bugün

öncelikle birazcık spoilerımsı olacak lakin; nefes filmiyle pek bi alakasız.
gittim dün. öncelikle afişine bi eleştiri yapmak istiyorum. o ne la öyle? insan bi oyuncuyu yazar. ne biliyim, yazar yani bişeyler.
insan bakınca "belgesel mi bu amk?" diyor kendi kendine.

gelelim değerlendirmeye.
konu güzel. beni bu sözlükte tanıyan insanlar "la sen nasıl gidersin böyle bi filme?" diyebilirler. konusunu da beğendim üstelik.
ama yani bir filmdeki oyuncular bu kadar mı yapmacık rol yapar.

bazı sahneler flaş tv'de ki gerçek kesit oyuncuları oynuyomuş gibiydi.

teknik olarak; kötü. tek kelime evet. kötü. niyesine gelirsek anlatım tarzını beğenmedim.

yönetmen ilk beş dakka dağ'da sonra bi 3 dakka önceki hayatlarına döndü. sandık ki hep böyle olacak.
bi ara eski günler bitmeyecek sandık, bi ara dağ hiç bitmeyecek sandık. ortada kaldık yani.
telsiz konuşmalarının yüzde 70 ini duyamadık. gerçekçi olsun diyeydi bir kısmı. elemanlarda duyamadı "anlaşılmadı" dedi. ama duymamız gerekn yerleri duyamadık amına koyim resmen.
otur; sıfır!

filmde bir kardeşlik havası yok. yani hepimiz kardeşiz değil hikaye.
ama böyle çok aşırı milliyetçilik duygusuna da bastırmamış yönetmenimiz.
bazı yerlerde pkk gerillalarını cidden çok beceriksiz göstermiş. onu beğenmedim. objektif bakarak olmamış yani.
tamam bu filmi kürtlerin büyük bir kısmı izmeleyecek belki, hedef kitlen türkler ama yine de biraz objektif olsa daha iyi olabilirdi.

ek bilgi: pkk gerillaları çok sıkı bir eğitim alır ve çoğunun ilk bir sene eline silah verilmez.
her önüne gelen dağa çıkamıyor bile. fizik olarak yetersiz olanlar geri gönderilir.

--spoiler--
ayrıca sevgili alper çağlayan'ın (kendisi yönetmendir) bi büyük meme takıntısı var olum heralde.
o neydi lan karının sadece memesini izledik bi 15 saniye.
bu tarz bi film çekiyosan kendi çapınca tarantinoculuk yapmak olmaz.
hedef kitlen 15 yaş değil. daha olgun insanlar.
--spoiler--

10 üzerinden 3. (bu notuda alper çağlayan'ın hem yapımcı hem yönetmen hem kurgu bölümlerini halletmesi. büyük emek harcamış yani. ve bir de arıza bekir var. filmi tek başına götürdü adam. 100 dakika boyunca sıkılmadan izleyebildiysek bu adamın payı büyüktür)

3 çok oldu. 2. (yazıyla iki)
vatan millet sakarya edebiyatının cılkını çıkarmadan askerlik ve asker psikolojisini doğru tespitlerle anlattığını düşündüğüm ve beğenerek izlediğim bir film oldu.

--spoiler--
filmde sıkça kullanılan flashbackler, askerlik görevini terörle mücadele bölgesinde yapacağını öğrendiğinde insanın girdiği ruh hallerini oldukça başarılı anlatmış. (kendimden biliyorum)

diğer terör temalı yapımlarda insanı en çok rahatsız ettiğini düşündüğüm 'saçma terörist şivesi' (bkz: sakarya fırat) filmde hiç kullanılmamış.

küfürler, özellikle o kadar erkeğin bir arada olduğu bir ortamda ne kadar kullanılmalıysa tam da o kadar gerçekçi kullanılmış.

ve son olarak filmin bitiminde yönetmen, oyuncular vs. yazıları geçmeden önce 1984-2012 arası şehit olmuş vatan evlatlarının isimlerinin geçmesi salonu kimsenin terk edemeyip koltuğa gömülmesini sağlamıştır. hele ki benim gibi birlikte görev yaptığı arkadaşlarının isimlerini o listede görenler için ayrı bir duygu karmaşası yaşatmaktadır. ve ne acıdır ki o listeye hala daha canlarımızın isimleri eklenmekte.

