bugün

Özgürlük, dağ havası, lise yılları, adrenalin ve hayatımın ilk aşkı ile tanışma sebebim.

2010 senesinde aldığım kron xc2000 bisikletim.
yurdun kapısında duran emektarım, 6-7 senelik vardır neredeyse. ha birde kolumu kırışım. bisiklete binen her canlı düşmeyi göze alır...
Ön tekerin frenine basıp takla atmak...
(bkz: büyükada)
şu an aklıma, aşkm bn bsklttn dştm küçkkn sn ilksn aşm grçktn diyen yalak kızlar geldi. hepinizin abv.
Sarı bir bmx.
(bkz: bianchi xc snake)
-babamın gençken gazete kuponu ile aldığı 18 yıllık olup benimse 8-9 yaşlarında kullandığım bianchi vardı. Boyuma göre büyük olduğu için bırak düşmeyi frenlerde bile öne gidince üst kadro borusu taştaşlara gelirdi anamm içim acıdı yine.

-geçen yaz hobi edineyim diye kredi kartıyla aldığım ve 2 ay sonra çalınan bisikletim. (taksidi bu ay bitti daha)

-pes etmeyip daha ucuza klasik bir model aldım. Klasikleştirme adına da modifikasyonlarım devam ediyor. Okula gidip geliyorum.

Toplu taşımadan çok daha pratik. Eğer yol düzse hiç düşünmeyin. Güzel bir bisiklet alırsanız hem sizi üzmez hem de geçen zaman içinde toplu taşımaya vereceğiniz paradan düşünce kendisini bile çıkarabiliyor. Boş zamanlarınızda da kafanızı alıp bir yere gitme özgürlüğü yine sizde.
ktm dir. bisikletlerini 3-4 sene önce fuarda görmüştüm aşık olmuştum ama pahalı meretler...
Kuzenimin bisikletinden yüz üstü düşüp sürüklenmem, yüzümün yarısı kabuk olmuş ve haftalarca öyle gezmiştim.
kestanelerin ezilmesi.

ilkokul çağlarındayım. babamın iş yerine gidip geliyorum tatil günleri. bisikletim de var ihlas'ın kuponla verdiği bisan bisiklet. sene milattan önce falan.

neyse iyi güzel sürüyorum bisikleti. birden önüme bir tümsek çıktı, tümseği de iyi alamadım. seleden bir kaydım, lakkk ortadaki demire. malzemerin ( t*şakların afedersin ) üstüne.

aman allahım. hani kafanızı 4321809 tonluk bir demire vurursunuz, hani ayağınızla gidip yerdeki legoya ansızın basarsınız, hani ayak serçe parmağınızı gidip kapı eşiğine vurursunuz ya işte onun 10 bin milyon katı falan öyle düşünün..

erkekler eminim tahmin edebiliyor şu an. offf off of diyor. ama bağğyan yazarlarımız için olayı biraz netleştirmek istedim.

işte bisiklet denince benim aklıma o kara gün geliyor.
1999 veya 2000 yılında 40 tl ye almıştık 8 taksitle. markası protondu ve çok adi bir bisikletti. vites kolları defalarca kırıldı, defalarca bilye dağıttı, ön ve arka attırıcıları değişti. sağlam kalan tek parça kadrosuydu. fren kolları da sağlam kalmıştı gerçi. birgün abim benden habersiz satıp parasını yemişti. it herif. şimdi mosso legarda 1621 var. havalar ısınsa da binsem.
16-17 sene evveli guzel kirmizili siyahli bi bisikletim vardi. saclarimi tarayip sapkamla gunes gozlugumu takip mahelle kizlarina artistlik yaptigim o efsane alet. calindi. cok dua ettim selesiz oturasin buna insaallah diye. gotune girmiştir insaallah ne sevinirim.
Kron xc500.

Dolar bu seviyelerde değilken çok beğenerek almıştım ama şu an olsa dolar bu seviyedeyken almam. Mtb almak istiyorsanız unutmayın dağ, engebeli arazi, kilitli taş vb. hiç problem olmuyor ben zevk bile alıyorum ama eğer asfaltta sürmek için, 30-40km düz yolda pedallamak için bisiklet arıyorsanız şehir bisikletlerine bakın.
Bisikletle dikenli çalıya dalmam, sokağın köşesinden dönerken bana çarpan bisikletli çocuk, rüzğara karşı kahkahalarla pedallamak, yara bere içindeki dizlerim, çocukluğum...
Son feci bisiklet. Bir müzik grubuymus. Ilk duyduğumda cok sasirdim.
Denge. Bir türlü duramadığım.
Son feci bisiklet.
(bkz: gym)
Bisikletten düştüğüm Zaman kanadı vb cümleler.
Nefes almak.

Hafta içi iş, güç stresi, ülkenin hali, ona üzül, buna üzül ama hafta sonu bir bisiklet turu Pazartesi'ye demir gibi başlatır insanı.

Verin lan şu taşları, suyunu çıkarcam.
Abla Çocuk bi bisiklete binsin.
7 yaşımda öğrendiğim bir çok kez uğruna dizlerimi sakatladığım, çukurlarda uçtuğum her düştüğümde ağlayıp yine ağlayarak binip eve gittiğim küçükken yazlıkta kumsal sinemasına gittiğim ve bende çok anıları olan şey.
görsel

direkt bu geliyor ya.
adana'da teker denir.