bugün

değişik bir psikoloji, bir felsefe idiotloji.
herkesin dedesi kendine özeldir. kimisinin mizahı , kimisinin küfrü , kimisinin zekası..

Benim dedem de çok akıllı bir insandı dostlar, çiftçiydi emekçiydi..

küçükken babamdan hep bisiklet isterdim.. önce karneyi 'eğitimimi' koşul olarak sundu..

tabi karne iyi geldi çünkü bir bisikletim olacaktı..

Sonraki koşulu gel dedi tarlaya çalışacaksın kendi paranla alacaksın bisikletini..

Ona da tamam dedim. Biraz uyanık bir çocuktum.. hehe emeğimle aldırmaya

çalışıyor ki değerini daha iyi anlayabileyim diye.

iki hafta aralıksız çalıştım fakat istediğim paraya bir türlü ulaşamadım.. Çünkü

buğday fiyatları yerlerdeydi.. ( gerçi hala yerlerde )

Bir gün dedem geldi tarlaya 'ya dede keşke buğday ın fiyatı artsa hem

ben bisikletime erken kavuşurum hem siz de zengin olursunuz' dedim. Dedem

hafifçe gülümsedi ve dedi ki oğlum buğdayın fiyatı artarsa ekmeğin de fiyatı artar..

velhasıl o gün o lafı çok anlamamıştım. çalışmış ve bisikletimi almıştım.. o gün önemli olan buydu benim için.

bugün ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Nur içinde yat kendinden çok

insanları düşünen aslan dedem.
Bugün uydurma bir haberden bahsederken "feykmiş o kızım" cümlesini kurmuş olan insandır.

Ne kadar güncel adam.

Edit: kızım mı dedi ana mi dedi hatırlamıyorum içime şüphe düşmedi değil.

Not: dedem anneannem bana "ana" diye hitab ederler evet. Bizim oralarda yaygın bu. Kız çocuklarına böyle seslenirler.

Not: ak kızım demiş de olabilir. O da değişik bir hitab. (akp ile alakası yok).

Edit: yine uzattım.
Nasıl bir histir dedenin olması hiç bilmem.
bir insan nasıl tefecilik yaparken iflas edebilir aklım almıyor. haram para gerçi umrumda değil ama bana aşırı trajikomik gelmiştir dedemin gerçekleştirdiği bu eylem.
babam memur olduğu için, çocukluğum memleketimden dolayısıyla dedemden uzakta büyüyerek geçti. dolayısıyla hiçbir zaman dedeme çok da derin bir sevgiyle bağlı olmadım.

ancak insanların genelde dedelerini ne kadar çok sevdiklerini bilirim. dedenin ölmesi başlığına bu kadar çok entry girilmesi de bunun en bariz kanıtıdır herhalde. ancak dediğim gibi benim dedemle çok da fazla vakit geçirmemiş olmam hayatımda büyük bir eksikliğe neden oldu.

mesela geçen gün bir dede ve torunun konuşmasına şahit oldum

cuma namazına gidiyordum. namaza geç kaldığımı düşündüğüm için koştura koştura camiye gittim. camiden içeri girdim sağıma soluma hiç bakmadım. tek düşüncem, ayakkabılarımı adamakıllı bir yere koyup çalınmalarını önlemekti. aynı anda yaşlı bir dedeyle şirin bir çocuk konuşuyordu. çocuk heyecanlı şekilde dedesine, "aaaaa dede şu böcek ne böceği çok
güzelmiş" dedi. dedesi de "ehehe hangi böcekmiş göremedim torunum, göster bakayım" dedi.

ikisinin de sesleri kulağa çok mutlu geliyordu. ufacık bir böcek küçücük bir çocuğu, o mutlu çocuğun mutlu olması da koskoca bir adamı, dedesini mutlu ediyordu. mutluluğun nasıl da bulaşıcı olabileceğini öğreten böcek, adeta bir mutluluk elçisiydi.

derken çocuk "şurda dedeciğim" dediği ve parmağıyla işaret ettiği an, ayağımın altında çatırt diyerekten bir şeyin ezildiğini fark ettim. içimdeki ses "yapma volkan ya yapma yapma!" nidaları atıyordu. ezmiştim küçük çocuğun tüm mutluluğunu. ayağımı kaldırdığımda yeşilli siyahlı bir cisim yere yapışmıştı. hatta bir iki tane yamulmuş bacak çırpınıyordu. o an çok güzel bir dede-torun anını mahvettiğimi fark ettim. anlamıştım artık. ben lanetliydim. hem kendi dedemle olan ilişkimi yürütememiştim hem de başka dede-torunların ilişkilerini zedeliyordum. "dedelerden ve torunlarından uzak dur." dedi içimdeki ses.

