bugün

bilet bulunamamakla birlikte istanbul dan gelen karaborsacıların cirit attığı memleketim.
eski zamanlarda uğruna ne kanlar dökülmüş olan, türkiye'nin insanları ve havası şirin memleketi.
türkiye'nin açık ara en görgüsüz şehridir.
nüfusa bakarsan 4. büyük şehirdir, ama şehir kültürüne, olanaklara, aktivitelere bakarsan bildiğin köydür, tutucudur, öğrencinin şehre karışmasını sevmez, şehir dışına hapseder. sanayi için buraya taşınmış istanbul'luları, izmir'lileri de çıkarırsan zaten hiçbirşeydir, maalesef.
Bursa'yı beğenmeyen memurların, öğrencilerin, çalışanların bir an önce çöplerini toplayıp gitmesini istediğim şehirdir.
(bkz: beğenmeyen siktirsin gitsin)

"Ne çok yarası olan varmış!"
osmanlının başkentlerinden güzide şehir.

şehirleri kerhane, bar, am, göt çokluğu ile değerlendiren, bunlar ile verdikleri puanlar ile geri kalan güzellikleri unutan insanların beğenmediği süper şehir.

(bkz: beğenmeyen diktirsin gitsin efendim)
yaşama kalitesi olarak istanbul ile karşılaştırılması abestir. istanbul bir sürü köyün birleştirilmesinden oluşmuş bir koca köyken, bursa kendi içerisinde bir bütünlüğü olan güzel bir avrupa kentidir. istanbul gibi salakça bir kent ile karşılaştırılamaz. ankara ile düzenli bir yerle karşılaştırılsa da bursa ruhu olduğu için öne çıkar. bursa türkiye'nin yaşamak için en iyi kentidir. özellikle hikmek şahin'den sonra harabe bir şehir nasıl bir avrupa şehrine dönüşür herkes gördü.
am, göt, meme, göğüs için bursaya çalışmaya veya okumaya gelincekse gelinecek kişilere siktir olup izmire gitmelidir. yobazlık gericilik tutuculuk ile alakalı değildir. beğenmeyen siktir gider. o zaman gelmeseymiş denir...

7 artı 7 eksi ha gayret denir be yeğenim eksi oylara viciyi kapıcamda bursayı görün.
ikamet ettiğim gemlik ilçesinin bağlı bulunduğu güzel il. eskiden adliye tayfasıyla kamberleri meşhurdu.
(bkz: bursa yı beğenmeyen üniversite öğrencisi)
(bkz: (#7446082))
büyük bir otomotiv sanayi tarafından, bursa'da bursa'lı kalifiye eleman bulamadıkları için başka bir şehirden transfer edilen; bu şehre çalışmak için gelen, ama istediğiniz ve dediğiniz gibi bursa'yı beğenmediği için siktirip giden, ve bu yüzden de çok mutlu olan bir arkadaşımın deyişiyle;

artık izmir'den istanbul'a karayolu ile gitmem, sırf bursa'dan geçiyor diye...(!)

