bugün

araplık kültürünü sokmak için arapların din yoluyla en çok hareket ettikleri yöntemdir.
atatürk'ümün türkçeye çevittirdiği fakat sonra menderes yobazının tekrar -büyük ihtimalle anlamadığı- arapçaya çevittirdiği ezandır.
her gün 5 kere zorla kulağımıza monte edilen müziktir. zorla insanın zihnine oturur. yarısı allahu ekberden oluşur. başlangıcında da 4 kere allahuekber demesi cabası.
bilinçaltınıza işler böyle şeyler.
anlamadıkları dilde her gün şarkı dinleyen,
bin yıldır nesiller boyunca okunan ezanı sorguladığını zanneden
(bkz: bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli) sözünü dahi anlamayacak kadar kendi dilinden de uzak olan
kişilerin karşı çıktığı dini ritüel.
sana zorla inan diyen yok, (bkz: sizin dininiz size benim dinim banadır)
yeni zelanda da norveççe radyo yanını yapmak gibi birşeydir. normal koşullarda insanların ezanı dinlediğinde "ne okunuyor lan, hangi dil bu, burası arabistan mı" demesi gerekirken, tam tersi ezan sırasında kendilerinden geçmekte, cennette içecekleri süt ırmaklarının tatlı hayaliyle mest olmaktadırlar.
ezan okunduğu sırada oradan bir amerikalı geçse ve " afedersiniz ülkenize gelirken türkçe öğrenmiştim fakat günde 5 sefer minare dediğiniz kulelerden okunan şey hiç de türkçe ye benzemiyor" dese bizimkisi ne cevap verecektir? bir cevabı olacağını sanmıyorum fakat belki bu, kafasını önüne eğip "ne yapıyoruz lan biz?" demesine vesile olabilecektir.
ezandır. arapça ezan diye bir şey yoktur çünkü arapçadan başka dilde olanına ezan denmez.
turkce bilen bir amerikalinin turkiyede ezani duyup bu ses nedir diye sormasi halinde bin dortyuz kusur yillik bir dini mesajin gunumuz dunya cografyasinda arabistan'dan endonezya'ya rusya'dan japonya'ya misir'dan guney afrika cumhuriyeti'ne oradan bosna hersek'e ve hindistan'a kadar farkli dillerin ve irklarin oldugu yerlerde ayni dille okunan ve birlige beraberlige cagiran birligi animsatan arapca cagri olarak cevaplanmasina sebep olacak dini bir teamuldur.

ama amerikali gelip de nufusunun %90 dan fazlasi musluman olan ulkede ezanin neden arapca okundugunu sorgulamadan once rejimi muhafaza etme kilifi altinda dinini yasamak isteyenlere neden eziyet edildigini sorarsa o zaman kafa karistirabilir.
öncelikle namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz. namazda gözü olmayan arkadaşlar bok bildikleri sanmayıp naşlamalı, bu başlığa saçma entry ler girmemelidirler. ezan islam dininde namaz vaktinin girdiğini cemaate bildirir. arapça ezan diye birşey yoktur. çünkü ezan zaten arapçadır. ezan arapçalaştırılırken " ahali duyuyor bari anlamını bilsin" sebebinin arkasına sığınılmıştır. fakat kimsede dememiştir ki efendi onun yerine isteyene arapça dersi ver de öyle anlasınlar. arapça ezan, olması gerekendir. ve islam kültürünün 1400, türk kültürünün ise yaklaşık 900 yıllık geleneğidir. son 80 yılda tartışılmasına anlam vermekte güçtür.
ezanın, arap dilinde okunduğu zaman aldığı isim.

bir söz vardır, "gözü namazda olmayanın kulağı ezanda olmaz" diye. ulan sanki 5 vakit ezanı duyuyosunda şikayetçi oluyosun. sabah ezanında horul horul uyuyoruz ya da barda orda burada sürtüyoruz, öğlen desen ya uyuyoruz ya da iş, okul telaşından duymuyoruz bile, ikindi ezanı da aynı şekilde. akşam ezanı yolda oluyosun, yatsı ezanında ya uyursun ya da duymazsın. yani saçmalıyosun arkadaşım, arapça ezanmışta bilmemneymişte. hadi hepsini duyuyorsun diyelim, saygı nerede kaldı. saygıyı ezana duymasan bile , toplumun büyük bir çoğunluğuna duyman gerekir. bu şekilde serzenişte bulunmak doğru değil kanımca. ayrıca; dolmuşa binince arabeski dayasın dolmuş şoförü, hadi yiyosa de ki " bu ne ya, bilinçaltımıza yerleşiyo bu, ruhumu karartıyosun", adamı sıçırtırlar olduğu yere.

