bugün

her sistemin kendi diktatörlüğünü yarattığı tezinden yola çıkarsak, bu oyunu daha estetik kılmak adına geliştirdikleri bir araçtır.
amerikanın kendisi için önem taşıyan (maden yatakları, petrol rezervleri, stratejik konum vs)ülkelere götürdüğü şeydir.mobildir portatifdir amerika dürer büker istediği yere sokar * yakında bize de getirecekdir tüm halk olarak sabırsızlıkla beklemekteyiz.
(#3969536)
demokrasi elle tutulmayan gözle görülmeyen ve Türkiyede olmayan şeydir.
bazen yalancılığın kendine yakışanı giymesidir *.
demokrasi, çoğunluğun kararına saygı duymaktan geçmez. hatta saygı duymaktan da geçmez. salak bir lafı yüzmilyon kişi de söylese, yine salakça bir laftır. (kim söylemişti bunu?) tabi, işinize gelmeyince abd'nin, israil'in veya şunun bunun çoğunluk iradesine saygı gösteremezsiniz. bir şeye karşı çıkmak, salakça bir lafı yüzmilyon birinci kişi olarak söylemek anlamına gelmez.

çoğunlukmuş, tüküreyim çoğunluğuna! demek ki çoğunluk "kurban bayramlarında artık adam keseceez" dese gene saygı gösterecek bu arkadaş! zaten ortalık çoğunluk kaynıyor maşallah, herkesin ağzında bir sakız misali çoğunluk lafı, yüzde 99'u müslüman, % 47'si akepeli, % 100'ü atatürkçü bir memlekette hangi çoğunluğa göre hareket edeceğiz acaba?
baskasinin ozgurlugune engel olmadan yasama sanati.
bir kapitalizm söylemi olması açısından doyurucu gelmemektedir. zira çoğunluğun üstünlüğü tarafından bakan bir kişinin demokrasi söylemleri atıp tutması demokrasiyi yanlış tanıtmaktadır.
özetle:
eşcinsel olmamanıza rağmen bir eşcinselin haklarını sonuna kadar korumak demektir.
içki içmemenize rağmen içki içmek isteyen birinin haklarını sonuna kadar korumak demektir.
türban takmamanıza rağmen türbanlı birinin haklarını sonuna kadar korumak demektir *.
her insanın hayallerinden sorumlu olan hede.
ister misiniz? diye sorulduğunda büyük alkış alan,'tamam öyleyse beni seçin, bu ülkeye demokrasi getireceğim' diye yanıtlayan yönetenleri, yalancı çıkaran tehlikeli bir kavramdır.
demos ve kratos sözcüklerinden meydana gelir. gizli bir aristokrasidir!
sadece "demo"suyla yetindiğimiz ve demosunun da her illete alet ettirilerek kirletildiği işin bu haliyle sadece güçlülerin işine yarayan toplumsal işletim sistemi.
türkiye de parti liderlerinin oyuncağı olan şey.
bırakın partileri, teröristlerin bile oyuncağı olmuş kavram.*
bir ülke düşünün ki %46 oy alan parti meclisteki sandalyelerin %62'sine sahip oluyor, bir ülke düşünün ki oy verdiği parti toplamda %9 oy aldığı halde meclise girip sizin temsilciniz olamıyor, oy kullananların %10'u istediği parti tarafından temsil edilemiyor. işte demokrasi, uzak diyarlardaki bu ülkenin övündüğü özelliklerinden sadece biri, bir diğeri de laiklik, bir diğeri...
hukuk, kural, kanun ve düzenlemelerin de olduğu bir yönetim biçimi.
türkiye de kesinlikle olmayan seydir. basa gelen borusunu öttürmektedir. kimisi padisah gibi yönetir ülkeyi, kimisi molla. simdilik badem biyiklilar basta, sessiz ve derinden hedefini sasirmadan, hedefmi ne? hala soruyormusunuz?
(bkz: bin üstüne dıgıdık dıgıdık)
herkesin kendine yonttuğu bir yönetim biçimi.
türk insanlarının ve siyasetçilerinin kıçından anladığı kavram. bizden bir bok olmaz ben bugün bunu gördüm.
zannedildigi gibi %40'la, %30'la iktidar olan partinin ozgurce at kosturdugu yonetim bicimi. halk'in kendini yonetmesi degil, cogunlugun kendisini yonetmesidir.

ha turkiye'de bunun da cakmasi vardir o ayri.
Az gelişmiş ülkelerde sorun yaratmasının sebebi daha doğrusu istenilen sonucu doğurmamasının sebebi bu ülkelerde insanların eğitimsiz olmasından ziyade bu ülkelerde "güçlü bir burjuvazi"nin olmamasıdır. Zira, bir ülkede burjuvazi olmadan demokrasi olmaz. Yoksa tüm dünyada ortalama vatandaş ülkenin elitine göre "az eğitimli"dir.

(bkz: Michael Moore jr)
ülkeyi kimin sömüreceğine halkın periyodik aralıklarla yapılan seçimlerle karar vermesidir.
socrates'e göre çok kötü bir yanı olan yönetim şekli. o kötü yan şudur: halkın kendisini yönetmesi için seçtiği kişiler, halkı yönetecek vasıflara sahip olmayabilir.