bugün

cnnturk'te alp özgen ve bağış erten ile beraber futbol ekstra programını yapan aynı zamanda radikal gazetesinde köşe yazılarını okuduğumuz futbol yorumcusu
four four two dergisinde mert aydın yerine editörlüğe getirilen başarılı kadın spor yazarı.
kısa saçlıdır.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=239322
fourfourtwo nun editörüdür. ortalama bir bayanı geçtim futbol bildiğini iddia eden bir erkekten bile daha mantıklı konuşmaktadır futbol hakkında. *
türk spor basınında bütün erkek gazetecilerin de katılacağı bir birikim yarışmasında kesinlikle ilk 5 içinde olacağından emin olduğum inanılmaz insan. ingiliz futbolu uzmanlık alanıdır, fulham taraftarıdır ve craven cottage'dan kombine sahibi olduğu efsanesi kendisi tarafından doğrulanmıştır.

içi tamamen boş olan burcu esmersoy'un bacaklarının gölgesinde kalması, ancak hıncal uluç gibi insanların celebrity olduğu basın camialarında mümkündür ve ne yazık ki o camia bu memlekettedir.
galatasaray taraftarıdır yenilsen de yensen de programında ibrahim üzülmez in kapalı önünde fulleriyle takımı atağa kaldırmasını gönülden dileyen beşiktaş taraftarına dokundurmasıyla üzmüştür ama sporun gülen yüzlerinden birisidir burdan yarım metre sağa yarım metre sola dönmeyi tango zanneden spor özürlü burcu esmersoy a selam ederim.
galatasaray taraftarı mükemmel bir insan. mütevazıdır. diğer spor adamlarının veya kadınlarının yanında bambaşka bir insandır. sorulan soruya cevap verir artistlik yapmaz. süper bir insan.
çoğu 6saraylı gibi gereksiz konuşup yazmakla meşgul olan hede.
dünya tatlısı insan. güleryüzlü, insan canlısı...
iyi bir futbol yorumcusudur. güler yüzlüdür. galatasarayımızı tutmaktadır. ve galatasaray hakkında çok güzel bir yazı yazmıştır.

"Ya Galatasaray'ın tek gerçek sorunu sakatlıklarsa? Antreman sonrası eve koşup pijamalarla çekirdek çitleyerek "Ezel" seyretmenin şampiyonluk getireceği konusunda bir garanti var mıydı yeğen?"

http://www.radikal.com.tr...2010&ArticleID=991376
baya iyi zayıflamış banu hanım.
(bkz: akrep nalan)
ali sami yen'e veda yazısı okunasıdır.

http://www.radikal.com.tr...1.2011&CategoryID=103
yine tek kelime ile "harika" yazmıştır. özellikle son paragrafı okunmalıdır! hastasınım banu!

http://www.radikal.com.tr...1.2011&CategoryID=103
--spoiler--
Gündem ne, sen ne yazmışsın demeyin. Duydum ki TT Are-na;dakilerin babaları belli değildir; diyenler olmuş, en azından anneleri kim bilsinler istedim
--spoiler--

son paragrafı budur. kendisi bizim annemizmiş babaları belli değilse bu kadın kendine ayar mı vermiş, bize piç mi demek istemiştir. valla anlamadık.
gerekli yerlere çok fena laf çarpmış olan saygıdeğer bir spor yazarı.

--- alıntı ---

üç yaşına basmak üzere olan bir oğlum var. iyi bir insan olsun istiyorum. dürüst olsun. çalışkan olsun. büyüklerini saysın. küçüklerini sevsin. sevildiğini ve ona her zaman güvenen bir ailesi olduğunu bilsin. ama o, ailesine değil, en çok kendine güvensin. her zaman elinden gelenin en iyisini yapan bir insan olsun. elinden gelenin daha azıyla yetinmesin. değerleri olsun. gerekirse uğruna her şeyini feda edebileceği değerleri. eğilmesin, bükülmesin. kimseden fayda ummasın, kol kanat dilenmesin... fikri, vicdanı, irfanı hür olsun...
paylaşmayı bilsin. ödünç aldığını geri vermeyi unutmasın. doğru bildiğini yapmaktan çekinmesin. konuşmak kadar, dinlemeyi de önemsesin. dünyanın en iyi hatibi de olsa, dinlemenin konuşmaktan daha değerli olduğunu öğrensin. kibar bir insan olsun. başkalarına değer versin. dedikodu yapmasın. zor da olsa her zaman doğruyu söylesin. oyun oynayacaksa, adil oynasın. kuralına göre, centilmence oynasın. işler zora girince mızıkmasın. ne hak yesin, ne hakkını yedirsin...

