bugün

Taocu filozof. tao te ching den sonra chuang tzu'nun kitabı taoizm'in en önemli kitabıdır. Uzmanlar bu eserin tamamının chuang tzu'ya (m.ö 369- 286) ait olmadığını, fakat önemli bir bölümünün onun tarafından yazılmış olduğunu kabul ediyorlar. onun yazmamış olduğu bölümler de, onun kendi düşüncesinden farklı olmayan bir şekilde işlenmiştir. çeşitli kişilerce yazılmış olmasına rağmen kitap'taki düşünce siistematiği, tao te ching 'inkinden aşağı kalmamaktadır. chuang tzu'nun kitabı, bir çeşit tinselciliği (spritüalizm) ya da idealizmi savunmaktadır. en çok tekrar edilen şu bölüm george berkeley'in ya da hinduların tutumuna benzer niteliktedir:
''chuang tzu bir gün düşünde, kendini kelebek olmuş, oradan oraya uçar görmüştü. eğilimlerini bilinçli olarak izleyebiliyordu. kelebek, chuang tzu olduğunu bilmiyordu. bu arada chuang tzu uyandı. chuang tzu olduğunun bilincine vardı. düşünmeye başladı: chuang tzu mu rüyasında kelebek olduğunu görmüştü yoksa bir kelebek mi düşünde kendini chuang tzu olarak görmüştü?''

idealist bir kavram burada kesin olarak doğrulanmaktadır:
''büyük bir uyanış olacak, herşeyin büyük bir düşten ibaret olduğu anlaşılacak. deli, kendini daima uyanık sanır. bilgisi yalnızca kendisi ile doludur. Prens olur, çoban olur. her zaman kendinden emindir. üstad(konfüçyüs) ve siz, ikiniz düş görüyorsunuz. size düş görüyorsunuz dediğim zaman, ben de düş görüyorum. size söylediğim bu sözler çelişki olarak nitelendiriliyor. bize herşeyi açıklayacak bir bilgeye rastlayana kadar sayısız kuşaklar gelip geçecek. ona rastladığımız zaman da bu kısa günün bitişi olacak.''

hayatın kısa bir düşten ibaret olduğu ve herkesin payına bir günün düştüğü fikri, tarihin, geniş anlamıyla bir anlamı olup olmadığı sorusunun cevabına yöneltiyor.
Tarihin bağımlılık içinde anlamsız olduğu düşüncesi chuang tzu'da türlü şekillerde tekrar ifade ediliyor. gerçek sonsuzdur; chuang tzu '' zamanı umursamayın, sonsuzluk alemine göçün, ancak orada dinlenebilirsiniz'' diyor. tao 'nun eylemi iniş ve çıkıştır.

chuang tzu şu soruyu soruyor: '' neyi yapmamız neyi yapmamamız gerekir?'' karşılığını da kendi veriyor: '' değişimler kendiliğinden oluşsun!'' eşyanın yakından incelenmesi, özde uyumluluk olduğunu göstermektedir. eğer insanlar bunları bir 'birlik' haline getirmek çabasındaysa 'kafalarını ve zekalarını' boşuna yormuş olurlar. tarihin özellikleri tao'nun sürekli eylem içinde kaybolup gitmektedir. chuang tzu, siyasal hayata girmekten her zaman kaçınmıştır. şöyle der: ''büyük toplumu yönetmeye kalkmak, denizin üstünde yürümek, nehir suyuna delik delmek, bir dağı bir sineğe taşıtmaya kalkışmaktan farksızdır.'' toplumsal örgütlenme huzuru sağlamaktan çok uzaktır. çünkü, ''bilgelerin denetimi, siyasal denetimin çok üstündedir.'' diyen chuang tzu'ya göre, tarihin akışı içinde herşey bağıntılıdır: ''şimdi hayat, şimdi ölüm, şimdi hayat! doğru olana bağlanmak, yanlış olana bağlanmaktır. yanlış olana bağlanmak, doğru olana bağlanmakatır.'' iyi niyet, gündelik olaylarda etkililik, yönetimin iyi düzeni, insanların yüreklerinde dostluk... bunlar zorunluluk altında değil, kendiliğinden oluşursa bir değer taşır. bunların anlamı dışta değildir. içten gelir.

chuang tzu ve taoistlerin, tarihsel olayların süreksizliği konusunu önemle ele almış olmaları, onları sonuç olarak karamsarlığa sürüklemiyordu. neşe, tao'nun ifadesi olan hal 'de yaşamaktaydı. chuang tzu'nun kitabı bunu şu sözlerle doğruluyordu:
'' bir insan şekli içinde bulunmak, tek başına bir neşe kaynağıdır. fakat asıl büyük sevinç, şimdi şekli insan olan bu varlığın, perspektifi olgunluk olan sayısız aşamalardan geçeceğini bilmektir. işte bunun için bilge, yok olmayacağı, sürekli olarak çeşitli aşamalara katlanacağı için sevinir. her şeyi tevekkül le kabul edenlere, gençlikte olsun, yaşlılıkta olsun benzemek için çaba harcadığımız gibi, bundan daha büyük bir istekle, evrene egemen olanı kendimize örnek almayı arzu ederiz.'' **
"zihninizi serbest bırakıp her şeyle birlikte akın.
olan her şeyi olduğu gibi kabullenin.
bu en büyük güçtür"
rüyasında bir kelebek olduğunu görür çok mutluyken uyanır ve şu sözleri söyler ; ''rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu anda insan olduğunu düşleyen bir kelebek miyim'' sanırım ilk torbacılardan.