bugün

her ne kadar ilk anda, başlık, klozete kafasını sokup amuda kalkarak işini gören insanlardan bahsediyor gibi dursa da, değil. bildiğin, okunuşuyla, boyna tuvalete giren insanlar işte, boyna s.çanlar hatta. türkçe'yi de doğru kullanarak...

tanıma gelelim...

normalde, normal bir insan günde kaç kez girer tuvalete? bir, hadi bilemedin iki-üç. işte bunların dışında kalan, her gördüğü tuvalete giren, sanıyorum olayı bir takıntı haline getirmiş insanlar diyebiliriz kısaca bahsi geçen/geçecek kişilere.

malum, insan yiyiyor, içine bir şeyler alıyor yani; sonra da haliyle bunları bir şekilde dışarı çıkarıyor patlamadan. şimdi iğrenç bir örnekleme yapıp, insan şu kadar yese, her bir sefer de şu kadar da çıkarsa gibi bir şeyler söylemeyeyim ama, bu insanların ne kadar ne yiyip ne çıkardıkları da bir merak konusu hakikaten... prostat olursun, başka bir şey olursun anlarım da, günde 50 kere de gidilmez ki tuvalete be insan, hayatının yarısını kenef deliğinde geçiriyorsun resmen, kalp krizinden gideceksin oturduğun yerde kalacaksın.

herkes açıdan sorundur aslında bu kişiler. gelirler mesela yarım saat-bir saatlik misafirliğe, paso tuvalet yolunu arşınlarlar. zaten ilk hal hatırdan bile önceki cümleleridir -tuvalet neredeydi selma hanımcım? gibi bir soru. bir şey değil, bok içinde bırakırlar bir de etrafı. klozet kapağına işerler falan. evin annesi de gelsin temizlesin sonra, bir dert; temizlenmeden, diğer bireyler için, tuvalete girememek ayrı bir dert. daha 10 dakika önce geldin evinden be, ne çabuk için boşaldı, s.çacaksın hemen, işeyeceksin ya da.

sadece misafirlikte değil, genel bir alışkanlıktır bu husus bunlar için. biz evimizden başka yerin tuvaletinin kapısından bile giremezken, ki bırak içine etmeyi; bunlar vapur, tren, cafe... nerde bulurlarsa girmeye meyillidirler kenefe.

***

seslenişim de odur ki, en önemli işleri (tekrarlamıyorum artık) malum şey olanlara, bırakın bu işleri artık ahali(bu da s.çmayın der gibi oldu, neyse), tutun biraz, bir şey kaybetmezsiniz, hayattan kazanırsınız daha... düşünün bi bak...
(bkz: sistit).
(bkz: prostat)
(bkz: bir arkadaşa bakıp çıkıcam)
yediği oranda belli bir zaman sonra normal olarak boşaltım sistemini harekete geçiren insandır. tabi kişinin sık sık tuvaletin önünde cebelleştiği görülüyorsa bunun tek bir açıklaması olabilir. mesela kendisi duba olabilir. yedikleri on kişilik haneye yetecektir lakin kendisi pek bir bencil bir diğer deyiş ile obezdir. e bundandır belki de tuvalet sevdası. zira işin çok daha korkunç halleri mevzu bahistir. şöyle ki;
(bkz: yeyip yeyip sıçmamak)
tabi bunlar işin ihtiyaç kıvamıydı. amaca uygundu. lakin bir de aile baskısının vuku bulduğu hadiselerde vazgeçilmez mekan olarak tuvalet bellenir ki o da en sık sigara hadisesinde gözlemlenir.
anne ya da baba korkusudur, saygıdan hatta korkudan ev içi bir odada tüttürülemiyodur bu nedenle en klasik mekan tuvalettir. bu açıdan daha fazla ayrıntı bilgi için;
(bkz: sigara icmek icin tuvalete giren insan)
kaç kere tuvalete girdiğinin çetelesi tutulmaması gereken insan tipi.
(bkz: sürekli tuvalete giren insanlar)
teşhisi hazırda bir hastalığının olmaması halinde, "bi doktora görünsene" tavsiyesi haricinde, bişey diyemeyeceğimiz insanlardır.

"sanane benim boşaltım sistemimden" derse zaten densizdir.
"ne karışıyorsun işememe sıçmama?" diyorsa dayaklıktır, başka haltlar karıştırıyordur tuvaleti bahane edip.
daha az tuvalete gidene madalya veriyorlar diye birşey de yok tabi.

umumi tuvaletlerin girişinde;

"mesane terbiyenize hayranız, kontrollü sifinkterlerin hastasıyız." afişi mesela..
bu da yok.

bizim oğlan biraz titiz bahanesiyle (zaten bahane göt gibi); eve gelen misafir için girişe, "sondanızı takınız, temiz sürgüler sağ tarafta." gibi bir yazı assan hiç olmaz. iyisi mi takip etmemek, insanları kendi haline bırakmak falan..
bankamatikten ekstra çıktı istemeyin. kağıt israfı oluyor.
kadınsa, hamile olabilir.
(bkz: hamilelik belirtileri)