bugün
- iremga'yı taşlamak17
- mert hakan yandaş26
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı15
- türk kızlarındaki zenci merakı11
- menzilcilerin gay gay hareketleri9
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi12
- bir kadın nasıl susturulur25
- türkiye fakirse halk neden obez37
- sokak hayvanları uyutulacak72
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor28
- lise eteğini saklayan hatun13
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat17
- online 28 yazar şu an ne yapıyor14
- karşı cinste çekici gelen özellikler14
- putine bir savaş taktiği ver13
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı16
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım19
- rüyada olduğunu fark etmek8
- zalbert kızsa kanıtlasın11
- hayırlı cumalar9
- türk kızları neden gülümsemiyor14
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması10
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi12
- ankarayı öven tip8
- geldi yine deli9
- sokak köpeklerini çin'e ihraç etmek12
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar15
- beşiktaş ın fenerbahçe yi geçmesi12
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması17
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı25
- icardi190522
- e f e8
- aydinoglu bombala21
- bir erkek nasıl rahatlar15
- kocaeli de asansöre sıçan adam8
- 6 ayda yazılımcı olmak10
- ismail kartal13
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız10
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı11
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor11
- sjsjsjsjsjsjsjsjsjsjsj sjs8
- bik bik için diktiğim etek17
- insan olmaya ceyrek kala8
- galatasaray15
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması11
- 22 mayıs 2024 atalanta bayer leverkusen maçı8
- erkeklerin sözlükte durma nedeni10
- hangi sözlük erkeğiyle evlenmek istersin8
19. yüzyılın en önemli fransız şairlerinden biri.
Zor bir çocukluk geçirdi.6 yaşında babası öldü.Erken yaşta frengiye yakalandı.
metropol yaşantısı üzerine inşa ettiği edebiyatı ve eleştiri yazıları modernist estetiğin habercisi sayılır.
Gerek klasik geleneğe, gerekse egemen çağdaş zihniyetlere karşı isyanı ve gerçekliğe kafa tuttuğu imgelemi, zamanında şiirlerinin yasaklanmasına kadar varan düşmanlıklar uyandırır. Sonradan bu başkaldırı ve imgelem, avangard sanat ve edebiyatın çekirdeğini oluşturacaktır.
31 Ağustos 1867 yılında frengiden 46 yaşında öldü.Toprağı bol olsun büyük şairin.
görsel
Baudelaire
“Sana nereden geliyor, dedin, bu garip hüzün,
Çıkan deniz gibi çıplak ve siyah kayaya? ”
– Hasadı erişti mi bir kere gönlümüzün,
Yaşamak bir dert olur! Bilinen bir muamma.
Pek sade bir ızdırap ve esrarsız, gizlisiz,
Ve tıpkı senin neşen gibi, herkese mahsus.
Vazgeçöyleyse sormaktan, güzel mütecessis!
Ve sesin o kadar tatlı bir sesken bile, sus!
Sus, cahil bihaber kadın! Her vakit hayran ruh!
Çocuk gülüşlü ağız! Hayattan daha fazla,
Çok defa ölüm bizi tutar ince bağlarla.
Bırak, bırak da kalbim mest olsun bir yalandan,
Yüzsün gözlerinde güzel bir rüyada gibi,
Ve kirpiklerinin gölgesinde yatsın bir zaman!
Zor bir çocukluk geçirdi.6 yaşında babası öldü.Erken yaşta frengiye yakalandı.
metropol yaşantısı üzerine inşa ettiği edebiyatı ve eleştiri yazıları modernist estetiğin habercisi sayılır.
Gerek klasik geleneğe, gerekse egemen çağdaş zihniyetlere karşı isyanı ve gerçekliğe kafa tuttuğu imgelemi, zamanında şiirlerinin yasaklanmasına kadar varan düşmanlıklar uyandırır. Sonradan bu başkaldırı ve imgelem, avangard sanat ve edebiyatın çekirdeğini oluşturacaktır.
31 Ağustos 1867 yılında frengiden 46 yaşında öldü.Toprağı bol olsun büyük şairin.
görsel
Baudelaire
“Sana nereden geliyor, dedin, bu garip hüzün,
Çıkan deniz gibi çıplak ve siyah kayaya? ”
– Hasadı erişti mi bir kere gönlümüzün,
Yaşamak bir dert olur! Bilinen bir muamma.
Pek sade bir ızdırap ve esrarsız, gizlisiz,
Ve tıpkı senin neşen gibi, herkese mahsus.
Vazgeçöyleyse sormaktan, güzel mütecessis!
Ve sesin o kadar tatlı bir sesken bile, sus!
Sus, cahil bihaber kadın! Her vakit hayran ruh!
Çocuk gülüşlü ağız! Hayattan daha fazla,
Çok defa ölüm bizi tutar ince bağlarla.