(bkz: bursa bursalılara kalsın)
gece dışarı çıkılacaksa arabayla çıkılması gereken şehir. şart değil eve bir şekilde gidilir ama hangi şekilde gidilir o meçhul. zaten dışarı çıkanlar ya heykel civarında oturup arabaya ihtiyaç duymuyor ya da nilüfer de oturup zaten arabalı oluyor. ama geri kalan zamanlar için gayet güzeldir. hatta bu kadar göç alıp hala nasıl güzel kalabiliyor anlamış değilim. göç ettikten sora nasıl olsa benim şehrim değil deyip şehrin azına sıçan insanlara rağmen hala ayakta. kültür olayını da bölgere göre incelemek gerekir. mesela yıldırım a bakılırsa acilen kaçmak gerekir şehirden.
berbat bir trafiği vardır, havasındaki oksijen oranının yüzde beşi geçmediğini düşünmekte olduğum türkiyenin en büyük 5. ilidir.
şahsi düşünceme göre bir çok ege şehrinden(izmir dahil) daha güzel olan güzide şehrimiz.
zeytin, halı, kestane şekeri, inegöl köfte.
türkiye nin en büyük 4. şehridir. büyükşehirler içinde oksijen oranı en fazla olanıdır. aldığı göçlerle sikertildiği bir gerçektir, ama onu şehre değil sikertene sormak gerekir.
yakında turkcell süper ligin son şampiyonunun şehri olması kuvvetle muhtemeldir.
(bkz: kestane), (bkz: kestane şekeri), (bkz: şeftali), (bkz: havlu), (bkz: bıçak), (bkz: iskender kebabı), (bkz: inegöl köfte), (bkz: karagöz ve hacivat) (bkz: uludağ) her biri birer bursa klasiğidir.
bi kaç günlük tatil için ideal bir şehir. tabi kalacak yer sorunu olanlar için idealitesi artırılmalı.

bursalı hatunlar bana bi mesaj atıversin pls. malum hepimiz din kardeşiyiz.
Bir garip diyar.
neredeyse 3 ekmek parasına denk gelen otobüs bileti fiyatıyla eşi benzeri olmayan memleket. sanki otobüslerde sindirella dolaşıyor!

bir de yanımda ''aga'' diyen tipler konuşmaya başlayınca, bu memleket çekilmez oluyor. öte yandan futbol takımı kümeye düştüğünde çok üzülmüştüm. benim için çelişkilerin tat verdiği bir şehir işte.

not:galatasaraylıyım ama yarın bursalıyım.
eğer bursa hakkında hiç bir bilginiz yoksa haritada yerini bile bilmiyorsanız, öncelikle bursa hakkında bilmeniz gereken 3 şey vardır, bunlar:

-şehirde yıllardır elektrik var, elektrik üretmek için pedal çevirip dinamolarla akü falan beslemiyoruz.

-bursalı anneler, erkek çocuklarını basket topu sektirir gibi yolda gezdirmiyorlar.

-hergece dağdan ayılar inip şehirde sorun çıkarmıyor, o işi, şehirli ayılar yapıyor.

bu üç mühim bilgiyi edindikten sonra bursa hakkında diğer bilgilere geçebiliriz.

osmanlı devletine bir zamanlar başkentlik yapmış olduğu için gerçekten yaşlı bir ildir, bundan dolayı hemen hemen her sokağı her köşesi tarih kokar ve gerçekten hoş bir kokudur ama zaman zaman bu tarih köşelerine biriken çöpler yüzünden ne estetik kalır kimi yerde ne de tarihin kokusu hoş gelir insanın burnuna.

yeşildir yeşil olmasına ama eskiden bu yeşilliği sağlayan ağaçlarmış, şimdilerde ise binaların dış cephelerini yeşile boyayarak yeşilliği vermeye çalışanlar var. gerçi şehrin güneyini ulu dağ tuttuğundan ve hala insanlar şehri yeşil tutmak için çabaladığından diğer büyük şehirlere göre yeşil biraz daha fazla hissediliyor şehir içinde ama giderek betona battığımız doğrudur.

büyük illerin yollarının kesiştiği bir noktada olduğundan olsa gerek irili ufakli bir çok sanayi bölgesine sahiptir. tabi bu kadar sanayinin bir arada olması, bir çok işsiz insanın hayallerine giren bir şehir olma özelliğini de barındırır, bu sayede şehirde bir çok farklı şehirlerden insana rastlmanız mümkündür, zaten tam anlamıyla yerli bursalı sayıca fazla kalmamıştır ve belediye bu kişiler için özel koruma bölgesi falan açmayı düşünmemektedir.

istanbul ile arasında fazla bir uzaklık olmadığındanmıdır, yoksa istanbul'un gerçekten çok mükemmel bir şehir olduğundan mıdır bilinmez şehir halkının büyük bir kesiminde istanbul özentiliği vardır; işlerini istanbul firmalarına yaptırırlar, arabalarının plakalarında ilk iki basamağın 34 olmasını isterler, işin trajikomik yani istanbul da olup da bursada olmayan hiç bir şey yok gibidir.