--spoiler--

genel kanım filme kesinlikle gidilmesi yönünde, ve teröriste 'gerilla' diyenlerin haricinde herkesin de severek izleyeceğine emin olarak 10 üzerinden 8'i sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum.
zazaca koğ.
garip bir öyküsü olan filmdir. bu da farklı versiyonu sanırım http://www.bobiler.org/al...if_film_afisleri_m254205n
kabaca bakıldığı zaman direk nefes filmiyle karşılaştırılan bir film. ama bir nefes değil ne yazık ki. neden bu düşünceye kapıldım? siz spoiler a geçin ben geliyorum.

--spoiler--
efenim konu olarak hassas olduğumuz bi konu elbette ve boş olayların işlendiği onca türk filmi arasından zaten sıyrılıyor orası ayrı tabii. bi kere daha izler miyim izlerim. fakat bence konusu itibariyle gereğinden fazla "filmdi". bu şu demek yani (ne yazık ki)her gün şehit haberleriyle uyanan insanlar olarak gerçeği yüzümüze çarpan bir film değildi. nefes öyle miydi? yüzde yüz öyleydi. yani nefes'te birebir bir çatışma gördük ve acı sonla öyle ya da böyle karşılaştık. gerçekte olan da bu, ve bunun en büyük örneği filmin sonunda jenerikten önce akan onca isimdir. sniper açık alandaki askeri 3 kere sektirmez arkadaşım ya da tam nişan alacağında özel tim abimiz olay yerinde bitmez. gerçekte olan bu değil. gönül ister ki gerçekte de bu şekilde olsun, çatışmalardan askerlerimiz kurtulabilsin ama maalesef öyle değil. filmin hikayesi elbette, bu hikayede onlar kurtuluyor tamam ama bu film işte. nefes gerçeğin sadece yüzler ve sesler değişmiş haliydi. iki filmi yarıştıranlar için peşinen savunmamı yaptım. gururluyum efem.
--spoiler--
gittim gördüm ve beğendim. film gayet güzeldi o yüzden artı yönlerini yazmayacağım. eksi yönlerine gelince başrol elemanımızın kaşar kız arkadaşı tamamen gereksiz bir karakterdi. ikinci eksiği olarak da belki kardeşlik duygusu pek hakim değildi denilebilir.

puan: 8.5/10
kitasal yani levha hareketleri sonucu ortaya cikan yer yuzu sekilleridir. en buyugu (bkz: himalaya)
ekşicilerin geneli beğenmiş bu filmi. siktirin gidin amına koduğumun nutella beyinlileri.
tepesinde yelin,rüzgarın eksik olmadığı kocaman taşlı,kayalı toprak birikintisi.
milliyetçiyse milliyetçi. kendi kategorisinde gayet de güzel bir film. ayrıştırıcıymış diye eleştiriliyor doğruları yansıtmak ne zaman ayrıştırıcılık oldu. yönetmenin eline sağlık. elinden geleni yapmış belli ki.
geçenlerde kanatlı sinemalarına izlemek için gittiğimiz film (eskişehir-kanatlı).

bilet satan hatun ağzını yayaraktan "davetli misiniz?" dedi.

değiliz dedim.

kusura bakmayın o zaman giremezsiniz dedi.

4 kişi sığır gibi bakakaldık.
vasat bir film. bedelli askerlik yapanlara bol derece küfür edilmiş. ayrıca sinema salonundaki barzolar da cabası oldu. bir daha milliyetçi duyguları kabartan filmleri kesinlikle sinemada izlememe kararı aldıran film oldu.
Genelde pek etkilenirim ben bu filmlerden lakin bu sefer tek etkilendiğim Müslüm Baba'nın filme girdiği yerdi.
http://www.youtube.com/watch?v=qBV09xaCk-8
zaman zaman heyecanlandıran, duygulandıran, güldüren bir film olmuş. sıkılmadan izlenebiliyor. askerlik psikolojisini iyi anlatmış denebilir, izlerken hakkaten lan tamda böyle diyorsunuz.

