bugün

şiirinde geçen göt lafı nedeniyle tutuklanır ve mahkemeye çıkarılır. hakim "neden kıç,kalça falan demedin de göt dedin evladım" der. can yücelcevap verir "bizim köyde göt'e göt derler hakim bey.*
(bkz: şair)
(bkz: baba)
(bkz: insan)
çok sevdiğim eski bir dostumun çok sevdiği büyük insan, yazdıklarıyla söyledikleriyle asla unutulamayacak vazgeçilemeyecek (bkz: ismet baba) müdavimi. can yüceli sayesinde tanıdığım kişiyi unutmak zorunda olsam da şiirleri izin vermez bana.

"...çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın."
şahane bir şair - yazardır. ateş su hikayesini destansı uslupla anlatıp gönüllere taht kurmuştur.

ve verdiği ayarlarla kendini daha hayran bırakır.

bir gün gazeteciini teki ile röportaj yapıyomuş.
kendisi edebiyat adamı ve edebiyat soruları beklerken, bizin gazeteci:
-hangi takımı tutuyorsunuz can bey? diye salakca bir soru sormuş
can yücel bıkkın ve sıkılmış bir yüzle bakıp:
-kendi takımlarımı tutuyorum demiş.
uslanmayan gazeteci ressam olan eşi için:
-peki eşiniz hangi takımı tutuyor? demiş
can bey aynı sıkkın ifade ile:
-benim takımlarımı.....demiş..
hakkında birkaç hikaye :

can yücel doktora gidiyor.
doktor diyor ki gırtlak kanserisin.
o da diyor ki koskoca can yücel de nezleden ölecek değil ya...

can yücel'e diyorlarki zeki mürene niye paşa diyorlar.
cevap:
bu memlekete paşalara ibne denemediği için ibnelere paşa deniyor...

can yücele sorarlar:
-efendim nedir bizim memleketteki bu sağcılık solculuk davaları?
can baba:
-bu ülkede sabah kalktığında malafat eğer sağ tarafa kaymışsa sağcısındır, yok eğer sol taraftaysa solcu..
-peki sizinki ne tarafta ?
- ileride daima ileride
iş Sanat'ta, 18 Şubat 2008 Pazartesi günü saat 20:00'de Atilla Birkiye'nin hazırladığı programda anılacak büyük usta, şiirin babası...

http://www.issanat.com.tr...eID=2131&LanguageID=1
muhteşem şiirlerin sahibi eşsiz insan...
sarızeybekteki sunumuyla dakikalarca ağlatmayı başarıyor...
oldugu zaman akit (simdi vakit oldu) gazetesinin zil takip oynadigi, arkasindan demedigi lafi birakmadigi buyuk insan.
"to be or not to be" yi

"bir ihtimal daha var o da olmek mi dersin" olarak cevirmis,yuregimize dokunmus, cevirinin ne kadar titiz bir is olmasi gerektigini hatirlatmisti.
hasan ali yucel gibi ender bir turk buyugunun, nadide, guzide, cicek gibi evladidir. agzindan bal damlardi. simdi datca'dan dogru guluyor nefretini kusan, bit kadar beyinlilere bakaraktan. can baba, canimiz. bu topraklardan gecip, giderken cicekli ayak izleri birakanlardan.
küfürleri bile belli hece ölçüsüne sahip, şiirlerinin çoğu yeni türkü tarafından bestelenmiş, büyük üstat, şiirbaz.
anladım şiiri ile şiir nasıl yazılır anlatmış yüce kişilik...

(bkz: anladım)
..acıyorsam sana anam avradım olsun
ama aşk olsun sana çocuk aşk olsun...
(bkz: (vid #3489))
aşkı kendisinden öğrendik. kendisi on tam puan verdi bize ama hala başka okullarda sınıfta kalıyoruz işte hocam.*
' şairler ölmez, onların sadece doğum tarihleri vardır ' demiş doğan hızlan , bir makalesinde. can yücel'de 82 yaşında şimdi.

ve makalesini , yücel'in vasiyet adlı şiirinin bir bölümünü yazarak bitirmiş:

beni kuzum datça'ya gömün / geçin ankara'yı, istanbul'u / oralar ağzına kadar dolu / alabildiğine de pahalı / örneğin zincirlikuyuda / bir mezar 750 milyona / burası nispeten ucuzluk / ortada kalma tehlikesi de yok / hayır dua da istemez / dediğim gibi beni datça'ya gömün / şu deniz gören mezarlığın orda / gömü sanıp deşerlerse karışmam ona!
1926 yılında istanbulda doğdu.Hasan-Ali Yücelin oğlu.
Ankara üniversitesi Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesinde Latince-Yunanca okudu, öğrenimine ingilterede Cambridge Üniversitesinde devam etti.
12 Ağustos 1999 tarihinde öldü.