kaldı ki namaz kılmazsın, oruç tutmazsın, ezanın arapça okunmasına karşı çıkarsın, ulan, ezan urduca okunsa ne, almanca okunsa ne senin için... ezan işte, asıl amacı namaz vaktinin geldiğini müslümanlara bildirmek olan sesli uyarı. eskiden kimsede cep telefonu yok, aksiliğe bak, merkezi mesaj sistemi diye bişey de yok. yani cepten mesaj atamamışlar namaz vakti geldi ey müslüman, kılacaksan kıl namazını diye, bağıralım da duysun millet demişler. durum bu işte, şimdi de geleneğin devamını görüyoruz. ezanı duyan türkler, orjinali bozulmasın diyerek arapça okumaya devam ettiler, hak vermek lazım çünkü o dönemde yaygın dil arapça, müslümanlığın temel kaynakları da arapça. ancak zamanla ezan a farklı anlamlar yüklendi. ezan sesi duyulan topraklar müslüman toprağıdır denildi, ezan müslümanlığın nişanesi olarak algıladı. bu algı yerleşince de ezanın arapça okunması yerleşik bir içtihad oldu. asıl fonksiyonuna göre arapça okunması veya okunması şart değildir. ancak zamanla bu şart haline geldi-getirildi insanlar tarafından. ister sevin ister sevmeyin bu ülkede ezan okunacaktır ve bu arapça olacaktır. bunu değiştiremezsiniz. son zamanlarda ağızlara sakız oldu ancak, bu demokrasinin bir gereğidir, toplumun çok büyük bir kısmı bu yönde düşünmektedir.

atatürk değiştirdi zamanında diyeceksiniz, evet atatürk değiştirdi. ancak atatürk ün diğer yenilikleri kadar benimsenmemiş olacak ki halk tarafından, bu yenilik tercih edilmedi ve eski durum devam ettirildi.
ezan, arapça-türkçe, hey gidi dogma diyerek karşı çıktıklarının aslında kendi dogmaları olduğunun farkında olmayan andavallar sizi..

laikliği en baba şekliyle savunurken devletin dine müdahelesini sırf atatürk yaptı diye savunmak avam tabirle kemalist kişilik bozukluğuyla açıklanabilir. etrafta sivil dikta naraları atarken şapka kanununu savunmak bu karşamaşanın diğer semptomlarındandır.

karşı tarafa dogma, mit, dayatma gibi argümanlarla saldırırken kendi yapısından bihaber bu bünyeler için her doğru atatürk'ün yaptıklarından ibarettir. bu andavallar yüzünden atatürk bu ülkenin çocukları için ideal bir liderden çok saygı duyulması zorunlu bir diktatör haline getirilmiştir malesef. lokuma bokum diyen bu çapsız adamlar yüzünden bir deha olan atatürk bile itici hale getirilmiştir malesef.

devletin her projesi gibi bu endoktrinasyon süreci de ters tepmiştir. "su içmiyorum atatürk boğulur yoksa" diyen küçük bir kız bu projenin başarısının göstergesidir. iki dil bir bavul filminde olduğu gibi "andımız" yalnızca o sözlerin çıkmasından ibaret bir tören haline getirilmiştir. özü değil, ezberi işlemiştir o çocuğa ve bu sistemin ezberleriyle büyüyen ve devletin başarı olarak görebileceği bir kısım insan ise atatürk'ü putlaştırarak her dayatmacı zihniyetin refleksi olarak nefret uyandırmışlardır..

ezan arapçadır, kelime olarak ta içerik olarak ta.. "arapça ezan" gibi bir ifade "church bells" yerine "english church bells" gibi saçma bir ifade şeklidir.

atatürk, ezanı türkçe şekliyle ilk ayasofya'da okutmuştur. peki bu uygulama doğru mudur?

bu uygulama malesef saçmalıktan ibarettir. işte kimi sivri akıllı ulan ne söylediğini bilmiyorum, türkçe olsa koşa koşa camiye giderim derken de bu saçmalığı başka bir saçmalıkla savunmaya çalışmaktadırlar.

yurt dışından gelen turistler ramazan ayında girdiği lokantada saygılı olmak için diğer müşteriler gibi ezanın okunmasını beklerken(bu olayın şahidiyim (bkz: oradaydım)) bizde ezana tahammülsüz sözde er kişiler haksız mıdır ?

