bugün

okumazsın bilirim sevdiğim, şimdi hayatın hayhuyuna dalmış belki yemek telaşındasın, belki bulaşık, belki ders çalışıyorsun, kim bilir belki de ağlıyorsun benden habersiz. Ya ben ya ben? Ben nerdeyim? Gözyaşlarındayım, arasan bulacağın kalbinin en derinliklerinde, mutlu olduğun her saniyede, mutsuz olduğun her anda. Onlarca kez kırdığın yüreciğim ellerimde, karşındayım. Bak ben bile pes etmediysem sen neden bu kadar karamsarsın batmayan güneşim?
sessizliğini aradım her yerde. içime çektim o soğuk kirli havayı, senin kokunu alırım da bir defa daha yanımda hissederim diye. her rüyam sendin benim, her bakışım seni görürdü gökyüzünde. avuçlarımda koruduğum hayalimdin sen benim. sana bunu söyleyemesem de...
sen en güzeli sordun ya bugün; "hala eskisi gibi mi hissediyorsun"
ölemedim ki ben daha. aklımdan hiç gitmiyorsun...
ben bu yazıyı sana yazdım hatta hızımı alamadım geceyi de sana yazdım. sen de bana yazıyor gibi görünüyorsun sevdiğim.
bundan 6 gun sonraki gun senin degil benim icin cok onemli bir gun.senin icin elimden gelenler simdilik bu kadar,gonul cok daha guzel seyler almayi,yapmayi istiyor ama imkanlar sinirli ne yazikki.yine de birseyler var aklimda olursa eger,yapma diyorsun olmaz senin icin herseyi yapmak istiyorum diyorum ya seni mutlu edince mutlu oluyorum ben.
seni özlemeyi seviyorum ama özlemek durumunda olmayı sevmiyorum. galiba hep dizimin dibinde ol istiyorum. aman allahım, bu ben miyim?
bunu hissettiğimi farkedince çok panik oluyorum, çook.
Döneceksin biliyorum. Başka bir bedende de olsa, ben hep burda olacağım ve hep seni bekleyeceğim. Arada da hayata dair diğer şeyler işte...
Duamdır..!
Seni sevmeme sebep olan RABBiM;
Seni benden daha çok sevsin..
Her şey bu gece '' Yan '' şarkısını dinlememle başladı.

içimde ki o boktan duyguyu tam bastırmışken sanki tekrar gün yüzüne çıkarttı.

Garip oluyor insan. En yakınında ki birisinin en uzakta ki birisine dönüşmesini izlerken şaşırıyor. Hayret bile ediyor. Nasıl bu kadar turnusol kağıdı gibi değişik bi kimyaya sahibiz bilmiyorum. Doğamızda bu var sanırım. Biz biraz orospu çocuğuyuz. Analarımız orospu değil. Biz orospu çocuğuyuz.

2 yıl oldu.

Bazen tamamen bitirdiğimi sandım, bazen onu sevmediğimi düşündüm , bazen yeni bi icat bulan adamın hislerine sahiptim.. Fakat ben Edison'un orospu çocukluğu yaptığı Teslaymışım la.

Elime verdiler kalbimi..

Duygusal bi götveren nasıl olursunuz 2 adımla öğretiyorum.

1- Yerinizde sekerseniz.

2- Hayallerle yaşarsanız..

Ben kola ile yaşıyorum fakat gene de böyleyim. Kimyamı imalatımı , beni anama babama müjdeleyeni sikeyim diyorum bazen.

Artık '' yürü be selvi boylum endamını göreyim , sensiz geçen her günün ecdadını sikeyim'' cümlesi bile tatmin etmiyor beni.

Neyse.. Seni gene anlık hatırladım yarına tekrar unutucam. 3 ay sonra gene aklımın bi köşelerine girip kendimi buraya yazıyor bulcam...

Senin hayatını sikeyim , üzüldüğümün 3te 1 i kadar üzül yeter benim için. Bunu içten istiyorum..

