bugün

izlediğim ilk Emir Kusturica filmi Kara Kedi,Ak Kedi ve filmi gerçekten beğendim.Öncelikle film gerçekten çok sıcak,eğlenceli,keyifli izlerken insanı güldüren en azından insanı tebessüm ettiren bir yapım.Film baştan sona bir an bile sıkmıyor hep curcuna hep bir cümbüş içerisinde.Ayrıca filmdeki oyuncular da gerçekten çok iyi oynamışlar sanki hepsi gerçekten o hayatı yaşayan insanlar gibi özellikle Srdjan Todorovic ve Bajram Severdzan çok iyi oynamış hatta döktürmüş bu ikili.Film bir Hollywood filmi olsa belki insana bu kadar sıcak ve etkileyici gelmezdi ama bu film klasik bir Hollywood romantik-komedisi değil o yüzden insana hem etkileyici hem de bana çok egzotik bir film geldi.Filmin kurgusu bence biraz klasik ama filmin o klasik olay örgüsü bile hiç insanın gözüne kötü gözükmeden eğlenceli bir şekilde aktarılmış.Filmin en güzel yanlarından biri de film gibi sımsıcak olan müzikleri,gerçekten filmin müzikleri filme etkileyicilik katmış.Son olarak ben filmi beğendim.Film,kesinlikle bir an bile sıkmayan izlerken eğlendiren,keyiflendiren ve filmin sonunda da yüzünüzde tebessüm bıraktıran bir yapım,tavsiye ederim.

7/10
Son zamanlarda izlediğim en güzel film. En son bir filmde ne zaman bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.
tam bir curcuna ve cümbüş olan son derece renkli ve komik emir kusturica filmi. hani bazı filmler vardır fazla söze gerek bırakmaz, o kadar eğlencelidir ki insna layıkıyla kafayı yedirir. işte bu film de öyledir efendim. üstelik son derece özgündür, gatlif filmlerinin bir iki kademe üstündedir bu yapıt. bu hiç su götürmez. çingeneler zamanı'nın üzerine izlenilirse hem hüngür hüngür ağlamış hem de gülmekten kırılmış olursunuz. en güzel iki duyguyu üst üste yaşar, dünyadan elinizi ayağınızı 4-4,5 saatliğine çekersiniz. ve bu normalde az olmayan ama insan hayatı için minicik zaman dilimini mükemmel geçirmek için yapılmalıdır. gatlif gatlif'tir de bu filmler * * sert rakip olur biraz.
neyse, kara kedi ak kedi'de zevki sefa cümbüşü içindeki mafya abimizin film sonunda bok çukuruna düşmesi tam isabettir. lakin bu sefer de kazlardan hınç almıştır. dostluklar, yıllara dayanmış iyilikler unutulmaz. ve yaşamı güzelleştirir. sevginin güzelleştirdiği gibi.
10 üzerinden 8,5!
edit: kısa yazılar daha çok okunuyor, gaipten geldi. kısa kestik aydın havası oldu. iyi de oldu. ohh olsun bok çukurunda mutluluklar...
sevemedim ben bu filmi. sevene, beğenene saygım sonsuz da; tony gatlif filmlerindeki samimiyetten çok uzak. itici bi yanı var ama ne be ne bilmiyorum. ırkçılıksa mevzu ben bunu değil de, tony gatlif'in filmlerini izlerim...
izlerken "acaba izlemeyi bıraksam mı" diye 3-4 defa düşündüğüm, ama inatla sonunu getirdiğim ve hollywood filmlerine alışık bünyemden ötürü bi boka benzetemediğim film. yazmışlar "bitince neye güldüğümü düşündüm" diye, ben dedenin üstünden kayan buz kütlesine sırıttım. evet.
dadan'ın pitbull terrier şarkısı ile büyüleyen kusturica filmi. adama ırkıç-faşist muamelesi yapanlar, dünyada hemen hemen her yerde aşağılanların, çingenelerin bu filmini izlemeliler.

branka katic'in 20'lik halini görmek de filme ayrı bir zevk katıyor. harika bir oyunculuk. `temmuzda dan sonra akıllara kazınan seksi kamyoncu modunu, küçük kız karakteriyle yerle bir ediyor.
oldukça hızlı film akışına sahip, komik mi komik emir kustarica filmi. ayrıca müziklerindeki goran bregoviç farkı da hemen anlaşılıyor. insanı keşke çingene olsaydım kompleksilerine sürüklüyor. ayrıca bir de dadan dansı vardır ki tadından yenmez.
roman açılımıyla daha da bir deger kazanacagını düşündügüm mükemmel ötesi bir film, görüntü olarak insana birşey veremesede konu olarak çok başarılı bir film, izlenir.
sene: 1998.
izlenilen film: black cat white cat.
dil bilgisi: hiç yok
tepki: gülmekten ölme

anlamadan bile gülebilirsiniz.

