bugün
- kızların tipe bakmadığı gerçeği19
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz45
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- bir kadın nasıl tavlanır12
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü11
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- insana kendini kötü hissettiren şeyler9
- iğrenç bir his tarif et38
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
entry'ler (110)
oreo. dümdüz şişirilmiş balon.
sürekli yaşadığım durum. hangi yılda olursam olayım hep bu üstümdeki eskiyi özleme olayını atamıyorum. 3-4 yıl geçince de muhtemelen bu yılları özleyeceğim. muhtemelen anı yaşayamamaktan dolayı eskiyi özlüyoruz, nolcak bu işler?
ev taşımak zor işmiş vesselam, kolilemem gereken bissürü eşya varken uzun zamandan sonra nadir olarak ruhen bu kadar dingin hissettiğim için içimdeki klasik yazma isteğine engel olamadım ve elime kalemi almak o kadar zor geldi ki mecbur sözlüğe düştüm. ilk göz ağrım, ilk evimden taşınıyorum içimdeki buruk, hüzünle karışık huzura engel olamıyorum. saatlerdir her zamanki kurulduğum köşeme kuruldum sigaramı yaktım ve sanki bir buçuk yıldır bütün ağlama krizlerim, sevinçten havaya uçmalarım, sarhoş olup sabaha kadar halıda yuvarlanmalarım, sabahlara kadar dostlarımla ettiğim sohbetler, yapayalnızken kendime verdiğim teselliler, sabahlara kadar "yetişmeyecek" telaşıyla sınavlara çalışırken yaşadığım stresler, sevinçten havaya uçarak hazırladığım bavullar kimi zaman ağlayarak boşalttığım bavullar, ağlarken sarhoşken o ikili koltukta sızmalarım, sevdiklerime hazırladığım kahvaltılar, kahkahalarin birbirine karistigi geceler ve daha niceleri gozumun onunden sanki film seridiymiscesine geciyor. ne cok lanetler ettim bu eve tasindigim gune ama bu ev belki de hayatimdaki en guzel anlara sahit oldu en huzurlu oldugum anlari paylasti benimle, bu duvarlar hayatimda yalnizliktan ölüyormuscasina hissettigimde kimsenin asla bilmeyecegi sohbetlerime sahit oldu. simdiyse gecmisimden kacarcasina kaciyorum bu evden, ben daha fazla bu anilara direnemedim guzel minik evim. umarim benden sonra bu evde yasayacak kisi benim yasadigim kadar huzurlu gunler yasar bu evde.
kazigin en sillelisini yedirmis bu yuzden hayatimizda bir sekilde yer edinmis ve hayatimizdan atsak da hafizamizdan atamayacagimiz -malesef ki-, onu affetmenin kendine yapilacak en buyuk saygisizlik oldugunu hatirlatan sahislardir.
gözünü seveyim bilgi vermek disindaki basliklara yazi yazma yasagimi kaldir, yok bilgim yok büt haftasından yeni çıktım bari sen yapma.
sana dair tüm umutlarımı, hayallerimi ben o ofis odasında ikili koltukta bıraktım. sana o gün biterse bitireceğim, yakana yapışacak değilim demiştim. sana dair tutamadığım sözler yüzünden o hale geldiysem artık vazifem geri kalan sözlerimi tutmaktır diye düşünüyorum ve dediğim gibi oldu, ben sana dair her umudumu, hayalimi, zaafımı o ikili koltukta o gece bıraktım, ben senden o gece o ankaradan istanbula dönüş yolunda çoktan vazgeçtim. acıdan mutluluğa giden yol kabullenmekten geçermiş, artık eskisi gibi acıtasyon dolu bakmıyorum bitişimize, sen hala beni suçlasan da ben ne seni ne kendimi suçlamayı bıraktım artık, bizim yollarımız ayrıldı ve bu yollarda umarım doğru insanla mutlu yürürüz, ikimiz için de tek temennim bu. hayatıma giren ve çıkan birçok insan gibi, sen de götürdüğün şeyler kadar birçok şey kattın bana, belki de hayatımda bir şeyi öğrenirken hiç bu kadar dizlerimi kanatmamıştım ama artık ben yaraları da sevmeyi öğrendim, insan kendi hatalarını sevebilmeliymiş. biz o tekneyi batırmamaya çalışırken aslında birbirimizi çok ittirdik, çok yaraladık ve ne kadar kabul etmesen de bu ne yazık ki karşılıklıydı ha o teknenin ters çevrilmesine sebep ben oldum evet ama ben yapmasam da bir gün o tekne ters çevrilecekti zaten, şimdi farklı limanlara kürek çekiyoruz ve inan bu artık canımı yakmıyor. dileğim şu ki, vardığın limana dikkat et sen dışardan her ne kadar sürekli gülen koca bir adam gibi gözüksen de içindeki çocuğa hep sahip çık, bu sana seni düşünen kollayan yanımdan kalan bir dilek bir nasihat,hoş sana karşı birçok yanımı törpülemeye çalışsam da içimdeki sana şefkat duyan yanımı törpüleyemiyorum, senden bahsedilince biri seni anlatınca gülümsüyorum deli çocuk diyorum. evimi değiştiriyorum ve iki ay sonra yurtdışına gidiyorum, kaçuv gönüllüsü oldum çareyi gene çocuklarda buldum, daha birçok planlar yaptım mutluyum ve heyecanlıyım. ayrıca arkadaşımın vefatından sonra nefes almanın değerini anladım ve o düşünceden çıkardım kendimi ileride en büyük hayalim olan bir evlada sahip olabilmenin duygusunu yaşayabileyim diye, bu duyguyu tatmadan gidersem çok yazık olur. neyse küçük adam, sağlıcakla kal, sen mutlu olmayı hakeden birisin dilerim ki yüzün hep gülsün, en az bana yakıştırdığın kadar yakışıyor sana da gülmek.