bu arkadaşlar için şunu söyleyebiliriz. tahammülsüzlüğünün çapını ölçecek baremi henüz keşfedemedik, (bkz: lan ben neyse bişey demiyorum) ama şunu bil ki bu topraklar için dökülen kanlar senin götüne o pantolonu çekip, fışkını içip eğlenmen için dökülmedi. sen ezan sesine bile tahammül edemezken de ben senin gibi andavallarla bile yaşamaya razıyım...

bu arada sivrisinek vızırdayarak yanıma geldi ve "yahu siz neden yıllardır aynı şeyleri konuşuyorsunuz" deyiverdi.

ah be sivrisinek bu ülkede bazı dinazorlar olduğu müddetçe biz daha çok konuşuruz bunları. el oğlunu da televizyondan izlerken "gavur yapmış" demeye devam ederiz.
--spoiler--
tanrı uludur (4 kez)
şüphesiz bilirim bildiririm tanrıdan başka yoktur tapacak (2 kez)
şüphesiz bilirim bildiririm tanrının elçisidir muhammed (2 kez)
haydin namaza (2 kez)
haydin felaha (2 kez)
tanrı uludur (2 kez)
tanrıdan başka yoktur tapacak (2 kez)
--spoiler--

türkçesi bu olan ezan. anlamadığım sey şu; bunu ilköğretim ikinci sınıfa giden bir çocuga üç kere okutsan ezberler, eşşek kadar adam olmuş, üniversite bitirmiş, kalkmış böyle bir platformda yazar olmuş adamların "ben bunu günde beş kez duyuyorum ama anlamıyorum yeaaa" diye salakça serzenişte bulunmaları. lan oğlum mal mısınız, yoksa camiye nasıl ayakabıyla girilmiyorsa, kamusal alana başörtüsüyle girilemez diyecek kadar gerizaklı mısınız?
(bkz: ezan sesinden rahatsız olan laik)
Dr Hayrettin Bulutun Almanya Hatıraları adli kitabından bir anekdot:

Dr Bulut Alman bir iş Adamına tercümanlık yapmaktadır.bir arazide arabaları arıza yapar.çok uzaklardan okunan sabah ezanının sesi belli belirsiz gelmektedir.Alman iş adamı sesin ezan sesi olduğunu duyunca şöyle der:

-bu saatte inananları hayata çağıran ses, gerçek dinden başkası değildir.

sırf bu sesin yankılanması için bu toprakları kanıyla sulamış evlatlarımızın kemiklerini sızlatmayın.rahatsız olsanız dahi tahammül edin,saygı gösterin,haddinizi bilin..lütfen..
türkiyede okunarak arapların din yoluyla türkiyeyi ele geçirdiğinin göstergesidir.

allah bizlere yeni bir mesaj yollasa ya da bir kitap indirse ve dese ki bu topraklarda ezanı kürtçe okuyun.

sıçtığınız andır.
Genellikle ramazan bayramlarında sıklıkla okunan ve dinlenildiğinde insana
huzur veren arapçayla camilerde imamların okuduğu/söylediği islâmi ezgidir.
eski bir fıkradır. anadoluda bir köylü arabistana gider. dönüşte hatırlarını soranlara: "ya garip insanlar ezanı türkçe okuyorlar, iş konuşmaya geldi mi anlaşamıyoruz" der.

(bkz: anlamadın değil mi)
biz bunu 1950'lerde aşmamışmıydık sorusunu akla getirir.
kendi inandığı inancın diline değilde, islam dininin objelerine saldıran kendini bi b*k sanan yazar söylemidir.
(bkz: sanane kardeşim sanamı dert)
belki türkçe olsa bu çağrıya cevap verecek kitle daha da artacaktır çünkü ne söylendiğini bilir, arapca okunması da evrenselliğindendir.
Ülkeyi beğenmeyen dinsizler siktirin gidin burası müslüman ülkesi siz bu ülkede rahat rahat yaşayabildiğinize şükredin mk ışid gibi kafa mı kesmek gerekiyo illa saygı duymanız için!
arapça ezan yoktur. ezan vardır. sıfata ihtiyacı yok. ezan arapçadır.
allahın arap olduğunu düşünenlerin ısrar ettiği ezan türü. bu tiplere arapça küfretsen ona da şükrederler. (bkz: #27508922)
müslüman geçinenlerin çoğu bile bir şey anlamıyor buna rağmen gereksiz arap sevciliği yaparlar. acaba ezan türkçe olsaydı arabistan da okunur muydu?
evrenseldir. evrenselin global küreselin ne olduğunu bilmeyenler googleye baksın.

gerçekten çok yazık..
Bu nasıl başlık sanki Fransızca ezan var da.