çocuk sustu ben sustum dedesi sustu. ezan başladı. hayat devam etti
Hayatımda en değer verdiğim insandı.Üzgünüm baba ama dedem ölene kadar bir numaram olamadın.
her şeyi demiş insan için kullanılır. en çok hadi onu da de, içinde kalmasın gibi cümlelerle kullanılır.
En büyük skill'leri sessizce geğirdikten sonra "allah sen büyüksün" demek olan yaşlı, erkek cinsi insan.
Koşulsuz sevgi barındıran insanlardır. Rahmetli dedem,beyaz dedem derdim ona bembeyaz saçları vardı, elimden tutar hergün gezdirirdi, bakkalın önünden her geçtiğimizde bozuklukları verir içeri koşardım, sobalı evi vardı dedemin yanında yatmaktan büyük keyif alırdım, gece o sobanın ışığının tavana yansımasını izlerdim, beni elleriyle büyüttü dedem, hiç unutanıyorum ki dedem o güzel günleri o çocukluğumun en güzel anılarını, şanslıydım. dünyanın en güzel şeyi küçük bir çocuğu mutlu etmektir ve sen bunu hep yapardın dedem ve uzun zamandır yoksun mezarının başında ne çok göz yaşı döktüm hiç olmadığı gibi aktı yaşlar, gittiğin yerde huzurlusundur eminim dedem.
ye sahip çıkalım.
Sevgisini gram hissedemediğim ama keşke sevse dediğim insan sanırım. Sevgimiz yok ama saygımızı hiç bozmadığım babamın babası.
Tek selamlaştıgım zaman dilimi bayram.
O hasta ve ben ona değil hasta oluşuna üzülmeyişime üzülüyorum.
rahmetli dedem "allahım elden ayaktan düşürmeden canımı hayırlısıyla al." diye dua ederdi her zaman.
ben anlamlandıramazdım, yazın gittiğimizde köye. bir bana kıymalı yumurta yaptığını hatırlarım.
bir de biz ankaradayken gecenin ilerleyen saatinde çok uzaktaki köyümüzde vefat ettiği haberini..
o zamanlar epey küçüğüm. ölümü anlayabilecek bir durumda değilim. 4 yaşındayım işte altı üstü..
dedem vefat ediyor, babam annem apar topar köye gidiyorlar beni ve 2 ablamı evde bırakıp.
o zamandan beri babam gece 11 gibi kapatır telefonunu. ne zaman gece bir telefon çalsa dedemin tekrar tekrar vefat ettiği haberini alacağını düşünür belki de. babam güçlü adamdır, bu meseleleri konuşmayız onunla..

dedemin duası..

babam çok sonraları anlattı ki, dedemin babası kanser olmuş. dedem sırtında babasını gemiyle karadenizin bir köyünden
istanbu la götürmüş. tam 3 ay istanbul da hastane hastane dolaşmışlar. dedem gariban. dedem kimsesiz ama babası var yanında. çökmüş adam..ve bir gün kaçınılmaz son.

aradan yıllar sonra dedem aniden vefat ediyor işte. kalp krizi.
diyorum bizim ailede var bir duygusallık. kalbe vuruyor hep. kalpten vuruyor bizi. dedem oturduğu sandalyede düşüp vefat ediyor.
kimseye muhtaç olmadan elden ayaktan düşmeden..

babam da böyle dua eder.
ne zaman babamın duasını duysam gözlerim dolar. içimden "baba" derim "bir gün ansızın gideceksen çok kızarım sana." duymaz babam..