dipnot: saçma bir hareket dipnotun, biz düşman değiliz illa da istiyorum dersen sen bilirsin.
dipnot: saçma bir hareket dipnotun, biz düşman değiliz illa da istiyorum dersen sen bilirsin.
yazasın diye mürekkep yollayacaktım o kalemle , bana yazasın diye değil benim için yazasın diye de değil, o belki de küstüğün kelimelere yeniden ruh veresin umutlarınla edebiyatını barıştırasın diye, öyle kuvvetli kalemin vardır ki senden eser kalmasa bile yıllar geçince, kaleminin hayatıma dokundurduğu izler kalacak. gel gelelim sen mürekkebini kendin bul istedim. umarım zamanla bulursun.
ve umarım ki kendin bulduğun mürekkeple, nice başlangıçlara başarılara mutluluklara imza atarsın o kalemle.
ve umarım ki kendin bulduğun mürekkeple, nice başlangıçlara başarılara mutluluklara imza atarsın o kalemle.
sağlıktır ve ailedir. huzur takip eder bu ikiliyi.
unutmak değil ama belki hatırlamamak mümkün.
halledicem.
yaklaşan finalleri ve daha kitabını bile açmadığım dersleri.
mutsuz. inanılmaz derecede hızlı bir şekilde kilo kaybı yaşamaktayım. ve malesef zaten kilo almaya çalışan birisi olduğum için bu duruma sevinememekte aksine için için üzülmekteyim.
çok gereksiz hareket. beraber bir ömüre evet dediğin, o canı dokuz ay karnında taşıyan kadına da büyük haksızlık. ve ilerisi adına çocuk için de saçma bir davranış.
yarın teee taksime gelmene gerek yok ben bütün işlerini senin yerine hallederim.
kendini sev, kendini sevmezsen hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevemezsin, küçük bir kediyi, gökyüzünü, bir kadını/bir erkeği listelesem sonu gelmeyecek kadar çok olan birçok şeyi dahi sevemezsin, sevdiğini sanırsın, aldanırsın ve unutma ki kendini aldatarak kendine kimsenin yapamayacağı kötülüğü yaparsın, kendine haksızlık etme ama kibirli olma kendini çok beğenmekle kendini çok sevmek arasındaki ince çizgiyi asla unutma.
her ne olursa olsun umudunu kaybetme, unutma ki şimdiye kadar doğan güneşlerin en güzeli büyük fırtınalardan sonrasında doğandır.
vicdanlı ol, bu hayatta çoğu şeyin üstesinden gelirsin de sızlayan bir vicdanın üstesinden gelmek en zorudur.
vicdan demişken, adaletli ol hakkaniyetten asla uzaklaşma, yüz kişi bir kişiyi haksız yere suçlasa dahi sen de o suçlayan yüz birinci kişi olma, gün gelir en sevdiğin en değer verdiğin insan dahi adaletinden şüphe etse de sen ders çıkar, yanlış yollardan doğru yollara yürümekten korkma, her şeyi kaybettiğinde bile yine senin yanında kalan çıkardığın dersler olacaktır.
hatalarına küsme, insanı insan yapan hatalarıdır, hata yapa yapa bul ki doğruyu bir daha o doğrudan kolay kolay ayrılma, hataların kaybın değil kazancın olsun yeter ki ders çıkar.
acılarına isyan etme, herkesin sınavı farklıdır, kimisi acına gülüp geçecek kimisi inanamayacaktır, sen acılarını da seversen o kadar az zarar verebilirler sana, acını dahi sev, sevgisizliğin kimseye faydası yok.
yardım et ihtiyacı olanlara imkanın olduğu sürece, aç çocuk görürsen görmezlikten gelme, benim hayatta en değer verdiğim şey bir çocuğun mutluluğudur, bana göre bir çocuğun mutsuz olduğu dünyada hiçbir mutluluğun anlamı yok.
