarla tavsiye ettiği roman. Okudum filmide var çok güzel ismide çok etkileyici gelmişti ilgi çekici bi roman okuyunuz bisman olmazsiniz efenim.
Peyami safa'nın fiziksel acısını ruhuna karıştırıp ruh tahlillerini okuyucularına hissettirdiği roman. Tanpınar'ın dediği gibi: "acının ve ıstırabın yegâne kitabı."
Ötüken yayınlarından okumanızı öneririm.

"Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler."

"Istırabın derinliklerine indikçe sevincimizi kaybetmek korkusu kalmadığı için, yeni bir sevinç başlıyor: ıstırabın ilacı ıstıraptır. Ikisinin hâsıl-ı zarbı (neticesi); sevinç."
Peyami Safa'nın otobiyografik sayılabilecek romanıdır. Hayatından estantaneler taşır.
peyami safa adlı yazarın yazdığı otobiyografik romanı.
aynı zamanda peyami safa'nın en beğenilen ve en çok basılana eseridir.
Peyami safanın efsane romanı yazar burada kendi hayatından de bahsediyor gizliden neyse kitaptaki hastane ve hasta sahneleri insanı tamamen orada olan bir hasta gibi hissettiriyor hele hele o hastalıkla ilgili sahneler tamamıyla hissediyordum bu eserin değeri ayrıdır bende.
Çok kısa olduğu için bana yeteri kadar duyguyu hissettirememiş bir kitaptır.
"..Kendi kendime karşı çok borçlandım. Kendime vadettiğim şeyleri yapmazsam utancımdan aynaya bakamayacağım..."

(Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa, s.110)
"...Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum..."

(Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa, s.110)
Okuduğum en iyi kitaplardan biridir. Çalıkuşu romanı gibi uzun değildir; ancak iki kitap da içinde olmak isteyeceğiniz tarzdadır. Yabancı hayranlığımız ve aşağılık Kompleksimiz olduğu için yeteri kadar beğenilmemiştir. Bence çalıkuşu tatlı okuması, puslu kıtalar atlası anlatılamayacak macera ve zeki tekniği, amak-ı hayal mistik mükemmelliği, dokuzuncu hariciye koğuşu da kusursuz anlatımlarıyla nirvanadır. iyiki türk'üm ve bu eserleri kendi dilimde okumuşum dedirtirler.
Kitabın sonunda büyük bir hastalık gecirmeyenler her şeyi anladıklarını iddia edemezler derken Peyami Safa haklıydı.