bugün

artık hayal kuramadığımız gerçeğidir.Artık insanların genelinde tek hayal ev araba almak, tatil yapmak olduğunu görüyoruz.Biz bu kadar basitleştik sanıyorum.
Bu durumu daha çok ülke şartlarına bağlıyorum.
(bkz: iddaa kuponu yatan yazarın isyanı)
şimdiki türkiyede kurulan en büyük hayalin aşkı memnu da bihterin nasıl öldürüleceği, ezel de ezelin ezel olduğu öğrenilince ne olur, yaprak dökümü ferhundesini öldürme taknikleri vs. kapsayan koskoca bir hiç. beyin o kadar gereksiz şeylere alışmış ki bu dizileri izleyebilen maddi olarak orta halli insanların kurduğu hayal bundan öte geçmez.
bundan ötesi bir ev daha bir araba daha olmadı bir çocuk daha. bu dizileri izlememe şansına sahip bireylerin kalite bakımından daha mantıklı gerçekten hayal olan şeyleri hayal ettiğini düşünüyorum. hiç değilse her perşembe bihter ne zaman ölecek diye beklemiyorlardır.
hayal kurmak insanın doğasında vardır. çocukluk döneminde, süper kahraman olduğunu hayal etmek, ergenlikte ünlü olma hayali kurmak gibi.

yukarıda yazmış olduğum gibi kurduğumuz hayallerin, dönemlere göre farlılık gösterebilmektedir. yaşadığımız dönemde ki isteklerimizi, bizi mutlu edecek şeyleri hayal ederiz.

yetişkinlik döneminde hayal kurmak, diyer dönemlerinkinden biraz farklıdır. doğruyu söylemek gerekirse yetişkiler hayal kuramazlar. çünkü öncelikleri vardır. sadece ''tatil bir an önce gelsede dinlensek, şu borçlarımı kapatabilsem çok raharlarım'' gibi şeyleri düşünürler. bunları ''hayal'' kapsamına ülkemizde alabilme şansımız olabilir ama sonuçta gerçekleşebilecek şeylerin hayalini kurmak hayal kapsamına giremez.
belki oyuncaklaşmış aşkların yerine bir yenisi koymak bu kadar basitleştiğinden , belki eskisi kadar ak olmadığından kalbimizin , gözlerin kaybetmesinden o parlak üç noktayı ; içlerinde barındırmamaları artık , güldüğünde kimsenin gözünün gülüşüne eşlik etmeyişinden artık hayal kurmakta bir meziyet haline gelmiştir, gözünün yağına yalakalık yaptığımın çağında.

belki de yokluğun ne demek olduğunu , o tatlımsı acıyı hiç hissetmediğimizden damaklarımızda unutmuşuzdur hayal kurmayı. aklın alamayacağı şeyler beyinlerde nefes almıyor artık , küçük bir beyin fırtınasının hemen ardından işte bunu da yaptılar çocuklar deniliyor.

sterilize ortamlarda sergileniyor her şey şu günlerde , orada seviyoruz , seviliyoruz , yemek yeyip içiyor , sohbet ediyoruz. çamurlarda koşarak , kirlettiğimiz üstlerin o mis kokusunu burnumuzu silerken kazağımıza, duyamıyoruz. apartman çocuğu lakabı takıldı , salıncak yüzü bir kaç kez görmüş , temeli eksik bireyler olduk hepimiz. meyveleridir belki de bu yaşanmamış çocukluğumuzun...
çok doğru.
bir gemim olsun isterdim mesela.. para basan bir holdingim, genç yaşta ceo olmak istedim. basit bir mısır bitkisinden bile trilyonlar kazanacak dehaya sahip olmak isterdim, gazetem olsun, televizyonum olsun istedim..

tüm hayallerimi çaldı şerefsizler !*
türk insanı uzun süredir hayal kurmuyor şartlar neyse onu yaşıyor malesef.
(bkz: sistemi sikeyim sana birşey olmasın)
kurduğun hayaller bir bir yerle yeksan oldukça, çıtayı alçaltırsın. korkarsın. ürkekçe kurarsın küçük hayallerini artık ve kocaman değillerdir eskisi gibi. kocaman bir uçağım olacak ve ben uçurucam onu! hayır artık yarın 5 dk fazla uyusam ne güzel olurdur... büyüdükçe küçülen hayaller, gerçekleştiğinde daha minik mutluluklar verir insana ve sanarsın ki mutluyum. beş dakika daha uyudum bugün! hayır mutlu falan değilsin işte kandırıyorsun kendini ve hayallerini. gizli, korkak ve zavallı düşlerini...