olur olmaz şikâyet etmesin. zırt pırt ağlamasın. affedici olsun. sahip olduklarına şükretmeyi bilsin. sabırlı olsun. tabii mümkünse akıllı, yetenekli ve şanslı da... etrafta küçük padişahlar gibi dolaşan çocuklardan olmasın... hani her istediği alınan, her dediği yapılan... hastalanmasın diye misafirlere galoş ikram edilen, sadece çizgi film seyredilen evlerde yaşayan... o uyanmasın diye alçak sesle konuşulan ama kendisi bar bar bağıran... yok valla, o evlerden olmadı, olmasın bu ev. benim oğlum, saltanatın bittiğini, bu ev sınırları içinde ya da dışında padişah olamayacağını anlasın.

ha buna karşılık birey olduğunu da bilsin. bu ailenin bir ferdi olduğunu, sözünün dinlenmesi için 18 yaşına gelmesi gerekmediğini, mantıklı bir şey söylüyorsa kabul edeceğimizi, tehlikeli bir şey yapıyorsa pek tabii engelleyeceğimizi, tehlike arzetmeyen her şeyin başkalarını rahatsız etmiyorsa serbest olduğunu, ona ‘koşma düşersin’ bile demeyeceğimizi, aksine koşmasını ve düşerse bir şey olmayacağını görmesini istediğimizi bilsin... bu ev sınırları içerisinde ne anne-baba olmanın abartıldığını, ne çocuk olmanın azımsandığını düşünmesin...
şımarık olmasın benim oğlum. arsız olmasın. dağıtırsa, toplamak zorunda olduğunu bilsin. kadın-erkek işi diye bir ayrım olmadığını, ‘su getir’ derse o suyun başından aşağı döküleceğini, başka çocuğun elindeki oyuncağı çekip almasına izin vermeyeceğimizi, insan gibi almayı bilmiyorsa, o oyuncaktan kusur kalacağını tahmin etsin. hak ve sorumluluğun kol kola yaşadığını, sorumluluklarını üstlenmeden haklarının olamayacağını anlasın. ne 8, ne 18 yaşında silahla oynamasın benim oğlum. içki içecekse kendi bilir ama ağzıyla, adabıyla içsin.

yapması gereken bir işi yaptığı için övünmesin. gerim gerim gerinmesin. bizim ailede dürüstlüğün ve çalışkanlığın meziyet sayılmadığını, herkesin zaten öyle olması gerektiğini beklediğimizi bilsin. düşene bir tekme de o vurmasın. köşeyi dönmeyi beceri saymasın. başarının eşiğinden atlayınca kavuşulacak bir kapı değil, basamak basamak çıkılacak bir merdiven olduğunu ama her çıkışın bir de inişi olabileceğini unutmasın. haksızsa özür dilemeyi bilsin ama abartmasın. varsın biraz naif olsun ama yalaka olmasın.

gündem ne, sen ne yazmışsın demeyin. duydum ki “tt are-na’dakilerin babaları belli değildir” diyenler olmuş, en azından anneleri kim bilsinler istedim.

--- alıntı ---
106 yıldır onuruyla var olmuş bir kulübu en iyi temsil eden gazetecidir. annedir. bugünkü yazısıyla beni benden almıştır. inandığım ne varsa köşe yazısına sığdırmıştır. siyasette, sporda, medyada ne kadar soytarı varsa hepsine köşe yazısıyla tokat atmıştır. Hayran olmamak mümkün değil.

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1037046&Yazar=BANU%20K.%20YELKOVAN&Date=19.01.2011&CategoryID=103
yıllardır "koşsaydı real madrid'de oynardı" diye onore ettiğimiz sergen, hayatı boyunca real madrid'de oynamış guti'yi koşmuyor diye eleştirebilir mi?

banu yelkovan
fransızca, italyanca, ingilizce biliyor başka ne biliyor bilmiyorum ama bravo.
ablamızdır canımızdır ciğerimizdir. hem galatasaraylı hem real sempatizanı daha ne istemebilir ki. tabii bir de dünya tatlısı.
erkeksi bir ablamızdır.
itici bir havası var. sevemedim gitti.
alex ferguson hakkında radikal gazetesindeki köşesinde bir yazı yazmış olan yazar.
http://www.radikal.com.tr...8.2011&CategoryID=103
son cümleleri dikkatlice okumanızı isterim. eğer trollerin gereksiz başlıklarından, entrylerinden benim yazdığıma sıra gelir de benimkini okursanız.
futbolu sadece ''4-4-2 mi oynamalı yoksa 4-3-3 mü'' olarak değerlendirmeyen , futbolu ve futbolun tüm aksesuarlarını , görünen ve görünmeyen yanlarıyla konuşan futbol yorumcusu . piyasadaki pek çok erkek futbol yorumcusundan iyidir . salt maç izliyerek değil , gezerek görerek , okuyarak en önemlisi düşünerek yorum yaptığı her halinden bellidir .