ESERLERi
Nazım, nesir çevirileriyle de tanınan Can Yücel, şiir alanında ilk kitabı Yazma (1950). Sevgi Duvarı (1973), -Bir Siyasinin Şiirleri (1974), Ölüm ve Oğlum (1976), Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabının toplu basımı), Rengahenk (1982), Gökyokuş (1984) kitaplarında topladı. Bütün şiirleri (Gökyokuş dışında)
yayımlandı: Beşibiyerde. Öteki şiir kitapları: Canfeda (1986), Çok Bi Çocuk (1988), Kısa devre (1990), Kuzgunun Yavrusu (1990), Gece Vardiyası (1991), Güle Güle- Seslerin Sessizliği (1993), Gezintiler (1994), Maaile (1995), Seke Seke (1997). Yazıları; Düzünden (1994), Ve Candan Yazılar (1995) adıyla yayınlandı.
can yücel'e diyorlarki zeki mürene niye paşa diyorlar.
cevap:
bu memlekete paşalara ibne denemediği için ibnelere paşa deniyor...
hayatımın en vazgeçilmez şiiri olan ''buluşmak üzere'' nin yazarıdır.daha bir çok güzel şiiri vardır. şiirleri kelime oyunlarıyla dolu ve bir o kadar da içtendir. içinizi en burkan şiirinde bile kelime oyunları yüzünüzde bir tebessüm oluşturur. hayatı ''ti''ye alan haylaz bir erkek çocuğudur ve bir o kadar da olgundur. şairliğinin yanında çevirmenlikte yapmıştır. onun bize kazandıracağı çok şey vardı daha o hepimizin ''can babasıydı'' ancak ölüm bir anda ayırdı bizi ondan .son olarak en sevdiğim şiirini yazayım tam olsun.
diyelim yağmura tutuldun bir gün
bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
ne de olsa yaz yağmuru
pırıl pırıl düşüyor damlalar
eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
dar attın kendini karşı evin sundurmasına
işte o evin kapısında bulacaksın beni

diyelim için çekti bir sabah vakti
erkenceden denize gireyim dedin
kulaç attıkça sen
patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
ege denizi bu efendi deniz
seslenmiyor
derken bi de dibe dalayım diyorsun
içine doğdu belki de
işte çil çil koşuşan balıklar
lapinalar gümüşler var ya
eylim eylim salınan yosunlar
onların arasında bulacaksın beni

diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
çakmak çakmak gözleri
meydan ya taksim ya beyazıt meydanı
herkes orda sen de ordasın
herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
özgürlüğe mutluluğa doğru
her işin başında sevgi diyor
gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
bi de başını çeviriyorsun ki
yanında ben varım..
şair müsveddesi. şiirlerini kof-güdük buluyorum, eğer bu adama şair diyeceksek ismet özel'e, cahit zarifoğlu'na, küçük iskender 'e, hakan arslanbenzer'e, ismail kılıçarslan'a, edip cansever'e , turgut uyar'a, atilla ilhan 'a ne diyeceğiz
şiirde mantık aranmaz. edebiyat dergilerinde mantık aranır. lakin can yücel edebiyat dergilerinde esamesi bile okunmayan biridir. şiirden anlamayan ayak takımının dandik şiire yönelmesi suretiyle can yücel kucaklarda dolaşmaktadır. buyrun edebiyatsı namazına!
Biz talebeyken şeydik
iyi arkadaştık şeylen
Biliyorsunuz şeylen şey olunmaz
Ben şeyi bitirince babam
şey dedi şey Partisine girdim
Zaten şeyle evlenmiştim
Şey şeye gidelim dedi gittik
Şeysiz de olmuyor döndük
iki şeyim oldu büyüdüler
Doktor sende bir şey var diyor simdi
Tabiy bende bir şey var: sayamadığın kadar
Kimse dokunamaz benim şeyime
Çünkü ben bir şeyim
Her şey de bir şeydir ama
Ben başka bir şeyim
Ben şeyim.
--spoiler--
Çingene benleri, ne dersiniz, pembe olmalıydı
değil mi?
Ama dünyada her şey olması gerektiği gibi
olmuyor ki...
--spoiler--
herşey sende gizli şiirini baştan sona ezberlediğim can babamdır o benim... sırf bu şiirini değil, diğer şiirlerini okurken de içimi tarifsiz bir mutluluk doldurur, yaşama sevincim geliverir birden. güneş gibidir can baba, güneş...
efsane şair, ayrıca şu sözün sahibi olduğu söylenir ;

(bkz: kart sensin postal da sana girsin)