bugün

geceleri uykusu kaçan sevdigini söyleyemeyen şimdi ne yapıyordur diye hep onu düşünen takıntılı ve kıskanç erkektir.
ben köpek gibi sevdiğim kıza zamanında açılmadım 2 sene sonra açıldım yüzünü bile görmüyorken sadece Sevdiğimi Söyledim Bilsin istedim O kadar. Peşinden koşmadım hiç sadece söyledim Ve Şu an Benim onu sevdiğimi Bilmesi Benim için Yeterli Zaten Onu mutlu edemezdim...
sevebilir ama aşık olamaz sanırım.
sadece takıntı.

ulaşılmazın yarattığı imkansızlık kompleksi.

sandığınız türde sevgiler, aşklar yok. tozpembe dünyalarınızdan bir saniye bile olsun kafanızı çıkarın.
melankoliktir, karşılıksızlıklar aslında onun karşılığıdır, o aşktan beslenir, her şarkıda hüzünlenir, karanlık gecelerde gözyaşı dökebilir, ondan iyi derviş olur, ilahi aşka yelken açabilir, iyi yazardır, yazdıklarının yüreğinden şelalelendiğini hissedersiniz, tutkuludur, idealisttir, merhametlidir, çocuksudur, kalbi dokunulacak kadar dışa vurur, dokunma yanarsın.
salaktır.
Aşıktır. Bir an evvel harekete geçmesi gerekir. Yoksa çok ah edecektir.
Bunun kadın versiyonu benim.
mallıktır salaklıktır demek yanlış olabilir.
bu işin bir mantığı yok doğrudur.

ama aşk mantığın bitti yerde başlar.

aptal insandır demek yerine,
duygusaldır, gerçekten sevendir demiyoruz.

çünkü hiçbirimiz aşkın ne olduğunu bilmiyoruz, tüm sözlük bir araya gelsek aşk'ın tatmin edici bir tanımını yapamayız.

bu yüzden aşkta her şey normaldir, acı çeken her zaman olacaktır. kendine acı çektirmenin de mantığı yoktur bu nasıl olursa olsun, karşılıksız sevende mantıksız iş yapar, aldatıldığını öğrendiğine acı çeken de mantıksız iş yapar sizin gözünüzden bakarsak.

bu işin içinde acı olmasa duygu olmazdı.
Benim evet. 4 sene sürdü. Ama her şey bitiyor.
burada yazan birçok yazarın aynı boku yediğini iyi bilendir. olum bu haltı hepimiz yiyoruz. hepiniz bi kenarda beni sevmedi diye zıbarıyorsunuz. hepimiz ahmakız, aptalız ya da her neyse. ama aramızdan çok az kişi bunu buraya samimi biçimde yazıyor. mesele samimi olmak. yüreğinden koptuğu gibi yazabilmek. bu boku yediğini kabul etmek. kendini anlatmak, acılarını, sevinçlerini, hayallerini ve hayal kırıklıklarını anlatabilmek. hayatım bu lan benim. buna tutunmuşum diyebilmek mesele. gecenin bi yarısı rte başlığı hortlatmak değil lan samimiyet! sözlükteki 3 5 kızın nickaltını yalamak hiç değil. şunu anlayın lan artık. yazın lan, anlatın kendinizi, sevdiğinizi, sevilmediğinizi, duygularınızı da okuyalım. alkışlayalım, okuyalım, adamsın diye mesaj atalım. takdir edelim. yazın da bi yazınız da kendimizi bulalım, bu boku ben de yedim diyelim.
karşılıksız sevgi maalesef ağır mallıktır. 7.2 milyar insan var. hak edene, ihtiyacı olana sevginizi verin. sizi zerre sallamayana değil.
yüreğiyle yaşayan adamdır. onun için diyecek o kadar çok şey var ki. belki deli, çıldırmış, aptal ya da dünyanın en sadık erkeği vb. olabilir aklınızdan geçen cümleler. fakat bi kalıba sokamazsın. çok farklı bir kişiliği vardır. sığdıramazsınız. kendi adıma söyleyim: ortada bir başarı hikayesi felan yok, karşılıklardan da vazgeçmişsin. o seni sevmese de seviyosun yıllarca, inanıyorsun. içine işlemiş. bunu ona anlatmak gibi bir derdin de yok. kimi zaman anlatmak zorunda kalıyorsun ama seni anlamıyor. küsüyorsun, kırılıyorsun. tekrar kendi içine kapanıyorsun ortacanlar gibi. aradan yıllar geçiyor fakat sevgisi bitmiyor. vazgeçmiyorsun. çoğu zaman onsuz. o, kocaman paragraflar oluyor, sen kurşun kalemle altını çiziyorsun her sayfada. tekrar tekrar okuyorsun. içselleştiriyorsun. çoğu içine kaçıyor. kimseler görmüyor. önce deneme, sonra öykü, ondan sonra romana dönüşüyor. ama sen dışardan sadece karşılıksız seven erkek olarak görülüyorsun. omuzlarım şahit. yoksa başını yaslardı yıllar yılı çürütürdü...