Bırak, bırak da kalbim mest olsun bir yalandan,
Yüzsün gözlerinde güzel bir rüyada gibi,
Ve kirpiklerinin gölgesinde yatsın bir zaman!
kendi kendinin celladı
Yaracağım seni bir gün
Nasıl kayaları Musa
Değneğiyle yardı ise
Duymadan ne öfke ne kin
Kasap keserse koyunu
Sunmak için çölüme ben
Alacağım gözlerinden
Büyük acının suyunu
Göz yaşlarında yüzecek
Umutla dolu yüreğim
Uzaklaşmak için gemim
Palamarını çözecek
Göz yaşların o zaman bak
Yüreğimde esrik özgür
Davul gibi gümbür gümbür
Nasıl ses verip coşacak
itip kakan ve ısıran
Alay öğretti:ben neyim?
Çatlak bir ses değil miyim?
Kutsal uyumları bozan
Bu çığırtkan ses benimdir
Kara ağu kendi kanım
Ben uğursuz bir aynayım
Bakan cadı bedenimdir
Yara benim bıçak benim
Hem tokat hem tokat yiyen
Çarmıh da ben isa da ben
Hem celladım hem kurbanım
Ben kanımın vampiriyim
Gülümsemeyi bilmeyen
Sonsuz gülüşü bekleyen
Terkedilmişlerden biriyim
Charles Baudelaire
Yaracağım seni bir gün
Nasıl kayaları Musa
Değneğiyle yardı ise
Duymadan ne öfke ne kin
Kasap keserse koyunu
Sunmak için çölüme ben
Alacağım gözlerinden
Büyük acının suyunu
Göz yaşlarında yüzecek
Umutla dolu yüreğim
Uzaklaşmak için gemim
Palamarını çözecek
Göz yaşların o zaman bak
Yüreğimde esrik özgür
Davul gibi gümbür gümbür
Nasıl ses verip coşacak
itip kakan ve ısıran
Alay öğretti:ben neyim?
Çatlak bir ses değil miyim?
Kutsal uyumları bozan
Bu çığırtkan ses benimdir
Kara ağu kendi kanım
Ben uğursuz bir aynayım
Bakan cadı bedenimdir
Yara benim bıçak benim
Hem tokat hem tokat yiyen
Çarmıh da ben isa da ben
Hem celladım hem kurbanım
Ben kanımın vampiriyim
Gülümsemeyi bilmeyen
Sonsuz gülüşü bekleyen
Terkedilmişlerden biriyim
Charles Baudelaire
baudelaire’in bir çok şiiri vardır kuşkusuz insanı etkileyen. ancak insan ve deniz adlı şiirinin o ilk dört dizesi beni alır götürür. hiç deniz görmemiş birisine okusanız, o bile tasvirden mutlak suretle etkilenir.
l'homme et la mer, orijinal metninden anlayarak okumak gibi olmasa da, Orhan Velinin güzel çevirisiyle teselli buluyorum.
sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
deniz aynandır senin, kendini seyredersin
bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
çeviri: (bkz: orhan veli kanık)
l'homme et la mer, orijinal metninden anlayarak okumak gibi olmasa da, Orhan Velinin güzel çevirisiyle teselli buluyorum.
sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
deniz aynandır senin, kendini seyredersin
bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
çeviri: (bkz: orhan veli kanık)
Sarhoş olmanın gerekliliğiyle ilgili yazdıklarıyla beni büyüleyen şair kişi..
"Her zaman sarhoş olmalı. Her şey bunda: tek sorun bu. Omuzlarınzı ezen, sizi
toprağa doğru çeken zaman'ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş
olmalisiniz. Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, "saat kaç" deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: "sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz."
"Her zaman sarhoş olmalı. Her şey bunda: tek sorun bu. Omuzlarınzı ezen, sizi
toprağa doğru çeken zaman'ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş
olmalisiniz. Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, "saat kaç" deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: "sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz."
sıcak bir kahve eşliğinde okunması gereken efsane.
yabancı adlı şiirinde hem yeteneğini hem de şu tuhaf iki kişiyi konuşturmuştur;
YABANCI
Söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi?
- Ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.
- Dostlarını mı?
- Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.
- Yurdunu mu?
- Hangi enlemdedir bilmem.
- Güzelliği mi?
- Tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
- Altını mı?
- Siz Tanrıya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
- Peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?
- Bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!
Çeviri : Tahsin Yücel
YABANCI
Söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi?
- Ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.
- Dostlarını mı?
- Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.
- Yurdunu mu?
- Hangi enlemdedir bilmem.
- Güzelliği mi?
- Tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
- Altını mı?
- Siz Tanrıya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
- Peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?
- Bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!
Çeviri : Tahsin Yücel
-peki, neyi seversin öyleyse sen yabancı?
-bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!
-bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!
hayranlık uyandıracak derecede kaliteli şiirler yazan şahsiyet...okuduğum ilk günden bu yana hayranlığım giderek artmaktadır..onun ismini uzun bir süreden beri nick olarak kullanmaktayım.. (bkz: baudelaire)
şaraba ve şiire duyulan sevgidir baudelaire.
Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün!
Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet,
Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer,
Ey, her ruhun içinde bulunduğu saf şehvet,
Ey bir ömür boyunca gönül verilen şeyler!
inildeyen kemanlar arkasında sırtların,
Akşam,
korkuluklarda şarap dolu kaseler,
- Ah o yeşil cenneti çocuksu sevdaların!
O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde
Çok daha uzakta mı yoksa Çinden, Maçinden?
(bkz: hüzün ve serseri)
Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün!
Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet,
Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer,
Ey, her ruhun içinde bulunduğu saf şehvet,
Ey bir ömür boyunca gönül verilen şeyler!
inildeyen kemanlar arkasında sırtların,
Akşam,
korkuluklarda şarap dolu kaseler,
- Ah o yeşil cenneti çocuksu sevdaların!
O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde
Çok daha uzakta mı yoksa Çinden, Maçinden?
(bkz: hüzün ve serseri)
gündüz vassaf'ın cehenneme övgü'sünde ''şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. ama sarhoş olun...'' alıntısı ile kendisine selam gönderdiği yazardır.
DÜŞMAN
Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda;
Güneş bazan açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytularda birkaç meyvesi kaldı...
işte ulaştım güz aylarına
Fikirler sararmış yapraklar gibi;
Kullanmalı artık her bir aleti
Küreği, tırmığı ve ötekileri,
Düzeltip onarmak için yeniden
Bahçemdeki bütün harap yerleri
Suların basıp da oyup açtığı
Kocaman çukurları mezarlar gibi...
Hayal ettiğim yeni çiçekler,
Acaba bulurlar mı kimbilir,
Ardıç kuşlarının bulduğu gibi
Güç alabilecekleri her bir gıdayı,
Gizemli gıdayı, özlü gıdayı
Bu sulak topraklarda. Bu hoş havada.
Ey acı! Ey acı! Yiyip bitiriyor hayatı zaman,
Ve yüreğimizi kemiren düşman
Bu anlaşılmaz, bu garip düşman
Büyüyüp güçleniyor kanlarımızla
Durmadan kaybettiğimiz kanlarımızla.
Charles BAUDELAIRE
Çeviri : Şevket SEYDiALiOĞLU
Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda;
Güneş bazan açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytularda birkaç meyvesi kaldı...
işte ulaştım güz aylarına
Fikirler sararmış yapraklar gibi;
Kullanmalı artık her bir aleti
Küreği, tırmığı ve ötekileri,
Düzeltip onarmak için yeniden
Bahçemdeki bütün harap yerleri
Suların basıp da oyup açtığı
Kocaman çukurları mezarlar gibi...
Hayal ettiğim yeni çiçekler,
Acaba bulurlar mı kimbilir,
Ardıç kuşlarının bulduğu gibi
Güç alabilecekleri her bir gıdayı,
Gizemli gıdayı, özlü gıdayı
Bu sulak topraklarda. Bu hoş havada.
Ey acı! Ey acı! Yiyip bitiriyor hayatı zaman,
Ve yüreğimizi kemiren düşman
Bu anlaşılmaz, bu garip düşman
Büyüyüp güçleniyor kanlarımızla
Durmadan kaybettiğimiz kanlarımızla.
Charles BAUDELAIRE
Çeviri : Şevket SEYDiALiOĞLU
-söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı, bacını mı, yoksa kardeşini mi?
+ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.
-dostlarını mı?
+anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.
-yurdunu mu?
+hangi enlemdedir, bilmem.
-güzelliği mi?
+tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
-altını mı?
+siz tanrı'ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
-peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?
+bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları ... eşsiz bulutları!
charles baudelaire - yabancı
çev. tahsin yücel.
+ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.
-dostlarını mı?
+anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.
-yurdunu mu?
+hangi enlemdedir, bilmem.
-güzelliği mi?
+tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
-altını mı?
+siz tanrı'ya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
-peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?
+bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları ... eşsiz bulutları!
charles baudelaire - yabancı
çev. tahsin yücel.
bana şiir'i sevdiren adamdır. huzur içinde uyusun.
'ben nerde değilsem orada iyi olacakmışım gibi gelir' demiş kara şair. cemal süreya da selamı çakmıştır bodler'e;
"biliyorsun, ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası" (göçebe)
"biliyorsun, ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası" (göçebe)
nerede değilsem, orada iyi olacakmışım gibi gelir.
güncel Önemli Başlıklar