şiddetle izlenilesi film.
izlerken gülmekten yerlere yattığım eğlenceli ve içten bir kusturica filmi. arizona dream den sonra en beğendiğim kusturica filmidir aynı zamanda.
bütün kusturica filmleri gibi mükemmel olan film. uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. bu 2. izleyişim ve ilk seferinden daha çok beğendim, ilk izlediğimde göremediğim, çok komik bazı ayrıntıları farkettim. özellikle zare'nin babası matko'nun tren vagonlarını sayarken üzerinde bulunan aston villa forması beni gülmekten kırdı geçirdi.**
çingeneler zamanı naifliğinde, underground hareketliliğinde bir emir baba filmi.

underground'ın sırp milliyetçisi bir film olarak görülmesinin üzerine film çekmeye töbeli olan emir kusturica!nın 3 yıllık sessizliğini bozduğu anti şövanist olduğunu haykıran film. çingeneler, almanlar, sırplar, fransızlar ve türkler hatta. hepsi tuna nehri kıyısında iç içe, tek vucut olmuş şekilde. bir de bu insanları kazıklamak için elinden geleni ardına koymayan ruslar var tabi.

film sırbistan, almanya ve fransa ortak yapımı, oyuncular içinde bir tek esas kızla annesinin profösyonel oyuncuular olduğunu biliyorum. bu demek değil ki oynayanların hepsinin ilk rol aldığı yapım bu. bir çoğunu çingeneler zamanında da izlemiştik ama oyunculuğu iş olarak gören insanlar değiller demek istiyorum.
bu da filme samimiyet, sıcaklık ve içtenlik katıyor.
son olarak belirtmem gerekiyor ki filmin müzikleri bu sefer goran bregovic'e ait değil, tınılar benzer olduğundan böylesi bir yanılgıya düşebiliyor herkes. müzikler Emir Kusturica'nın akrabaları ve alman müzisyenlerden kurmuş olduğu Emir Kusturica & The No Smoking Orchestra'ya ait. bir de filmi dvd'den izleyecekler için ufak bir uyarı, filmin fransızca ve sırpça dil seçeneğinde 5+1 bir şekilde izlemek mümkün ama türkçe dublaj seçilirse mono bir ses ile karşılaşılıyor. bu da daha 98 yılında ülkemizde dolpy digital diye bir kavramın gelişmemiş olduğunu bize gösteriyor. ama seslendirme başarılı.
kaporta yiyen domuzlar grip olmuyormuş, çizgi roman okuyan çete üyeleri yakalandığında iyi halden yırtıyormuş. ördek ya da örtmeyek. denizin üstünde giden evler. viski. viski. vis, ki en çok yakışan gırtlağa. "bizim viskimiz orijinalinden iyi!". altın dişler. üstün hayat coşkusu. burada bir virgül koyalım,

- sempatik üçkağıtçılardaki hayat coşkusuna ve tutkusuna hasta olanlar elini kaldırsın!

vir, gül biraz! ha şöyle. çilekli vanilyalı dondurma getiriyorum. sen denize gir ve beni bekle. puro ister miyiz? istemez miyiz. moruk ne güzel tüttürüyor. tüttürü dünya. şu kafa sesini biraz açar mısın, millet dans etsin. hem ayçiçeği tarlasında sevişenlerin ay gibi çiçek gibi çocukları oluyormuş. o zaman ver elini trakya. ver elini balkanlar. "vir, gül" demiştik sahi. noldu,

- sempatik üçkağıtçılardaki hayat coşkusuna ve tutkusuna hasta olanlar elini indirsin!

2009'un kasımlı bir gününde insanlar kesinlikle ikiye ayrılır. ayrılmalı. sadece ama sadece bir film izleyerek coşabilenler ve coşamayanlar. birinci sınıfta bulunan, birinci sınıf bir coşkun olarak şu muazzam gerekli detayı seninle paylaşarak gidiyorum bu.

kara kedi ve ak kedi. filmde birlikte tam 23 kez göründüler. beyaz kedi ise -saliselik dilimlerde- tek başına 4 kez göründü. 23 + 4 = 27. filmin yapım tarihi ise: 1998. 1+9+9+8= 27. haa benim yaşım kaç: 27. şifreye gel şifreye. vay vay vay. e hadi ama vir, son kez gül biraz,

happy end.
happy end.
happy end.

hayat güzel lan. bazen...
şuan trt 2 de yayınlanmakta olan emir kustarica filmi.
i think this is a begining of good friendship..
filmin sondaki tuvalet sahnesi direk insanın yaran cinstendir.
müzikleri için dahi izlenmeye değer.
mutlaka edinmeye çalışın soundtrack albümünü.
mükemmel bir emir kusturica filmi*. renkli senaryosu güçlü görüntülerle donatılmış. hikaye black cat ve white cat in ilginç olaylara tanık olmasıyla bağlanmış, sonunda da black cat ve white cat de birbirlerine bağlanıyor.** çingene kız ve pitbull şarkısı renklilik katıyor, ayrıca sadece sahneleri için izlenesi bir film değil, içinde bir çok anlam taşıyan bir film.
karakterlerinin çoğu amatör olan oyunculardan oluşan komedi klasiği film.
müziklerinin ayrı bi güzel olduğu, holivud'dan da klişelerinden de bıktığımız bir zamanda iyi bir ilaç yerini alan izlenesi filmdir.
''evrende her şey çarpışıyor... bütün nesneler, insanlar ve hayvanlar aynı ortama paldır küldür itiliyor. ak kedi, kara kedi, kafalar sürekli karışık'' emır kusturıca
avrupa sinemasının aslında hollywood sinemasından kat be kat üstün ve keyifli olduğunun göstergelerinden biridir.
(bkz: akdeniz sineması), (bkz: balkan sineması). sinema'nın ne olduğunun göstergesi.
insanı gülmekten kasan film sonrasında da ''neden güldüm'' demeye mahkum bırakır insanı.
özgün bir film.