saygıda kusur etme, saygının olmadığı yerde bazen sevginin dahi önemi kalmaz.
hayallerinin peşinde koş, koşarken takılıp düşsen bile asla vazgeçme, yapmadıklarının pişmanlığı yaptıklarından daha ağır basar, bunu aklından çıkarma.
yargılama kimseyi diniyle, rengiyle, ırkıyla, parasıyla.
oku, zamanla göreceksin, kitaplar verecek sana kimsenin veremediği mutluluğu, sadakati.
sev, korkma sevmekten, uzaktan bile olsa sevmek güzeldir,
ne demişler? dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey!
her ne olursa olsun umudunu kaybetme, unutma ki şimdiye kadar doğan güneşlerin en güzeli büyük fırtınalardan sonrasında doğandır.
vicdanlı ol, bu hayatta çoğu şeyin üstesinden gelirsin de sızlayan bir vicdanın üstesinden gelmek en zorudur.
vicdan demişken, adaletli ol hakkaniyetten asla uzaklaşma, yüz kişi bir kişiyi haksız yere suçlasa dahi sen de o suçlayan yüz birinci kişi olma, gün gelir en sevdiğin en değer verdiğin insan dahi adaletinden şüphe etse de sen ders çıkar, yanlış yollardan doğru yollara yürümekten korkma, her şeyi kaybettiğinde bile yine senin yanında kalan çıkardığın dersler olacaktır.
hatalarına küsme, insanı insan yapan hatalarıdır, hata yapa yapa bul ki doğruyu bir daha o doğrudan kolay kolay ayrılma, hataların kaybın değil kazancın olsun yeter ki ders çıkar.
acılarına isyan etme, herkesin sınavı farklıdır, kimisi acına gülüp geçecek kimisi inanamayacaktır, sen acılarını da seversen o kadar az zarar verebilirler sana, acını dahi sev, sevgisizliğin kimseye faydası yok.
yardım et ihtiyacı olanlara imkanın olduğu sürece, aç çocuk görürsen görmezlikten gelme, benim hayatta en değer verdiğim şey bir çocuğun mutluluğudur, bana göre bir çocuğun mutsuz olduğu dünyada hiçbir mutluluğun anlamı yok.
saygıda kusur etme, saygının olmadığı yerde bazen sevginin dahi önemi kalmaz.
hayallerinin peşinde koş, koşarken takılıp düşsen bile asla vazgeçme, yapmadıklarının pişmanlığı yaptıklarından daha ağır basar, bunu aklından çıkarma.
yargılama kimseyi diniyle, rengiyle, ırkıyla, parasıyla.
oku, zamanla göreceksin, kitaplar verecek sana kimsenin veremediği mutluluğu, sadakati.
sev, korkma sevmekten, uzaktan bile olsa sevmek güzeldir,
ne demişler? dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey!
görsel
twitterda gormustum dunya bu apartmansa, sen o cicekli penceresin diye bi fotografin altina yazmislardi.
simdi ben degistiriyorum,
-dunya bu apartmansa sen o giristeki cicekli dukkansin.
edit: [http:// http://www.ayseunsal.com/...cekli-pencereler.html?m=1 ]
twitterda gormustum dunya bu apartmansa, sen o cicekli penceresin diye bi fotografin altina yazmislardi.
simdi ben degistiriyorum,
-dunya bu apartmansa sen o giristeki cicekli dukkansin.
edit: [http:// http://www.ayseunsal.com/...cekli-pencereler.html?m=1 ]
zaafımdır.
fırtınalar.
(bu şarkıyla aşık olmuştum sana.)
(bu şarkıyla aşık olmuştum sana.)
birincisi bu kimseye düşmez, ahlakı namusu kıyafette arayanlar; biz ne edepli giyinenler gördük görmez olaydık, tanımaz olaydık. veya ben neden kıyafetime çeki düzen veriyorum, sen nefsine hakim ol, sen oğluna öğret ahlakı edebi, karşımdaki ahlakın edebin ne olduğunu gerçekten bildikten sonra benim ne giydiğimin önemi yok. ister pantalon giyerim, ister etek giyerim kimse benim giydiğim kıyafetimle edebimi ölçemez.
edit: şimdi söylediğimi o kadar yanlış yerlere çekeceklerinden o kadar eminim ki, o yüzden siz çekmeden ben ekliyorum; mesele edepse bunu kılıkta kıyafette aramak yerine önce insanın ruhunda, kalbinde arayın. edep demek karakterle bir bütündür kıyafetle değil.
edit: şimdi söylediğimi o kadar yanlış yerlere çekeceklerinden o kadar eminim ki, o yüzden siz çekmeden ben ekliyorum; mesele edepse bunu kılıkta kıyafette aramak yerine önce insanın ruhunda, kalbinde arayın. edep demek karakterle bir bütündür kıyafetle değil.