iyi geceler bana.
gelseydin affederdim herşeyi. affettirirdim.. keşke deme daha sonra. ben çağırttım seni. bekleme beni artık. başka kollarda umut ara.
hakkımı helal ediyorum sana...
Iki dakika once odama geldin.
ben yine uyuma numarasi yapiyorum, cocuklugumda oldugu gibi.
Bak telefon yine bas ucunda diye sessizce soylendin.
yorganimin ince oldugunu soylemistin yatmadan once, elindeki battaniyeyi uzerime ortuverdin.
saclarima dokundun, telefonu aldin sifonyerin ustune koydun, dondun "cok cadisin biliyon mu" dedin. Tuttum kendimi gulmemek icin, geldin yine yanima saclarimdan optun. Usulca ciktin odamdan.
agabey degil abisin sen, abimsin. Ruhuma huzur verdin.
Seni seviyorum kel sey.
peynir, bal ve gözlerin vardı kahvaltıda. sonra yumurta, zeytin, reçel, kızarmış ekmek, şeker, şekersiz çay ve tek şekerli ağzın. bir de ellerin tabii. ellerinsiz olmaz. uyku mahmuruydu ses tellerin ve sanırım, annem dışında kimse tarafından kahvaltı sofrasına davet edilmemiştim o güne kadar. açlığa dayanamadığımı biliyor gibiydin, özellikle de uyku sonrası açlığa. Sabahları aksi olduğumu da biliyor gibiydin. belli olmasın diye hemen konu açmam gerekiyordu. çok ihtiyacım kalmadı çünkü hemen konuşmaya başladın. konuşurken ellerini öyle güzel kullanıyordun ki, karşındakinde de ellerini kullanma arzusu uyandırıyordun. ellerine baktım hep dinlerken. ne güzeldi ellerin. el eldin.
Öncelikle umut ışığım olduğunu belirtmek isterim.
Hoyrat olma, yine incinirim.
Bu sana yazdığım son şey olacak. *
Kısa bir süre de olsa, hayatımın neresinde olduğunu bilmen gerektiği düşüncesindeyim.
Yaptıklarından dolayı bir rastlantıdan ibaret olduğunu düşünsem dahi.
Şimdi, senden önce olduğumdan daha iyi hissediyorum.
Beni iyileştirdin.
Belki de yaptığım hataların en güzeliydin.
Kızgın değilim, kırgın hiç değilim.
Yaşadığımız anları düşündüğümde gülümseyebiliyorum.
Ve artık nasıl sevilmem gerektiğini biliyorum.
Senden tüm yaptıklarım için özür diliyorum ve tüm hataları kabulleniyorum.
Ben senin yaptığın tüm iyilikleri, o an da verdiğim tepkilerle, teker teker yaktım.
Ve ardından gözyaşlarımla bir bir söndürdüm.
En kararlı halimle ve yine bir o kadar bilinçsiz,
Kendi ellerimle beni sevenleri öldürdüm.
Bütün bunların farkına varmamı sağladığın için sana minnet duyuyorum.
Keşke biraz daha sonra çıkabilseydin karşıma.
Fakat keşke demek için çok geç.
Umarım aklında, yürürken ayakları olmayan mini mini bir kız çocuğu olarak, kalırım.
Duman solisti kaana benzeyen ama gözleri çok daha güzel olan çocuk bu yazıyı sana yazıyorum çok hoşsun çok fazla dikkatimi çektiğini belirtmek istiyorum napicam ben senle.
sen 2 yıl sonra doktorsun, ben satış elemanı.

hayal kurmayalım.
sen bu satırları okudugunda ben tuvalette olacagım.
öğrenilmiş çaresizlikleri sevmiyorum ben...senide sevmiyorum... sende öğrenilmiş bir çaresizliksin benim için...çünkü ben seninde benim yanımda olmayacağını biliyordum seninle olamayacağımı biliyordum.mesafelerin seni beni hiç edeceğini biliyordum buna rağmen bir şans dedim belki mutlu olurum dedim ama hesaba katmadığım bir şey vardı oda ikimizinde farklı hayatları olduğu farklı arkadaşlıkları olduğu...yanlış zamanda yanlış yerde olmayıda sevmiyorum ben. bence sende sevmemelisin mesela sende yanlış yerdesin benim kalbimdesin.ne işin var orda? al git hemen kendini...
Bazen ağzına sıçmak geliyor içimden. Hem de çok.
Fekat kendimi tutuyorum. Çünkü yanimdayken unutuyorum.
Kafamın ve alkolün gözünü seveyim.
Batsın bu dünya......
değer verdiğim insan için beynimin galip geleceğini hiç tahmin etmezdim. hayatımda ilk defa adam gibi bir ilişkim olacaktı ancak senin tarafından hiç edildi. sana artık senle olamasak da ben çok değer veriyorum. seninle arkadaşlığımı sürdürmek istiyorum ama tam olarak kafamda isimlendiremediğim şey beni buna engelliyor. teşhisi doğru koyamıyorum açıkçası. seni hayatımın neresine koyuyorum bilemiyorum. ortası yok ama ortası çok samimiyetsiz. ya aramızda ne yaşanırsa yaşansın hayatım boyunca değerli kalıp arkadaşım kalacaksın, ya da seni tamamen çıkaracağım hayatımdan.

ikincisini yapmam çok zor, ama birincisini de yapmamı engelleyen şeyler var. bir karar vermem lazım. ancak veremedim. umarım en kısa zamanda veririm.
Seni seviyorum ve çok özledim.
Ben öldüğüm gün
Yeşil bir elbise giy.
Bir daha görmeden yüzümü, ellerimi
Kırlarda dolaş, şarkı söyle
Ağla, gözyaşın çimen beslesin
Ulu bir ağacın dalına as resmimi

Ben öldüğüm gün
Güzel insanlarla konuş
Deniz kenarında otur, bir sigara iç
Dalgalarla dertleş.
Gözlerinin rengiyle boyansın baktıkların
Ama karaların uzağından geç...
Beni getirdiğin yerde yoksun.
Tek başıma döndüm kendime.
Sana da "geçmiş olsun"...
AÇ KAPIYI NOLUR DIŞARDA KALDIM.
neden boylesin...
ben en çok da mevsimini özledim senin. bakmadıkça güllük güneşlik cennetten bir parça. baktıkça soğuk kupkuru ayaz. her bakış adımlarımı denk getiremediğim bir basamak, gözlerimi her çekişim ölümden döndüğüm son an. sana hep baksaydım sebebin olurdum. gitmekten korkmayışım mevsimini çok sevişimdendi, anlatamadım.