bugün

annişkomun memleketi olmasından dolayı , her ne kadar ben sorana edirneliyim desem de , bu yerle de uzaktan bi gönül bağımız var .. bana izmir , bilhassa da son zamanlarda yapılan "laik müthiş fevkalade izmir" propagandasından sonra hep uzak ukala ve götü kalkık geldiği için , bergama benim için çok bişi ifade etmiyo açıkçası.. kimsenin de kalbini kırmayayım şimdi..

bundan bi üstteki entrye anlatılan heryere gittim.. ilk hastane , ilk kütüphane , ilk müzikle tedavi , ilk psikiyatri kliniği vs vs derken bu , o zamana kadar uzaktan baktığım salak yer bi gün kendisinden 1500 km uzaktyken, derste karşıma çıktı..

hoca sürekli pergmamon pergamon diyo garip garip taşlar sütunlar tıbbı araç gereçler gösteriyo.. yok efendim gelen hastayı önce avluda bi turlatırlarmış , şayet hasta yolda ölmezse tedaviye alırlarmış amma da şahaneymiş ne kadar da muhteşemmiş derken bi anda , bütün o çocukken muhtelif akrabaların kucağında "aman yavruuuum sakın kucağımdan inme düşersin bak çok yüksek buralar hep" denen boş antik mekanlar geldi..

kafamda çakan şimşekler sonucu hemen annemi aradım dedim anne bu pergamon bergama mı.. annem küçümser bi kahkaha attı , ah benim salak evladım , hadi çok yazdırma akşama evden araşırız dedi telefonu kapattı..

ben tabii obsesifliğim tutunca yaptığım gibi , oturdum gugılın başına arıyorum pergamonu.. berlin müzeler adasında "pergamonmuseum"u buldum.. not ettim kesin gidicem..

o sırada bu iş kaynadı.. biz aile büyüklerinden birinin vefatı nedeniyle bindik arabaya 4-5 akraba bergamaya doğru yollandık.. ben hemen fotoğraf makinamı da koydum bi de 15 16 tane pil.. bu sefer tek başıma bi tura katılıp gezmeye arar verdim bergamayı.. zaten bütün torun torba muhabbeti içimi şişirdi bahanem de var "okul için araştırıcam huriye teyzecim yoksa ben de çok isterim oturup sizinle çay içmek..

tura katıldım dediğim , bizim akrabalardan birinin komşusu ingilizce okuyomuş , o yazları turistlere rehberli yapıyomuş, onun kuyruğu gibi salak salak dolaşıcam bütün gün. tur tur da o..

bütün her taşın fotoğrafını çektim.. şortlar giydim şapkalar böcek ilaçları derken hemen her yeri gezdim.. dünyada benden imanlısı yok diyen bi adamı bile yer yer ürpertip , lan yoksa bu yunan tanrıları gerçek mi diye düşünmee itecek ululukta taşlar , meydanlar , şu meşhur tıpçıların yılan sembolünün çıkması , basbaya korkutucu yer altı geçitleri , duvarların harap halleri filan..

birini götür akropole bırak arada da tepeden bi yerden "oooooooo" diye bağır sesin yankılansın sonra o kişi korkudan üç buçuk atarak başı kesilmiş tavuk gibi dolansın.. yemin ederim öyle ürkünç yerleri var.. ki ben gündüz gözüyle gittim..

sonra okula döndüm.. o resimlerin hepsini koydum bi dosyaya.. bazılarına tekrardan bakamadım bile.. zaten ben büyük heykellerden de oldum olası korkarım..

orda , yerinde yeller esen, temsili bi taşla gösterilen "zeus sunağı" filan filan hayalimde bile canladırmaya gerek olmayan şeylerdi benim için.. çünkü o kadar taş var sütun var zeusun da sikik tapınağını görmeyiveriyim diye düşündüydüm..

gel zaman git zaman fırsat çıktı berline gittim.. 5 euromu verip müzenin içine daldım.. etrafta yabancı arkadaşlar onlar bunlar.. ben de böbürleniyorum benim memleket eheh ben aslını gördüm filan diye..

sonra noldu ? hayvan gibi pergamonaltarla başlayan kabus dolu bi kaç saat geçirdim.. o benim temsili halini görmekle hava attığım zeus tapınağı meğersem , bütün ağaoğlu evlerinden bile büyük bi yapıymış.. merdivenleri insanın midesini sevgilisini uzaktan görmüş gibi ağrıtırmış..

bergama benim gördüüğüm yer değil , aslında berlindeymiş..

kendimi yıllarca sevdiği kadının gerçek yüzünü görüp boşluğa düşmüş erkek gibi , platonik aşkını sevgilisiyle el ele gören ergen kız gibi , makyajsız halini görüp tanıyamadığı ünlüye ağlayan japon genç gibi hissettim..

şakaya vursam da şimdi , koca bi eeski şehri taşıdıkları ve mazaret olarak da "siz zaten bakamazsınız bizim daha çok emeğimiz" var diybildikleri için önce almanlara ve alman arkeologlara nefretle karışık bi saygı duydum.. türklere böyle olduğumuz için lanet ettim , arada dp'ye menderese ana avrat sövdüm sonra dönüp o canım mermerlere sarılıp "bunlar bizim böhühühüh geri verin" diye ağlama isteğimi bastırdım..

yani kötü bi his.. ne kadar enternasyonl olsa da insan işte , o aidiyet duygusu bi yerde yakalıyıveriyor insanı.. ne kadar kendi insanına toplumuna sövsen siktiri çekip terketsen de bi yerde için cız ediyo , onların yerine bahanelere bulup aklayasın geliyo..