ancak senaryosu güzel, film olmuş falan dersem ayıp ederim, olmamış birçok eksik ve hatası var ama bence genede izlenmeli. izlenmeli dememim sebebi milliyetçilik falan değil askerliği olabildiğince doğru yansıtmış olması. zaten milliyetçi bir film değil.

filmin sonunda akmaya başlayan yazının bitmek bilmemesi gerçekten üzücü.
vasatın oldukça altında kalmaya mahkum filmdir. nefes'i izleyip iyi bir film ile karşılacağını düşünenleri hayal kırıklığına uğratır.

http://oznurdogan.com/201...i-dag-alper-caglar-filmi/
ne yazık ki olmamış bir alper çağlar filmidir. hikayesi ile gayet eksik, tekdüze ve kopuk, tam bir fiyasko ve hayalkırıklığı. bana sırf yapılmış olsun diye yapılmış olan bir film gibi geldi. ülkemizde dizi ve film hikayelerini yazan insanlar kendilerini geliştiremediği müddetçe böyle kalitesiz filmlerin çıkması kaçınılmaz. artık 'bu millet'e ne verirsen yer' zihniyetinden vazgeçin.
güzel film . herşey bir yana filmin sonunda yaklaşık beş dakika boyunca teröre kurban verdiğimiz kahraman şehitlerimizin isminin geçmesi beni benden aldı .
Gerçek film . Tüm askerlerimizden Allah razı olsun .
edit:namertler beğenmiyor yazımı Türk askeri olmasa babasının kim olduğunu öğrenemeyecek namertler. Belkide bilmiyorlardır...
zaman kaybı. Nefes'i izledikten sonra bunu izlemeye gerek yok. Zaten aynı duyguları vermiyor. Bedelli askerliğe laf sokmuşlar fakat bunu izledikten sonra bedelliye olan talep artacaktır eminim.
beklentilerim çok düşüktü ancak izlemeye değer bir film olduğunu düşünüyorum. üstelik bu tip filmlerde güdülen mesaj kaygısını da abartmaları da sevmem, böyle filmleri sevmem.
ancak oyunculuklar da diyaloglar da çok iyi. gerçek geldi bana. o zengin çocuk da gerçek, diğeri de, ikisini de her gün görüyorum ben orda burda, öyle arkadaşlarımız var hepimizin.
iyi olmayan filmdir ama kötü değildir ayrıca bu tip filmlerin yapılması gerekiyor. 90larda doğuda savaş varken bize amerikan vietnam filmleri izlettiler. geçte olsa bu konunun üzerinde sanatsal anlamda durulması gerek.
bu filmin başında bir marş vardı ama film bir türlü nete düşmediği için hiçbir yerden öğrenilemiyor.

filmin bir türlü nete düşmemesi de enteresan.
son dönemde izledim en iyi yerli film.
"dağlar, dilsiz ögretmenlerdir; yetiştirdiği ustalar da suskun olur."
goethe
girişimin güzel, konunun fena değil ama oyunculuğun berbat olduğu için seyirciye duygusu geçmeyen film.

kısa dönemi canlandıran arkadaş o kadar kötü ki değil tiyatro güneyde animasyonda rol verilmez.

adamın tek düzeliği diğer oyuncuyu da bozuyor üstelik.

komutanı vurulmuş bütün gücüyle koşmuş yolda baş çavuşunda öldürülmesine şahit olmuş, üstüne karda yüz metre aşağı kaymış

arkadaşı soruyor ne oldu diye adamdaki duygu sıfır başlıyor kahvede gibi anlatmaya.

kızın memelerine hiç girmek istemiyorum, hatunu resmen baharat olarak kullanmışlar.
nefesten daha gerçekçi olan filmdir, askerlerin birbiriyle konuşma şekli açısından...
izlenilesidir ancak bir detay var ki; botlar gıcır gıcır, kamuflajlar adeta sıfır. üstelik yüzbaşının gömleği ütülü. yahu dağdasın be adam!