edit: imla
yanlış önermedir.
(bkz: fakirin ekmeği umuttur)
En güzel hayalleri küçükken kurardık o zamanlar dizlerimiz dirseklerimiz yara bereydi,şimdi ise içimiz yara bere için de o yüzden hayal kuramıyoruz düş'üyoruz.
(bkz: insanın büyüdüğünü anladığı an)
dünyanın ve yaşam gerçeğinin biz ölümlüleri zorunda bıraktığı durumdur. ama hayaller de hayatın bir zorunluluğudur. her ne kadar artık hayal kurmayacağım desek de ister istemez aklımız hayaller ile meşgul olur. işin asıl kötü yanı hayal edip gerçekleşeceğine dair en ufak bir umut kırıntısına sahip olmamaktır. bizler için zor olan hayal edememek değil artık umut edememektir.
Bu nasıl bir devrandir böyle? Kendiliğimden uykuya dalana tek her gün başka hikayelerin kahramanı olurken nasıl olduda mutluluğu hüznü aşkı gururu kini öfkeyi hissetmemeye başladım, nasıl oldu da el alışkanlığından sigara içip, o her dinleyişimde harf harf gönlüme akıttığım şarkıları ruhsuzca ve sanki zorla dinleyerek vaktimi öldürmeye başladım? Küserdim ağlardım olmadı şiir yazar çok kırılmışsam intiharı düşünüp bir şeyleri hissederdim peki neden şimdi ağaçtan gökyüzü görünmeyen yaylamı yahut onun gözlerine dalacagim deniz kıyısı sahilleri istemiyorum? Ben depresyondan o sıkılmış o bitmiş halimden çıkmak isterken bunu istememiştim, hayalsiz amaçsız hissiz bir o kadar karanlık ve biçare.. Cümle kuramıyorum epeydir, her şeyden uzağım, samimi değilim herkesten bir kötülük bekliyorum her bir şey bana hiç yaşamamışım gibi geliyor. Eskiden yazı yazsaydım eminim böylesine, bu cümleler birbirine girmezdi, içim o kadar kalabalık ki senelerin verdiği yorgunluk bitiriyor insanı, şimdi mesela aklıma yine bir şey geldi ve unuttum her şey anlık gelip gidiyor şuan ana fikri unutup gitmişim. Bir konu daha var bende, kişilik;eski halim ne kadar aptal ve safmış her konuya atlayıp ben bildim havasına çok girmişim, hem hiçbir yere ait olmadığım halde her yerde efendi sanırmışım kendimi. Affola bir konuya girip içimi dökerken başka bir şey aklıma geliyor iyice batırdım farkındayım ancak neden böyle oldum ben, neden her şeye üşeniyorum? Ben eski hayal kurabilen amacı olan sevgi hüzün öfke vs hissedebilen şiir öykü yazan kitap okuyan mutlu çocuğu istiyorum bu aptal ne yaptığını bilmez arafta sıkışmış bir gerzegi değil, dostlar hayatınızın kıymetini bilin çektiğiniz acıların farkında olun ama isyan çıkarmayın, ben gibi hale düşmeyin, yaşadığınız travmalar sonrası ayağa kalkın ben gibi uyuşturucu batağına girip ruhsuz çıkmayın kendiniz çıkmaya çalışın, ne olur yazımı tekrar okuyun neler neler saçmalamışım görün ne kadar aptala döndüğünü robot gibi yaşadığımı bilin, bu naben halimi görüp sımsıkı sarılın hayata.. Neler yazmak isterdim neyse, iyi günler.. Bir gün ağlarsanız benim içinde ağlayın uzun zaman oldu aglamayali, pek yakınlarım öldü gram bir şey hissetmedim, ağlayın gülün öfkelenin ama öylece durmayın aylaar sonra sözlüge girdim bir gazla böylesine kafamın karisacagini bilsem belki yazmazdım..