bergama , soyulmuş bi şehir.. bizden gidip bize dönmemiş bi şehir.. berlindeki bergamayı görmeden bergamaya gittim demeyin.. bizdeki bergama bi kaç geceliğine tutulmuş güzelcene bi fahişeyse , gerçek eski bergama her gün kapıyı hoşgeldin diyerek açan nikahlı karımız..

gece gece bu kadar konuştum hakkında şimdi kesin o taşlar ve gözleri oyulmuş gbi duran heykeller rüyama giricek..

brrrrr

bu da ibreti alem olsun :

http://tr.wikipedia.org/w...ama_zeus_suna%c4%9f%c4%b1

bizdeki bergamada sunak yerine 3 ağaç var.. tey tey
bir izmirli olarak bizatihi olarak gidip görmediğim lakin yakınlarında dolaştığım ilçedir. ayıp lan bana!
(bkz: pergamon)

büyük iskender'in gözbebeği, doğudaki kalesi.

"bergama krallığı" kurulmuştur zamanında. tüm ege'ye, bozcaada'ya kadar hükmetmiştir milattan önce. antalya'yı kurmuştur. truva'dan sonra, yunan'la savaşmış, anadolu'yu yunan'a bırakmamıştır.

antik zamanın istanbul'udur bergama.
babamın memleketi olan ilçedir. malkara'dan sonra her yerin düz olması ve bütün sokakların birbirine benzemesi yüzünden afalladığım yerdir.
sevimsiz izmir'in sevimsiz ilçelerinden biri olmalı.
güzel yer. havası bile güzel lan, o derece.
sabahın erken saatleri ve geceleri soğuk olan yer götü sıcak tutmanızda fayda var.
asklepion'u

görsel

akropol'u

görsel

kızıl avlu'su

görsel

dünya'nın en dik antik tiyatrosu

görsel

ve zeus sunağı'nın kalıntıları

görsel

(ki bu sunak osmanlı zamanında almanya'ya kaçırıldığı için almanya'nın pergamon müzesindedir)

görsel

ile türkiye'nin dünyada en çok bilinen markalarından biri ve en çok turist ağırlayan antik kentlerindendir.
kozak yaylası ile de doğa aşıklarına hitap eder.
aziz kocaoğlu'nun hayali olan, mevcut metroyu efes ve bergama'ya kadar uzatma projesi bittiğinde, yerli ve yabancı turist sayısı daha da artacağı kesindir.

(bkz: pergamon)
şu sıralar il olması gündemde olan izmir ilçesi. *

http://www.yeniasir.com.t...-il-olmak-icin-kenetlendi
izmir merkeze uzak ve kendine has güzelliklere sahip izmir ilçesi. insanları güzeldir, candır. önemli tarihi eserleriyle turist akınına uğrar. bir de bu ilçenin sakinleri genelde dikili'ye giderler denize. dikili'de bergamalı görme olasılığı baya fazladır.
unesco dünya mirası adaylık çalışmaları kapsamında harika bir tanıtım filmine imza atılmıştır.

buyrun efendim;

http://www.youtube.com/watch?v=oHaTssqnbxA
haketiği değeri göremeyen güzel yerdir. tarihi hiçbir yerde olmadığı kadar yoğun yaşarsınız. deniz olsa daha çok değer görecekti fakat bu haliyle bile mükemmeldir.
izmir'in denizi olmayan antik kenti pergamon. Dikiliye 20 dakika mesafededir. Güzel bir yer ama bir haftadan fazla kalındığında sıkılırsınız.
Bugünlerde kermesi vardır en son 7 yaşında gitmiştim kermesine.
asklepion dışında bir numarası olmayan ege ilçesi.
Tarihi geniş olan izmir'in bir ilçesidir. Yurt dışından buradaki eserleri görmeye gelen turistlerin yanında taş görmeye geliyorlar diye dalga geçen insanları vardır. Aynı zamanda yeraltı tünelleri olan bir yerdir.
Antik dönemdeki bergama, şakirt yuhanna nın vahyinin 2:13 deki tasvirine göre, şeytan ın taht ve konutunun bulunduğu kenttir.
türkiye'nin sahip olduğu en değerli tarihi mekanlardan biri.
"halbusem ki", diyen insanları barındıran memleket. çok da tatlılar hepiciği. *
Son zamanlarda gelişmesi için adım atılan izmir ilçesi, canım memleketim. ege denizine uzaklığının az olması, tarihi zenginlikleri ve doğal yaşam alanlarıyla turizm açısından önemli olduğunu düşündüğüm şehir.

bergama ya gelenlere tavsiyem. 1 gününüzü asklepion, akropol, kızılavlu ve müzeye ayırmanız; 1 gününüzü de kozak yaylasını gezmek için ayırmanızı öneririm. kozak yaylasındaki temiz havayı içinize çekip insanların sıcakkanlılığıyla tanışmanızı tavsiye ederim. gitmişken fıstık helvası yemezseniz, kozak üzümünden yapılan şarabı pekmezi tatmazsanız pişman olurusunuz.
sakin sessiz ve emekliler şehridir demek mümkün fakat yavaş yavaş gelişmekte ve değişmekte, aynı Türkiye gibi gelişmekte.
unesco dünya mirası listesinin 999. değeri olarak tescillenmiştir. gurur duyduk.

http://onedio.com/haber/o...un-unesco-basarisi-323356
unesco dünya mirası listesine kalıcı olarak girmeyi başaran izmir'in kuzeyindeki güzide ilçesi. doğal ve tarihi güzellikleriyle gidip görülesidir.
11 haziranda koliva nın Cumhuriyet Meydanı'nda konser vereceği izmir'in ilçesi.

Ben gidemiyorum, gidebilenler gitsin..
Yanlış hatırlamıyorsam 999. Korunması gereken şehirdi.