dede, mekanın cennettir inşallah..
Biri ben doğmadan ölmüş diğeride geçen sene öldü.Allah ikisinede rahmet eğlesin.ikisinide tanımadım doğru düzgün malesef.Keşke tanısaydım.
Beni en ballı torunum diye severdi biri. Şimdi hatırlamıyor bile. Diğeriyle de aramızdaki mesafeyi daima koruyoruz bi aşamadık 25 yılda. Bu gidişle de 25 yıl daha aşamazsak şaşırmam hani.
şort giyiyorum diye ''namuslu giyin'' gibi bir cümleyi bana söyleyen buruşuk götlü kişi.
baba veya annenin babasıdır. en büyük özellikleri orospu çocuğu olmalarıdır. öylesine orospu çocuğudur ki sizin anne ve babanız ayrılmıştır anne baba evine döner çocuğuyla birlikte ve o çocuğa yapılmayan eziyet kalmaz. banyo kovasına işer, böceklenen yemeği size yedirir ve bunu size yedirdikten sonra söyler. kavanoz kapağı gereksiz olup çöpe atılmadığı için evde bağırır. duymadığınız küfürleri işitirsiniz. ayda yılda canınız hamur kızartması çekmiştir ve yaptığınız için gözüne batar çünkü evde ki un ve yumurta kullanılmıştır, tasarruf önemli tabi. bir buçuk saatliğine sahile gittiğiniz oturup müzik dinleyerek denizi izlediğiniz için orospu olursunuz. diğer torunu gelince onun önünde eğileceksin o benim değerlim der. ona aldığı yiyecekleri dışarda yedirir eve getirmez. getirdiğinide gözünün önünde yedirir size bir parça vermez. ablanız eşinden dayak yemiş ve parmağı kırık halde eve gelir, boşanır. ve kocasından ayrıldığı için orospudur, it köpektir. ablanız yemek yerken başına gelip durduk yere gerizekalı, aptal demeye başlar. çünkü yemeği doldururken fazladan kaşık kullanmıştır gereksiz bulaşık çıkar ( not : her zaman evdeki bulaşığı ve dedenin sidiklerini bu iki kız kardeş temizler) . dedeniz yeri geldiğinde annenize ve babanıza küfür edebilir onları aşağılayabilir. hatta sizin önünüzde yapar bunları, annenizin kafasına vurur. deli olursunuz ama bir şey diyemezsiniz. teyzeniz gelir yatalak hastadır zar zor araba bulunmuştur ve iki üç senede bir gelebilir. geldiğinde ise dedeniz teyzenine neden geldin geri git diyebilir. eve arkadaşınız geldiğinde onda sürtük diyebilir, sizin eşyalarınızı karıştırabilir. çöplerinizi karıştırıp ne yendi, ne atıldı ona bakabilir. babanıza haftada bir gittiğiniz için size ve babanıza demediği kalmaz, aptal aptal tavırlar sergiler. titizlik hastasıdır o sebeple buzdolabına her şeyi poşetleyip koymak zorunda kalırsınız. siz bulaşık yıkarken gelip kontrol eder belki ikinci defa yıkatır. dışarı çıktığınızda sizi takip edebilir, size sormadan özel eşyalarınızı çöpe atabilir. çünkü orospu çocuğudur. siz ise belli bir süre sonra psikolojiniz bozulmuş halde öldürme planları yaparsınız nasıl intihar süsü verebilirim diye düşünürsünüz. ama adalet okuyorsunuzdur hayatınız kayabilir. mecburen okulun bitmesini ve bir an önce işe girip ayrı eve çıkmayı beklersiniz.
jimmy tudeskininkini merak ettiğim. selamlarımı iletsin, yaşıyorsa uzun ve sağlıklı yaşasın; ölmüşse mekanı cennet olsun.
31.12.2007.
Championship Manager 2001-2002'de Dortmund'un efsane sol beki...
iyi sol bekti vesselam.
Kıymetini bilmek lazım. Benim 2 dedem de vefat etti. Evet.
Askerde terhis olacak olan devreye yeni gelen devrelerin taktıkları isimdi.
bir tanesiyle alakam yokken diğeriyle çok yakınım. ararım konuşuruz. aramayınca küser darılır. gönlü boldur bir de. bazen para falan yolluyor. bayramda onlara gidemediysek vereceği harçlığı saklayıp bir dahakine veriyor bana. ya böyle dede sevilmez mi. yirim. kıymetini bilmek lazım.
cocuk kalbime düşen ilk ölüm sancısı.
en çok özlediğim, hiç gitmemiş gibi hissettiğim, hep gelecek diye beklediğim..