şehirin denizi yoktur ama denizle arası 20 dakikadır, çok güzel yazlık beldeleri vardır (mudanya, kumla ,gemlik) ve şehrin arkasında uludağ bütün heybetiyle durur. yazın ya da kışın uludağ bütün şehir halkına her zaman estetik bir şov yapmaktadır, uludağın keyfini çıkarmak için dağa çıkmaya gerek yoktur, bir bakış bile size çok şey yaşatabilir.

bir adet üniversitesi vardır uludağ üniversitesi, ama ortalamanın üzerinde sayılabilecek bir kaliteye sahip ve yüz ölçümü olarak ise son derece geniş bir alan sahip olduğu için gelecekte çok daha gelişmesi adına büyük bir potansiyele sahiptir.

develuasyon yıllarına kadar şehir, tekstil sektöründe, dünya çapında bir üne sahipti. devaluasyon sonrasında ise bir çok büyük şirketin iflas açıklaması yapmasıyla çinli tekstilciler peş peşe goller atmış ve bursa bu konuda küme düşmese de son derece gerilere düşmüştür. fakat yinede bazı şehir efsanelerine göre türkiye'deki en iyi tekstil mühendisliği bölümü uludağ üniversitesindeymiş.

her sokakta en az bir adet gıda sektörüne ait bir dükkan görmeniz, bursa halkının evlerinde mutfak olmadığı gibi bir görünüm yaratsa da, bursa halkının yemek zevkine önem verdiği görünür.

kültürel olarak ap ayrı bir yerdedir, bir kaç sineması olup tek bir tiyatrosu vardır (bkz: ahmet vefik paşa tiyatrosu), bunun yanında binlerce internet kafe ve kahvehane olması da şehrin geneli hakında bir çok fikir verebilir. fakat unutulmamalıdır ki bursa şehiri bir çok şehirden göçüp gelen insanları barındırmaktadır, dolayısıyla bir çok farklı kültürü içinde tutar, bu yüzden şehre gelip bir kaç kişiyle konuşup şehirin yaşayanları hakkında bir fikir yürütmek her zaman hayal kırıklığıyla sonuçlanacaktır. zira seveni gönülden sever bu şehiri, toz konsun istemez.
türkiye nin 1. büyük şehrinden 4. büyük şehrine sevgilerle. 10 yıl önce gördüğüm ilginç bir şehirdi bursa. en çok da aklımda kalan o kadar çok yürümüştük ki otobüsü gördüğümde kaportasını öpesim gelmişti.

"bu hayalde uyur bursa her gece." der ahmet hamdi tanpınar. şimdi yine bir dejavumu yaşayacağım diye düşünüyorum bazen.

hiçbir şey tesadüfi değildir. bursa ve istanbul... "koca bir çınar" ve onun "yaprakları" gibi. o yaprakların şehrinden kurulur koca bir imparatorluk, ilk başkent olur bursa. ve istanbul son başkenttir o imparatorluğa... ilk ve son... ne muamma...

çınar ağacının yaprakları bir ele benzer. ve bu el tasavvuf edebiyatında şeyhin müridlerine uzattığı eli simgeler. çınar yaprakları da beş parmağı anımsatır.

istanbul koca şehir... bursa yeşil bir türbe...

istanbul tezatlıklar diyarı... erkek gibi kadınların yaşadığı şehir...

bursa ne kadar anlayabilir bunu?

büyük şehirde küçük insanlar yaşar. kayıptırlar, görünmezler; gizemlidirler, bilinmezler; uzaktırlar ama şah damarı kadar da yakındırlar sevdiklerine... silinmezler...
Osmanlının başkenti ayrıca da tekstilin başkenti.