bugün

din, iman, para üçgeninde meclise girmeyi başaran ve cumhuriyetin temel niteliklerini de değiştirebileceklerine inanmak gibi bir gaflete düşen kimselere* ecevit in attığı tokattır.
nereden nereye dedirten sözdür.
şimdikiler bizzat kendi elleri ile cumhuriyete ve laik devlete meydan okuyanları olabildiğince meclise taşımışlar, taşıyamadıklarının bir kısmını danışman yapmışlardır.
meclis sıralarında türbanlı olarak pişkin pişkin oturan merve kavakçı'ya iletilen en büyük gözdağı sözleri.
evet kendileri milletin meclisinde millete meydan okuyarak burasi devlete meydan okunacak yer değildir demişlerdir. bu devletle milleti arasındaki kopukluğu göstermek adına çok güzel bir sözdür, iyi ki de söylenmiştir.
bu sabaha karşı gerçekten de ne kadar büyük bir insanı kaybettiğimizi kanıtlayan sözdür. kime* dediyse de az demiştir.
türkiye'de 'sol' denince akla gelen ilk ismin meliste söylediği söz.
bir zamanlar aynı mecliste, benzer cümleleri adalet partisi'nin ileri gelenleri türkiye işçi partisi için kurmuştur.
bülent ecevit'in türk siyasi hayatında ölümsüzleştirdigi sözlerinden bir tanesidir.
ecevitin türk siyasi literatürüne kazandırdığı söz öbeği.
kurtlar vadisi'nde bile bu kadar kaliteli laf duymamışdım.
büyük adamların büyük laf ettiğinin bi ispatıdır aynı zamanda...
2 mayıs 1999 günü mecliste yemin töreni vardı. merve kavakçı, genel kurul salonuna girdiğinde, demokratik sol partili vekiller, sıraların önüne çıktılar, sıra kapaklarına vurarak hep bir ağızdan dışarı, dışarı diye bağırmaya başladılar. Bu sırada bülent ecevit, bir dakika müsaade edin... bir hükümet başkanı olarak önemli bir konuda söz istiyorum; lütfen bunu dikkate alınız dedi. ardından, önceden yazdığı şu metni okudu: burası, devlete meydan okunacak yer değildir. lütfen, bu hanıma haddini bildiriniz...
ne kadar güzel bir icraat di mi? heyt be erkekmiş vallaha, 550 kişi var ama adam çıkıp ne güzel de lafı soktu!!! peki neye dayanarak posta koydu, anayasaya mı aykırıydı, meclis iç tüzüğüne mi aykırıydı, yoksa beyfendinin göz zevkine mi? ben söyleyim sonuncusuna. işinize gelmedi di mi? çünkü karşı tarafa saygı sizden beklenilemeyek bir erdem. bir kez daha söylüyorum siz karşınızdakine bir insan olarak değil de, türbanlı bir insan olarak bakarsanız eşitlikten, demokrasiden ve insan haklarından söz edemezsiniz. her aklınıza estiğinde, önünüzde bir engel olarak gördüğünüzde "bunlar rejimi değiştirecek", "yobazlar", "gericiler" diye atıp tutar, milletin de kafasını bulandırırsınız. gerçi dünya üzerinde kendi halkına ikinci sınıf insan muamelesi yapan başka bir devlet olmadığından, pek te garip gelmiyor böyle davranışlar. her yeni gelen hükümet aynı politikayı devam ettiriyor, demek ki iktidarı da yönlendiren bir iktidar var.
"burası millete meydan okunacak yer değildir! Türkiye'de günlük hayatta kimse kimsenin inançsızlığına karışmıyor.
Amma velakin bu meclis ki, 23 nisan 1920 cuma günü, kurbanlar kesilerek, tekbirler getirilerek, memleketin dört bir yanından gelen hocaların eşliğinde açılmıştır. (aaa ne kadar da laikliğe aykırı bir eylem ile açılmış! cık cık cık) Hatta çıkardığı ilk anayasa'da türkiye cumhuriyeti'nin dini islamdır ibaresi yer almıştır. O meclis ki "burdur milletvekili ve islam şairi" -resmi kayıtlarda geçen ifadeyle- mehmet akif ersoy'un içinde bulunduğu meclistir.

meclise adını veren o "büyük millet" ki , islami soslu vaadlere kanarak bu meclisi desteklemiştir. o yüzden kendini bilmez ve tarihten bihaber şu beyefendiye haddini bildiriniz..."

şeklinde cevaplanabilecek saldırıdır. tabi söz konusu diyaloğa özne olan mezkur şahıs artık mefta olduğu için daha fazlasını demek yakışık olmuyor. allah taksiratını affetsin.
(bkz: son darbe 28 şubat)
içinde hiç bir yanlışlık olmayan ifadedir.

konu türban olunca başka, bölücülük olunca başka kıvırtmak olmaz.
aslında burası müslümanlara göre bir yer değildir anlamına gelen sözdür. müslümanlar bu ülkede yıllarca meclisten, kışladan ve daha bir çok yerden dışlandı. devir değişiyor hamdolsun.
kendini devlet, sözlerini kanun zanneden hadsizin had bildirmeye çalıştığı provakatif sözlerdir. şükür ki yaşamıyor artık.
başörtüsü takıldığında devlete meydan okunduğunu düşünen kukla başbakan'ın cümlesi. çırılçıplak girseydi bir şey demezlerdi ama değil mi?
Meclis tarihinde kullanilmis en dogru en afilli sözlerdendir.
dünya üzerinde hiç bir aklı başında devlet var mıdır ki kendi meclisinde kendi çerçevelerinin tartışılmasına müsade etsin, seyirci kalsın, mümkün değil.

devletler referandumla değil kanla kurulur, kanla dağılır. hodri meydan. yok öyle beleşe üç köfte.
ancak ecevit gibi birisine nasip olacak anlam ve derinlikte sözdür. yaptım oldu de, millet bunu sineye çeksin ha. yedirmezler anam.