bugün

konusu ağırlıklı olarak bir denizaltıda geçen filmlerdir.
(bkz: das boot)
(bkz: in enemy hands)
(bkz: the hunt for red october)
(bkz: u 571)
tutkunu olduğum sinema türü. biri ne tür filmlerden hoşlanırsın diye sorunca verecek cevabım bu yüzden çok tuhaf. denizaltı konulu filmler. bu filmlerde beni çeken acayip bir şey var. ayıla bayıla her bir saniyesini sindirerek izliyorum. örnekleri çok az. bu yüzden özellikle rus yetkililere ulaşıp daha çok deniz altı konulu filmler çekmelerini isteyeceğim ama bunu nasıl yapıcam bilmiyorum. keşke ulaşma imkanım olsa. amerikanlar çekince sovyetleri itin götüne sokuyor pek hoşuma gitmiyor o olay. şimdi yine kızıl ekimi izleyerek uyuycam mesela ( the hunt for red october ) ancak bu film yine amerikan yapımı ve rus denizaltı kaptanının hoş olmayan bir amacı var. amına koyim ben onun. daha sonunu izlemedim spoiler vereni sikerim.
(bkz: parçala Behçet)
dar alanda geçmeleri bir yana her an batma ve diri diri boğulma tehlikesiyle yaşayan insanların yaşadıkları çekici oluyor. çok güzel savaş filmleri var ama en son ben karadeniz diye bir film izledim herkese de tavsiye ederim.
(bkz: crimson tide)

(bkz: k 19)