bugün

bir bela okuma şekli..

eskiler ah etme sana döner derler. kötü düşünce kötü olayları çekerden kasıt budur zannımca.
arka kapağında;
sevdin mi mecnun gibi sevip düşme çöle...
sevdin mi ferhat gibi sev hiç olmazsa;
git dağ del, su getir köyüne de aşkın bir işe yarasın!
yazan, erdal demirkıran kitabı.
terk edildiginiz taktirde giden sevgilinin arkasindan söylenicek cümledir.
kitabı alırken, yanında küçük bir taş (bağır taşı'ymış) hediye eden, eğlenceli bir erdal demirkıran kitabı. (ayrıca okumak üzere benden alınan, geri getirilmeyen kitaplarımdan da biri)
sen gelmeyeceğine garanti verirsen olabilir, denilebilecek cümle.
erdal demirkıran'ın kitaplarından biridir. ablam almıştı. yanında verilen bağır taşınının kitabın sonunda açılması istenmiş olmasından dolayı ablam açtırmamıştı. ertesi gün şehirdışına gidecekti ben de inadımdan bir gecede kitabı bitirdim. ama uyuz insanlar kraliçesi olan ablam açtırmadı kutuyu. ben de "sen misin açtırmayan!" diyerekten ona çok güzel bir jest yaptım. ertesi gün oldu. bizimki valizleri kapının yanına koymuştu. indim bahçeden bir taş aldım, bi güzel boyadım renkli renkli. sonra aslıyla yerlerini değiştirdim bunun haberi olmadan. tabii ki bir not yazmayı da ihmal etmedim:
"eveet okudun okudun kutuyu açmadın ve bitireceğin günü sabırsızlıkla bekledin.. iyi halt ettin! neden mi? çünkü bu taş senin bağır taşın değil. bu çakması. ama üzülme bunları okuyunca bağır taşından daha çok bir sabır taşına ihtiyacın olacak. heh işte o taş bu taş! bu yüzden sevinebilirsin bile! diğer taş zaten bi şeye benzemiyordu. inan hiçbir özelliği de yok. ama bu çok fonksiyonlu! hem sabır hem bağır taşı. güle güle kullaan..*"